X

Yeni bir şeyler öğrenmek için motivasyonumuzu artırmanın yolları

“Öğrenmek, asla zihni yormaz.” – Leonardo Da Vinci

2 yıla yakın bir süredir evlerimizden çalışmaya, derslere katılmaya, toplantıları yönetmeye ve sosyal hayatımızı dijital ortamda mümkün olduğunca sürdürmeye çalışıyoruz. Pandemi sürecinin başında, evden bir şeyler yapmaya, online kurslara katılmaya, spora başlamaya, farklı bir dili tanımaya, kısacası yeni bir şeyler öğrenmeye daha istekli ve hevesli iken, zaman geçtikçe bu hevesimizi yitirmeye, motivasyonumuzu kaybetmeye başladık. Öğrenme arzusunun yerini uzun süren can sıkıntıları almaya başladı.

Bu sürecin daha ne kadar devam edeceği ile ilgili kesin bir bilgi olmadığı için de mümkün olduğunca hayatlarımızı mevcut koşullara göre adapte etmeye çalıştık. Şimdi ise kendimizi yavaş yavaş güç tasarrufu moduna alıp, yeni bir şeyler denemekten, farklı deneyimler yaşamaktan alıkoymaya başladık. Oysa ki hayat, bir gününü bile boşa geçiremeyeceğimiz kadar kıymetli. Canımızın hiçbir şey yapmak istemediği zamanlar yaşasak da başımızı kaldırıp yeni bir şeyler öğrenmek için içimizde var olan gücü keşfetmeli, kendi hayatımıza yatırım yapmaya devam etmek için yeniden motive olmalıyız.

Öğrenme: Kendimize yaptığımız en iyi yatırım

Öğrenme, bitmek bilmeyen bir serüven: Yaşam boyu devam eden, kendimizi geliştirmek, hayatımızı daha anlamlı kılmak için yapmamız gereken kendimize karşı en önemli sorumluluğumuz.

Hayatımız boyunca sahip olduğumuz, yaşadığımız, deneyimlediğimiz her şey ve kim olduğumuz öğrenmeden kaynaklanır. Öğrenmeyle büyür, öğrenmeyle gelişiriz. Yeni bir dil öğrenmek, enstrüman çalmak, farklı alanlarda kurslara katılmak, kariyerimize, eğitimimize yatırım yapmak, başarılı konuşmacıların hayat hikayelerinden ilham almak, yeni şehirler, ülkeler keşfetmek… Öğrenilmeyi bekleyen bu kadar çok şey varken, öğrenmenin sonu gelir mi? Tabii ki gelmez.

Öğrenmenin sonu gelmez ama zaman zaman biz, motivasyonumuzun son demlerini yaşadığımızı hissedebiliriz. Ailevi problemler, ikili ilişkiler, sağlık sorunları, duygu değişimleri, pandemi, ülkenin gündemi ve benzeri birçok etmen, motivasyonumuzun düşmesine sebep olabilir. Böyle durumlarda yaşadığımız duygunun farkında olmak ve öğrenmeye ara vermek yerine, yeni bir şeyler öğrenebilmek için motive olmaya çalışmak çok önemlidir.

Yeni şeyler öğrenmek için motivasyonu artırmanın yolları

İçinize dönün: Öğrenme aşkınızı yeniden keşfedin

“Tam pes etmek üzere olduğunuz anlarda, neden başladığınızı hatırlayın.”

Dünyanın bize sunduğu sonsuz bilgi var. Öğrenilmeyi bekleyen farklı kültürler, diller, devamlı değişen teknoloji,  yeni heyecanlar… Uçsuz bucaksız bir merakla ve öğrenme aşkıyla doğuyoruz, fakat zaman geçtikçe o aşkı kaybedebiliyoruz.

Bir bebeğin hallerini getirin gözünüzün önüne. Eli kolu durmadan, sürekli dokunarak, koklayarak, tadarak dünyayı tanımaya, etrafında var olan her şeyi keşfetmeye, öğrenmeye çalışan çabasını anımsayın. Doğuştan sahip olduğumuz o güç zaten içimizde, bir durun ve içinize bakın, öğrenme aşkınızı orada bulacaksınız.

Her zaman motive olamazsınız: Durumu kabul edin

Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız her zaman tutarlılık göstermeyebilir. Çevremizde yaşanan bir çok olumsuz olay, pandemi sürecinin belirsizliği, zaman zaman daha yoğun yaşadığımız ilişkisel sorunlar veya bazen sadece sıkılmış olmak, yeteri kadar enerjik bir ruh halinde olmamamıza sebep olabilir. Bu gibi durumlarda kendimize çok yüklenmeden, bu duygunun da normal olduğunu ve geçeceğini kabul ederek her şeye biraz es verebiliriz.

Size engel olan ne: Olumsuz düşüncelerden arının

“Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.”- Andre Gide

Neden yeni bir şeyler öğrenmeye karşı motivasyonunuzu kaybettiniz? Sizi, yeni girişimlerinizden alıkoyan şey nedir? Düşüncelerinizi, inançlarınızı gözden geçirin. Kaybetmekten mi korkuyorsunuz, başarısız olmaktan mı? Denemeden neler yapabileceğinizi bilemezseniz. Endişelerinizi bir kenara kaldırın, onlara ihtiyacınız yok.

Baltanızı bilediniz mi: Zamanı yönetmeyi öğrenin

Eğer öğrenmenin önündeki engel sizin için zaman”sa, zaman ile olan ilişkinizi gözden geçirin. Zamanı, size hizmet eden bir araç olarak kullanın. Ondan korkmayın, kaçmayın. O, sadece daha iyi plan yapabilmeniz için orada, sizi sıkıştırmak için değil. Bu düşünceyi benimseyin. Her şeyi aynı anda halledemezsiniz, ki halletmek zorunda da değilsiniz. İşlerinizi önceliklendirin. Gününüzü planlarken ilk yetişmesi gerekenleri üst sıralara yerleştirin, kalan işlerinizi gün içine dağıtın. Tüm bunları sıralarken kendiniz için “ben zamanı” ayırmayı da unutmayın. En yoğun geçen gününüzde, “Başımı kaşıyacak vaktim yok.” dediğinizde bile mis kokulu bir kahve, hayır diyemediğiniz bir tatlı ya da en sevdiğiniz arkadaşınızla sohbet edebilmek için alacağınız bir mola size verimlilik olarak geri dönecektir.

Baltasını bileyen ormancı hikayesini duydunuz mu?

İki ormancı her gün aynı saatte ağaç kesmeye başlıyorlarmış. Ormancılardan bir tanesi hiç dinlenmeden kesmeye devam edip uzun saatler çalışırken diğer ormancı sık sık dinleniyor ve erkenden evine gidiyormuş. Aradan günler geçmiş ve kimin daha çok ağaç kestiğini merak etmişler; dinlenen ormancının kestiği ağaç sayısı daha fazlaymış. Diğer ormancı çok şaşırmış ve “Nasıl olur? Ben daha çok çalıştım!” diye sinirlenmiş. Daha fazla ağaç kesen ormancı yanıt vermiş: “Ben hem dinlendim hem baltamı biledim. Daha az çabayla daha çok iş başardım.”

Arkanızdan atlı mı kovalıyor: Aceleci davranmayın

Büyük başarılar bir günde elde edilmez, arkasında uzun bir hazırlık ve çalışma süreci barındırır. Öğrenmek istedikleriniz için nasıl bir yol izleyeceğinizi adım adım planlayın, küçük adımlarla başlayın, hedefinize ulaşmak için zamana ihtiyacınız olduğunu kendinize sık sık hatırlatın. Acele içinde, koşturarak, zorlanarak, içinize sinmeyen çalışmalarla ilerlemeyin. Ağırdan alın, emin adımlarla başarılarınızı güçlü bir zemine inşa edin. Başkalarının nasıl ilerlediğine, nerede olduğuna aldırış etmeyin. Motivasyonunuzu kendi işlerinize odaklanmak için kullanın, başkalarının ne yaptığıyla ilgilenerek harcamayın. Siz sadece kendi yolunuza odaklanın, amacınız başkasından iyi olmak değil, kendinizin en iyi hali olmak olsun.

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur: Sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyin

Yediklerimizin ve içtiklerimizin vücudumuzu nasıl etkilediğine dair birçok araştırma var. Eminiz ki siz de kendinizde bu durumu gözlemliyorsunuzdur. Örneğin, fazla şeker tükettiğinizde bir süre sonra kendinizi yorgun hissederken, sağlıklı meyve ve sebzelerden oluşan bir öğünden sonra daha uzun süre enerjinizi koruyabildiğinizi fark etmişsinizdir. Sağlıklı bir kahvaltı, kısa bir yürüyüş, mümkünse birkaç egzersiz, meditasyon hem zihninizi hem de bedeninizi güne hazırlayarak motivasyonunuzu yükseltecek ve yenilikler için hazır hale gelmenizi sağlayacaktır.

Bugünün işini yarına bırakmayın: Erteleme alışkanlığınızdan vazgeçin

Ertelemeyin, mümkünse bugün bitirip yapılacaklar listenize kocaman bir tik atın.

Ertelemek, insanın sahip olabileceği en kötü alışkanlıklardan bir tanesi olabilir. Anlık bir çözümmüş gibi görünen ama sonrasında daha büyük çözümsüzlüklere neden olan bir eylemdir. Elbette ki hayatımızın bazı dönemlerinde çeşitli işlerimizi ertelemek zorunda kalmışızdır, bu da normal bir durumdur fakat alışkanlığa dönüştüğünde artık kötü etkiler doğurmaya başlar.

O ertelediğiniz işler katlanarak büyüdüğünde motivasyonunuzu korumak çok zor bir hal alacaktır. Bunun yerine mümkün olduğunca ertelemeden işleri bitirdiğinizi görmek motivasyonunuzu artıracağı gibi veriminizi de yükseltecektir.

Eğer erteleme alışkanlığından kurtulamıyorsanız birkaç ipucu işinize yarayabilir:

  • Sizi ertelemeye iten sebepleri bulun ve önüne geçin.
  • Dikkatinizi dağıtan her şeyden uzaklaşın.
  • İşlerinizi küçük parçalara bölün.
  • Zamanınızı detaylı bir şekilde planlayın.
  • Hedeflerinizi gözden geçirin.
  • İlk adımı atın ve hemen başlayın.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın: Toksik insanlardan uzaklaşın

Eminiz ki sizin de hayatınızda sürekli negatif enerji saçan, modunuzu düşüren veya motivasyonunuzu kıran insanlar olmuştur. Devamlı yoğunluktan şikayet eden, işlerin yetişmediğinden dert yanan, kendi başarısızlıklarını anlatarak hevesinizi kursağınızda bırakan o kişilere kulak vermeyin; bırakın sizden uzakta konuşmaya devam etsinler. Unutmayın başkasının düşündükleri, hissettikleri veya yaşadıkları sizin için örnek olamaz. “Ben de denedim, İngilizce online derslerle hiç öğrenilmiyor.” diyen arkadaşınıza “Bir de ben deneyeyim.” diye cevap  verin ve neler yapabileceğinize odaklanın. Olumsuz söylemlerin eylemlerinizi engellemesine izin vermeyin. Siz istedikten sonra başaramamanız için hiçbir neden yok.

İşleyen demir pas tutmaz: Merak edin, araştırın, öğrenin, tekrarlayın

Şu hayatta yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri kendinize yatırım yapmak. Yeteneklerinizi keşfedin, yeni alanlarda bilgi sahibi olun, online kurslara katılın, dil kursuna başlayın, genel kültürünüzü artırın, sizi geliştirecek, hayatınıza katkı sağlayacak her şeyden faydalanın. Ne öğrenmek istiyorsunuz? Hayatınıza katacağınız yenilikleri kendiniz seçtiğinizde başlamak için de daha güçlü adımlar atabilirsiniz.

Farklı sektörlerden insanlarla tanışın, onların deneyimlerinden faydalanın. Hep gitmek istediğiniz ülkenin tarihi yerlerini araştırın. Önemli işler başarmış girişimcilerin konuşmalarını dinleyin, not alın. Yazmaya başlayın. İster günlük tutun, ister kısa hikayeler yazın; kendinizi ifade etmenin farklı ve eğlenceli yollarını keşfedin. 

Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez: Hedefinizi belirleyin

Çok büyük, ulaşılması zaman alacak hedefler belirlemenize gerek yok. Küçük hedeflerle işe koyulun. “Bugün bunları yapacağım, bu hafta bunları bitireceğim, ay sonunda kursa yazılacağım, yıl sonunda gitar çalabiliyor olacağım…” Adım adım ilerleyerek küçükten büyüğe hedeflerinizi sıralayın. Siz ne elde etmek istediğinizi bilir ve onun için çabalarsanız gerçekleşmemesi için hiçbir sebep kalmaz. Yeter ki vazgeçmeyin, unutmayın: “Hayal edebiliyorsanız başarabilirsiniz.”

Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır: Harekete geçin

Kendinize inanın. Geçmişteki başarılarınızı hatırlayın, ne kadar güçlü olduğunuzu ve daha neler başarabileceğinizi kendinize göstermek için kendinize meydan okuyun: Her gün, bir önceki günkü kendinizden daha iyi olmak için çalışın. Minik ödüllerle küçük hedeflerinizi kutlayın; en büyüğünü sona saklayın. 🙂 İnancınızı yitirdiğinizi hissederseniz, “neden” başladığınızı kendinize hatırlatın. İleride pişman olmamak için vakit kaybetmeden başlayın, yorulduğunuzda molalar verin, kendinize yüklenmeyin; bazen küçük bazen büyük adımlarla da olsa ilerlemeyi unutmayın!

İlginizi çekebilir: Zor zamanlarda kendinizi motive etmenizi sağlayacak ünlü sözler

Kaynak: lifehack, ucl

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale