Yeni doğum yapan kadınlarda depresyon taramasının faydaları
Geçtiğimiz günlerde bir grup sağlık profesyoneli, 2009 yılında yapılan ve tüm yetişkinlerin, özellikle de hamile ve yeni doğum yapmış kadınların düzenli olarak depresyon taramasından geçirilmesi gerektiği yönündeki önerilerini yeniledi. Bu seferki öneriler, ABD’de bulunan ve kısa adı USPSTF olarak bilinen, rutin araştırmalar yaparak bu araştırmaların sonuçlarına göre sağlık politikalarına ilişkin tavsiyelerde bulunan bir kurumdan geliyor.
Yeni bulgular
Bu seferki öneriler arasında, tüm kadınların düzenli depresyon taramasından geçmesinin yanı sıra doktorların da hamile ve yeni doğum yapmış kadınların özel tedavi ihtiyaçları olabileceği konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği yer alıyor. Özellikle de bebek bakımıyla ilgili endişelerin üzerinde daha fazla durulması gerekiyor.
İlgili yazı: Doğum sancısı çekerken bile güzelliklerinden ödün vermeyen 5 annenin sırları
Hamilelik ve doğum sonrasındaki depresyon tarama yöntemleri, genellikle bebeğin düzenli doktor kontrolleri sırasında anneye yöneltilen sorulardan ibaret. Genellikle anne adaylarına veya yeni annelere ne sıklıkla negatif duygular hissettikleri ve bu duyguların yaşam kalitelerini nasıl etkilediği soruluyor. Eğer verilen yanıtlar olası bir depresyonu veya başka bir ruhsal rahatsızlığı işaret ediyorsa, tedavi protokolü genişletiliyor.
Depresyon, anksiyete ve daha fazlası!
Birçok kadın için doğum yapmak, zorlu duyguların bir anda hücuma geçmesini tetikleyebilir. Dahası, toplum doğum olayını her zaman kıskanılacak güzellikte bir şey olarak gördüğü için annenin olumsuz duygularını açığa çıkarması sanıldığından daha zor olabilir.
İlgili yazı: Doğum sonrası özgüveninizi geri kazanmanın 6 yolu
Bu duygulara önceleri “annelik hüznü” deniliyordu. Doğumdan sonra ruh halindeki değişiklikler, anksiyete, asabiyet, hüzün, iştahsızlık ve uykusuzluk şeklinde tanımlamak mümkün. Geleneksel bakış açısıyla bu semptomların hormonlardaki değişiklik ve uykusuzluktan kaynaklandığını düşünülüyordu. Birçok annenin yaşadığı “annelik hüznü” denilen bu ruh hali, genellikle doğumdan sonraki 2 ile 4 gün arasında görülüyor ve sonrasında kendiliğinden azalarak yok oluyor.
ABD’deki Hastalık Kontrol Merkezi’ne (Center for Disease Control – CDC) göre ise kadınların yüzde 19’u bu semptomların zamanla kaybolmadığını düşünüyor.
Düzenli depresyon taramasının potansiyel faydaları
Hem CDC hem de Dünya Sağlık Örgütü kadınların doğum ve çocuk büyütme sürecinde yaşadıkların depresyon ve diğer ruhsal zorlukların semptomlarının, sadece annenin değil aynı zaman da bebeğin de sağlığı açısından dikkate alınması gerektiğini söylüyor. Depresyondaki kadınların sigara, alkol veya başka madde bağımlılığına yönelme ve kronik hastalıklara yakalanma riski çok daha yüksek. Ayrıca doğum sonrası depresyonu yaşayan annelerin, ileride çocuğuna negatif davranışlar sergileme vakaları çok daha fazla. Depresyonda bir annenin bebeğinin de duygusal gelişimi sorunları, uyku düzensizlikleri, düşük bilinç seviyesi gibi sorunlarla karşılaşma riski daha yüksek.
İlgili yazı: Yeni anne-baba olmuş kişilerde ortaya çıkan “ebeveynlik travması”
Depresyon; bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde derin ekonomik, duygusal ve gelişimsel etkileri olan sinsi bir hastalık. USPSTF’nin annelerin ve bebeklerin ruhsal sağlığına eğilmesi ve bu ihtiyaca dikkat çekmesi, toplumun bu konuya bakış açısının değiştiğini ve artık ruhsal sağlığın da öneminin kavrandığını gösteriyor.
Kaynak:
Womenshealth