“Yeni” her zaman mutluluk mu getirir?
Yeni kelimesi size neyi çağrıştırır? Ferahlık? Heyecan? Merak? Nefes? Değişiklik? Mutluluk?
Hepimiz için ifadesi farklı farklıdır eminim ama, ortalamaya baktığımızda genellikle pozitif anlamlar, hisler taşıyan kavramlar çıkıverir ağzımızdan. Peki hep böyle midir?
Şahsen ben de bugüne kadar bu şekilde olduğunu düşünüyordum, aksini hiç düşünmemiştim ya da gözlemlememiş, fark etmemiştim.
Geçenlerde Rida Kirasi’nin Sesle Şifa çalışmasına katıldığımda çıktı bu durum su yüzüne. Kısaca, yepyeni bir yerde çalışmalarını yapacakları için heyecanlı ve mutluydular, ama hava şartları yüzünden hayal ettikleri ve hazırlandıkları salon yerine, bir anda tüm hazırlıkların yönünü değiştirip küçük bir salona geçmek zorunda kalmışlardı. Bu defa bu yenilik rahatlık ve mutluluktan çıkmıştı. Rida şu sözlerle açmıştı çalışmayı:
“Yeni her zaman mutluluk değildir. Yeni, aynı zamanda belirsizliktir. Beklediğin olmayabilir, beklemediğin gelebilir. Sen buna kendi içinde karşı mı koyacaksın, yoksa bu yeni durumla uyumlanacak mısın?”
Yeninin belirsizlik olduğunu daha önce nedense hiç düşünmemiştim. Yeniyi kendimce kalıplaştırmış ve içine belirsizliği yerleştirmemiştim. Çünkü belirsizlik benim için negatif bir kavramdı aslında; kontrol edemediğim durumlar, korku, beklemekti. Bu sebeple de yeni kavramının içine hiç koymak aklıma gelmemişti. Halbuki o da vardı ve aslında hayatta her anımızın baş tacıydı. Hoşumuza pek gitmeyen bir sürü sıfatının yanında belirsizlik değil miydi bizi monotondan uzaklaştıran, merak ettiren, umutla dolduran?
Doğru, yeninin içinde belirsizlik de vardı ve belirsizlik her zaman neşe, coşku, mutluluk taşımıyordu insanın hayatına. Bu da hayatın bir gerçeğiydi. Işık olduğu kadar karanlık da olacaktı bu dünyada. Herşeyin bir zıttı vardı ve bizim anlamamız için olmalıydı da.
Peki yeninin karanlık tarafına razı mıydık? Beklediğimiz olmadığında, yeni, bize hiç beklemediğimiz yepyenilik getirdiğinde tepkimiz nasıl oluyordu? Hemen karşı mı çıkıyorduk, görmezden gelip istediğimiz konusunda inat etmekte ısrarcı mı davranıyorduk yoksa geleni kabul edip elimizden geldiği kadar yumuşakça yeni duruma mı uyumlanıyorduk?
O çalışma o gün işte böyle başladı. Benim kafamda kocaman, ışıklı bir kapı açtı. Teşekkür ettim farkındalıkla bana ışık olan, güçlendiren her ana.