“Aklınıza gelen her güzel şeyi duaya dökün… Niyet olur… Nasip olur… Yol olur… Hal olur…” Mevlana Celaleddin Rumi
Geriye dönüp baktığımızda odaklandığımız, “isteyip de” yapamadıklarımızdır. Sıklıkla çevremizde de örneklerini görürüz; “X almak istedim olmadı”, “Y’ye gitmek istedim yapamadım”, “Z ile evlenecektik kısmet değilmiş” veya “A pozisyonu için görüşmeler yapmıştım gerçek bir sonuca ulaştıramadım”, “B kadar para biriktirmek niyetindeydim bu limite çok yaklaşmama rağmen bir türlü bu parayı biriktiremedim”, “Tam borcumu kapatıyorum derken bu yıl yeniden borçlandım”, “Sağlıklı olmak istedim fakat bu ağrılar bir türlü peşimi bırakmadı”.
Örnekleri paragraflar boyunca çoğaltmamız olasıdır. Ben bugün yazımda sizlerle birkaç gün sonra geride bırakacak olduğumuz 2017’ye bakalım istiyorum. Fakat bu öyle yapamadım, edemedim, yetişemedim, başaramadım mesajına odaklanmasın. Bakış açımız, biz belki evet istediğimiz 5 şeyden 3’ünü yapamazken, aslında 2 tane “iyi” yaptığımız yani en azından azimle yapmak için çabaladığımız o 2 muhteşem “ben bunları başardım” diyebileceğimize odaklansın…
Hemen kendimden bir örnekle başlamak istiyorum. Bizler her ne zaman yapamadıklarımıza “odak” verecek olursak hayatımızda çoğaldığını görürüz. “İlişkilerde güvenmiyorum, güvenli bir ilişkiye rastlayamıyorum, çevremdeki insanlar karşıma çıkan insanlar tamamen bana güven vermiyor, kendimi açamıyorum. İlişkilerimde hep başarısızım”. Bunu düşünecek olduğumuzda aslında bu “düşünce” ve “güvensizlik” hayatımızda artarak çoğalır. Evliliğimin bittiği dönemin ertesinde neredeyse 3 yıl boyunca bir erkek ile aynı masaya bile oturamamıştım.
Evet, çok ama çok güvensizdim. Kimsenin hiçbir şekilde (hatta normal bir arkadaş olarak bile) “güvenilebilir olduğunu” düşünmüyordum. Fakat hayatımda yanımda olan tüm arkadaşlarımın öyle güzel “güven” ilişkileri vardı ki, bir gün kendimi tam tersini düşünürken buldum. Ben aslında sadece kendi kendime kendi başarısızlığımı (ki bu hepimizin başına gelebilecek ve sadece bir insana mahsus bir sonuçtu) kendime tekrarlıyordum.
Sonra benim “yapamadığımı” yapanların etrafımda ne çok olduğunu dehşetle fark ettim. Hayat bana tekrar tekrar örnekler sunarak, bunun yani benim inanmadığım “güvenli ve mutlu bir evliliğin” nasıl olabileceğini “heyecanla” ve vazgeçmeden göstermeye devam etmekteydi.
Ben iste ayrı bir noktada “takılmış” kalmıştım. Bir adım atmam, bakış açımı değiştirmem gerekiyordu. O gün, yani bu durumu fark ettiğimde adeta beynimden vurulmuştum. Aslında benim kendi kendime tekrarlamakta olduğum, başarısız olduğum durumu bir gerçek değildi. Ben kendi kendime buna “inanmayı” seçerek denemekten bile aciz hale gelmiştim. İnancımdaki olumsuzluk benim “katı” kurallarım olarak hayatıma yansımıştı…
Ve gün geldi ben bu inançla muhteşem bir birlikteliğe başladım. Sevilebileceğimi, evet güvenli bir ilişkinin varlığının mümkün olduğunu, bunun benim için de mümkün olduğunu ve en önemlisi başarısızlık olmadığını sadece akışta “dersler” almamız gerektiğini bildim…
Hayat bu bilinçte bana öyle muhteşem duygular ve durumlar gösterdi ki, şu an benimle olmayan bu kişiyi bugün bu kelimeleri yazarken muhteşem bir şükran ile anmaktayım. Bir sevginin ne kadar “çok” olabileceğini, her zaman bir ikinci şans olduğunu ve biz istedikten sonra hayatın bize o “istediğimiz”, o “odaklandığımız” şeyleri mutlaka getirecek olduğunu bir kez daha gösterdi…
Bu yüzden bugün 2018 için bir dilek tutmak istiyorum ve bu yazımda bana eşlik eden sizlerin de bu dileği tutmasını diliyorum. Bunu yaparken 2017’ye kısaca bir bakmak çok iyi olacaktır. Neleri şu anda kendi kendinize “yapamadıklarınız”, “edemedikleriniz” belki “yetişemedikleriniz” belki isteyip de “olduramadıklarınız” olarak görmektesiniz? Hangilerini değiştirmek için halen fırsatınız var? 2018’e girerken ve size her gün her an “değişim” fırsatı verilmişken siz “neye inanmayı” tercih ediyorsunuz?
Gelin muhteşem bir dilek tutalım birlikte, içinde aşk olabilir, içinde para olabilir, kim bilir kimimiz için tatlı bir bebek olabilir, kimimiz için bir kısmet olabilir veya sadece keyifle geçirebileceğimiz bir hafta sonu tatili bile olabilir… Siz bugün 2018’den “odaklanarak”, “güzeli görerek”, “2017’de emek verdiğiniz ve büyüttüğünüz her şeye şükrederek” ne istemektesiniz?
Bugün bu yazımı okuyorsanız, dilerim mevcut durumda pişmanlıklarınıza, başarısızlık olarak nitelendirdiklerinize, belki kendi kendinizi benim örneğimde olduğu gibi adeta “cezalandırdığınıza” ve bunu hiç farkında bile olmadan kocaman bir 2017 boyunca yapmaya devam ettiklerinize, isteyip de söyleyemediklerinize, belki kıskandıklarınıza, belki değiştirmek istediklerinize, belki hayatınıza dâhil etmekte istediğiniz kadar başarılı olamadıklarınıza, kayıplarınıza, belki annenize belki babanıza vermek isteyip de veremediklerinize, gururunuzun size engel olduklarına, hastalıkların gelip de aldığı seyahat planlarınıza ve en önemlisi kalbinizin ta derinliklerinde yatan o “bir tek arzuya” güzellikle, başarmak sevinciyle, gerçek olmak olasılığının muhteşemliğiyle bakın…
Bu bakışa biraz sevgi dâhil edelim, biraz “umut” ve biraz da aşk… 2018’de bugün dilediğiniz bu dileğinizin en güzel zaman ve şekilde size ulaşabilmesi dileklerimle…
Bu da benim dileğim olsun…
İlginizi çekebilir: İnanmak ve sonuna kadar sonsuz bir inançla gitmek güzeldir