X

Yeni yıl farklı olsun istiyorsan sen değiş: Odaklanma ve deneyimin önemi

Bu sene hepimiz için oldukça farklı bir yıl oldu. Birçok alışkanlığımız kökten değişti. İstesek de istemesek de kendimizi değişimin tam ortasında bulduk. Belki bu yıl geçen yıllarda olduğu gibi büyük umutlarla hedefler belirleyemiyorsunuz. Ancak yeni yılda kendiniz için yapabileceğiniz çok önemli bir şey var: Değişmeyi öğrenmek. Değişmeyi öğrenmek için de bilmeniz gereken iki altın kural var: Odaklanma ve deneyim.

Değişimin birinci altın kuralı: Odaklanma

Şunu mutlaka yaşamışsınızdır: İşyerinize, kafanızda çok net bir planla gelmişinizdir. Sonra bir bakmışsınız, evinize doğru yola çıkmışsınız. Aradan 9-10 saat geçmiştir ama öncelik verdiğiniz işlerden olsa olsa bir veya ikisini yapabilmişsinizdir. Üstelik o gün neler yaptığınızı doğru dürüst hatırlamıyorsunuzdur. Bunlar tanıdık geldi mi? Merak etmeyin, bunları yalnız siz yaşamıyorsunuz. Araştırmalara göre zamanımızın yüzde 47’sini yapmakta olduğumuzdan farklı şeyleri düşünerek harcıyoruz. Bir başka deyişle, birçoğumuz otomatik pilotta gidiyoruz.

Günlük hayatta odak hırsızı bir çok uyaran var. Bunların başında akıllı telefon, sosyal medya ve reklamlar geliyor. Zamanınızın çoğunda otomatik pilotta gidiyor olmak moralinizi bozmasın. Beyninizi eğitmenin bir yolu var. Beynin çalışma prensiplerine uygun bu yöntemin adı nöropsikoterapi. Nöropsikoterapi ile odağınızı daha iyi bir noktaya taşıyabilirsiniz. Odaklanma ve farkındalık konusunda nöropsikoterapi oldukça etkili. Odaklanma o anda yapmakta olduğunuz işe yoğunlaşmayı, farkındalık ise dikkat dağıtıcı unsurları ortaya çıkar çıkmaz tespit edip savuşturmayı ifade ediyor.

Nöropsikoterapi ile elinizdeki işe konsantre olur, içsel ve dışsal tüm dikkat dağıtıcı unsurları fark edip savuşturursunuz. Dolayısıyla etkinliğiniz ve yaratıcılığınız artar ve akışta kalırsınız. Nöropsikoterapi özetle, anda kalmanızı zorlaştıran içsel ve dışsal verilerin, geçmişte çözümlenmemiş işlerin ve ruminasyon dediğimiz zihinde dönüp duran olumsuz düşüncelerin farkına vararak bu döngüleri kırmak ve beyinde yeni yollar açmaktır.

Araştırmacılar, nöropsikoterapi egzersizlerinin beyni yeni baştan programladığını, daha akılcı ve daha az duygusal bir yapıya büründürdüğünü ortaya koydu. Bir karar verirken nöropsikoterapi çalışması yapan kişilerin beyinlerinde rasyonel (akılcı) karar alma sürecini yöneten arka insula bölgesinde hareketlilik artıyor. Bu da kararlarını duygudan çok somut olgulara dayandırmalarını sağlıyor.

Bazı araştırmalar muhakeme sürecinde duyguların mutlak etkisi olduğunu gösterdiği için nöropsikoterapinin bu etkisi harika bir haber. Dahası olumlu ve olumsuz duygularımız, bilinçli düşüncelerimizden çok daha kısa sürede oluşuyor. Bunun için milisaniyeler yeterli. Mesela savaş ya da kaç refleksimizi sadece aslanlar karşısında değil, zihnimizden geçen veriler karşısında da gösteriyoruz. Nöropsikoterapi teknikleri beyni yeni baştan programlıyor. Bunun üç önemli sonucu var: Birincisi odaklanma beceriniz gelişiyor. İkincisi her şeyi daha berrak ve net görmeye başlıyorsunuz ki bu da muhakeme becerinizi olumlu yönde etkiliyor. Üçüncüsü ise, sakin kalma olasılığınız oldukça artıyor. Sakin kalmak, fizyolojik ve duygusal stresinizi azaltırken karşılaştığınız problemlere yaratıcı çözümler bulmanızı da sağlıyor.

Değişimin ikinci altın kuralı: Deneyim

Değişimin ikinci altın kuralı, deneyimlemek. Bir şeyi bilmek, ona odaklanmak, farkına varmak çok güzel şeyler ama yeterli değil. Bunun için beyninizi yeni deneyimlerle bombardıman etmelisiniz. Beyninizi küçük bir çocuk gibi görün ve onun dikkatini çekin: Yaratıcılık ve yeni yollar beyninizin ilgisini çeker. Yaratıcılığınızı hemen başlatmanın yolu, yeni deneyimleri benimsemekten geçiyor.

Nörobilimciler beyni yeni deneyimlerle bombardıman ederek dünyaya yeni bir pencereden bakma imkanı olduğunu bulmuşlar. Bunun için de arada bir ofisinizden ve evinizden dışarı çıkmak, yürüyüş yapmak, yeni olaylar, insanlar ve yerler deneyimlemek gerekiyor. Bu yeni deneyimleri yaptığınız işe katmak, hayatınızın bir parçası yapmak, kısaca harekete geçmek deneyim için şart. Dışarı çıkmak (mesela açık havada uzun yürüyüşler yapmak), yeni şeyler yapmak, farklı düşünmek ve farklı bakmak değişimin başlangıcı.

Yeni deneyimler için güzel bir yol: İçsel Değişim Kampı

İşte beyninize yeni deneyimler sunabilmeniz için ben de size bir kamp sistemi hazırladım: İçsel Değişim Kampı. Bu kamp size ve beyninize yeni bir deneyim sunarak değişim yapmanızı kolaylaştırıyor. Online katılımlı İçsel Değişim Kampında günlük uygulamalar gönderiliyor. Kamp süreci birebir çalışma şeklinde ilerliyor ve günümüzde geçerli olan terapi yaklaşımlarından bilişsel-davranışçı terapi, nöropsikoterapi, Gestalt terapi, çözüm odaklı terapi, öz şefkat ve mindfulness temelli, kişiye özel uygulamalardan oluşuyor.

Yapılan ilk görüşmede hayatınızda çözmek ve iyileştirmek istediğiniz konu tespit ediliyor, hedefleriniz belirleniyor ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda size bir program hazırlanıyor. Her gün size o gün içinde yapmanız gereken, nörobilim temelli uygulamalar gönderiliyor. Kamp süreci ile ilgili sorumluluk almanız ve aktif katılımınız çok önemli. İçsel Değişim Kampı hayatınızı istediğiniz doğrultuda yönlendirmenizi kolaylaştırıyor. Her gün yaptığınızdan farklı bir şekilde yatağınızdan kalkmak, işe veya okula farklı yollardan gitmek gibi ufak değişiklikler bile, yeterli sayıda yaptığınızda uzun vadede sizi değiştirme gücünde.

İçsel Değişim Kampı, psikoloji bilimindeki en son gelişmeleri sunmakla kalmayan, aynı zamanda bedeniniz ve zihniniz için tamamen yeni bir “tasarım” sunan modern ve bilimsel bir sistem. Kamp boyunca her gün hayatınızda küçük değişiklikler yapıyor olacaksınız. Bunlar başlangıçta sizin için algılanamayan değişiklikler olabilir. Ancak uygulamaya devam ettikçe, hayatınızda gözle görülür değişiklikler olduğunu deneyimleyeceksiniz. Eğer herhangi bir şeyi 28 gün boyunca gerçekten yaparsanız, bu sizi değiştirir. Bu sistemi farklı kılan şey, uyguladığınız tekniklerin çoğunun siz onları kullanmayı bıraktıktan uzun süre sonra bile size yardımcı olmaya devam etmesi.

İçsel Değişim Kampı sürecinde edindiğiniz deneyim yaşantınızda bir değişim dalgası yaratarak bunun hayatınızın diğer alanlarını da etkilemesine ve böylece başkalarının da etkilenmesine sebep olacak (dalga etkisi). İçsel Değişim Kampının en temel amacı, düşüncelerinizin ve yaşamınızın kontrolünü elinize almanız. Bu sistemi uygulayabilmek için öncesinde herhangi bir yeteneğe sahip olmanıza da gerek yok. Eğer gözlerinizi kapayabiliyor, konuşabiliyor, yazabiliyor ve hareket edebiliyorsanız, düşünce ve davranışlarınızı da kontrol edebilirsiniz. Ve sonuçta hayalinizdeki hayatı tasarlayabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kamp ödevlerini adım adım izlemek, doğru yaptığınızdan emin olmasanız bile bunu sürdürmek.

İçsel değişim kampı hakkında detaylı bilgi almak ve sadece Uplifers okuyucularına özel indirimden yararlanmak için websitemi ziyaret edebilirsiniz. www.ayselkeskin.com

Şuraya Tracy Chapman’nın “Change” şarkısını bırakıp, herkese iyi seneler diliyorum.

İlginizi çekebilir: Hayatta bu kadar acı varken, nasıl sağlam durulur: Psikolojik sağlamlık (Resilience)

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale