Anne, babaların da yeni bir düzene alışacağı bu dönemde, evde olan değişiklik tüm aile bireylerini doğrudan etkilemektedir. Yeni bir kardeşe alışmak, çocuk için kabullenmesi oldukça zor bir durumdur. Kıskançlık, aslında korkmak, sevinmek gibi doğal bir duygudur. Çocuğun hayatta kalmasını ve gelişmesini sağlayan her şey, yani yeme, sevilme, okşanma, ilgi görme ve özel olma hissi çocuğa anne ve baba denilen, onun için biricik olan bir kaynaktan akıyor. Anne, babanın gösterdiği sevginin ve verdiği cesaretin ışığıyla çocuk gelişiyor ve yavaş yavaş çevresine hâkim olma becerisi kazanıyor.
Kardeşin var olma düşüncesi veya varlığı aslında tüm bu sahip olduğu ilginin, şefkatin daha az olacağı anlamına geliyor. Alışılmış ve beklenen ilginin paylaşılması düşüncesine karşı verilen doğal bir tepki olarak da kıskançlık ortaya çıkabiliyor. Çocuk, annesinin ve babasının her şeyine, tüm oyuncaklara, tüm yemeklere, tüm alana sahip olduğunu düşündüğünde kendini güvende hisseder. Anne, babaların oldukça önemli görevi bu aşamada, her bir çocuğuna güvende olduklarını, özel olduklarını, sevildiklerini hissettirmek, paylaşmanın ve uzlaşmanın güzelliklerini keşfetmesine yardımcı olmak, kardeşlerin günün birinde birbirlerine mutluluk vermeleri ve destek olmaları için gerekli altyapıyı hazırlamaktır. Çocuğun/çocukların yaşadığı duyguyu anlamaya çalışmak karşılaşacağımız her zorluk için geçerli ilk adımımızdır.
Peki, aileler sürece destek olmak için neler yapabilir?
Çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve kişilik özelliklerine bağlı olarak ailenin kardeşin var olacağı konusunda yaklaşımı, bilgilendirmesi çok önemlidir. Eğer çocuğunuz yaşı küçükse soyut düşünme becerisi henüz gelişmediği için konuyla ilgili yazının sonunda belirteceğim resimli kitaplardan yararlanabilirler. Birlikte kitap okuyarak resimler üzerinden konuşmak, çocuğun duygularına alan açmak; bilmediği belirsizliklerle dolu bir alana ışık tutmak faydalı olacaktır. Çocuğun yaşı büyük ise anlayacağı kelimelerle, doğru bir dille ve sakinlikle anlatabilirsiniz, kaç yaşında olursa olsun çocuğun fikri ihmal edilmemelidir.
Aileye yeni bir bebek gelmesi, ev içinde de bazı değişikliklerin olmasını beraberinde getirebilir. Fakat büyük çocuğun düzeninde ve rutin hayatında çok köklü değişiklikler yapılmamalıdır. Oda değişikliği, yeni eve taşınma, günlük yapılan planların artık yapılmaması, çocuğu önceden söz konusu olmayan ev dışı etkinliklere yönlendirmek, bir anlamda uzaklaştırmak gibi hayatını doğrudan etkileyen değişikliklere bu dönemden önce yer verilmemelidir. Eğer böyle planlar var ise ertelenebilir, çocuğun hazır olduğu süreçte görüşü sorulabilir. Çocuklar alışkanlıklarından vazgeçmek istemezler, eğer varsa, rutinleri (hafta sonu parka gitmek, akşam anne ile oyun oynamak, baba ile kitap okumak gibi) devam ettirilmelidir.
Bebeğin odası birlikte dekore edilebilir, çocuğun da fikrini alarak tamamlanabilir. Bebek için bir şeyler alındığında, ilk çocuk için de küçük hediyeler alabilirsiniz. İlk aylarda bebeği görmeye geleceklerden de minik bir rica da bulunarak, çevrenizin de bunu devam ettirmesini isteyebilirsiniz. Önemli olan burada birebir eşitliği sağlamak değil, ikinci planda hissetmemesini, onun da değerli olduğunu hissettirmektir. Diğer taraftan çocuğun bu süreci doğal algılamamasını sağlayacak konu ise; ihtiyacından ya da olması gerekenden fazla şımartılmasıdır. Kolay bir süreç olmayabilir ama doğaldır, geçicidir, alışılacaktır. Çocuğa fazlasıyla hediyeler almak, istediklerini hemen yapmak, doğal süreçten farklı davranmak aslında süreci zorlaştırmaya sebep olacaktır. Dengeyi sağlamak kıymetlidir.
Büyük çocuk ile birlikte bebeklerin özelliklerinden, bakıma muhtaç olduklarından bahsedebilir, çocuğunuzun bebekliğindeki anılarından konuşabilir, resimlerine bakabilirsiniz. Kıyaslama yaparak değil, her bireyin kendine özgü olduğundan bahsedebilirsiniz. “Bak o beni üzmüyor, çok uslu” gibi cümlelerle çocuğa kendini değersiz, ikinci plana atılmış hissettirilmemelidir. Bu, şaka ile söylenmiş olsa bile çocuğun dünyasında farklı anlaşılmış olacak, yüksek ihtimalle kardeşi ile arasında rekabet oluşmasının temelini atmış olacaksınız.
Bebek ile ilgili konularda, iş birliği yapabilir ve çocuğa basit sorumluluklar verebilirsiniz. “Bana mutfaktan mamasını getirir misin?”, “Kardeşin uyuyor mu, bakar mısın?” gibi… Sonucunda ise mutlaka desteği için teşekkür edin. Bu sayede sorumluluk bilincinin gelişmesine destek olduğunuz gibi kendisiyle gurur duymasını, kendisine güvenmesini desteklemiş olacaksınız.
Sevgili ebeveynler, yeni gelen kardeşe alışma sürecinde zorluk her ailede farklılaşabilir. Yaşanan süreç doğal ve geçicidir, kolaylaştırıcı etki sizin tutumunuzdur. Sabırlı ve kararlı olmanız önemlidir. Sürecin sağlıklı olmadığını düşündüğünüz noktada bir psikologtan yardım almayı ihmal etmeyiniz.
Konu ile ilgili önerdiğim kitaplar:
Kardeşim Geliyor – İrem PolatKardeşim Geliyor –
Annemin İçindeki Ses – Deniz Üçbaşaran
Nina’ya Kardeş Geliyor- Christine Naumann-Villemin
Sen ve Ben Dünyanın En Güzel Hikayesi- Elisenda Roca
Aylık yazılarımla ilgili öneri ve sorularınızı Instagram hesabımdan iletebilirsiniz.
Sevgiler…
İlginizi çekebilir: “Çocuğum beni dinlemiyor!”: Çocuğuna doğru sınır koymak isteyenler için 3 öneri