Yeni bir sene yeni bir sen mi, yoksa kendini kabullenmek mi?

“En ilginç ikilem, kişinin ancak kendini olduğu gibi kabul ettikten sonra değişebilmesidir.”
Carl Rogers

Adettendir, yeni yıl başlangıçlarında milyonlarca insan kendilerine yeni yıl hedefleri koyarlar. Kiminin yeni yıl hedefi kilo vermektir, kiminin yeni bir dil öğrenmek. Ancak koca bir sene geçip gider ve çoğu insan yılın başında kendine belirlediği hedefleri gerçekleştiremez ve bu yüzden de hayal kırıklığı yaşar.

Genelde çoğu yeni yıl hedefi kendimizin daha iyi bir versiyonuna ulaşmakla ilgilidir. İyi de kendimize bir türlü tamamlanamayan bir proje gibi yaklaşmak oldukça yorucu değil mi? Kendimizi tam anlamıyla kabullenmeyi, kendimizi sevmeyi illa birtakım hedeflerimizi gerçekleştirmekle ilişkilendirmemiz kendimize haksızlık değil mi?

Neden bu seneki öncelikli yeni yıl hedefimiz kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek olmasın? Kendimizi sevmemiz ve kabullenmemiz daha fit, daha zengin, daha üretken olacağımız belirsiz bir zaman dilimine bağlıysa, kendimizi bir mutsuzluk girdabının içine hapsetmişiz demektir. İnsanın kendini şu an hiçbir koşula bağlı olmaksızın kabullenmesi ve kendini geliştirmeye çalışması tamamen farklı olaylardır. İnsanın kendini olduğu gibi kabullenmesi kendini geliştirmesine engel değildir. Psikolojide biz bu kabul haline “koşulsuz kendini kabul” diyoruz.

Koşulsuz kendini kabul, New York’taki enstitüsünde staj yapmaktan ve kendisiyle tanışmaktan hep gurur duyacağım Albert Ellis tarafından geliştirilen Rasyonel (Akılcı) Duygucu Davranışçı Terapi çerçevesinde yapılandırılmış bir kavramdır. Ellis’e göre koşulsuz kendini kabul, özellik, karakter, başarı, amaç, sosyal olarak onaylanmaya ihtiyaç duymaksızın kişinin kendini kabul etmesidir (Ellis, 1973).

Psikolojide kendini kabul etmekle ilgili bir başka kavramsa “radikal kabul” kavramıdır. Budizm kökenli ve Diyalektik Davranış Terapisi gibi kanıta dayalı psikoterapi uygulamalarına entegre edilen Radikal Kabul kavramı, kendimiz de dahil bir kişiyi veya bir durumu kabullenmekte zorlandığımızda yardımımıza koşabilir. Amerikalı Budist psikolog Tara Brach de radikal kabul kavramına çalışmalarında sık sık yer veren bir kişidir. Brach “Radical Acceptance: Awakening the Love that Heals Fear and Shame” (Radikal Kabul: Korku ve Utancı İyileştiren Sevgiyi Uyandırmak) isimli kitabında kişinin kendine karşı radikal kabul hali göstermesiyle ilgili çok değerli bilgiler vardır.

Yeni yıl hedefleri genelde kişisel gelişimle ilgilidir. Tabii ki yeni yıl hedefleri belirleyelim, kendimizi geliştirelim, hep yeni bir şeyler öğrenelim, yerimizde saymayalım ama en önemli olay ilk önce kendimizi olduğumuz gibi kabul edelim. Hemen şimdi, şu an… Fiziğimizi, konuşma tarzımızı, bildiğimizi, bilmediğimizi, doğrumuzu, yanlışımızı olduğu gibi kabul edelim. En sevdiğim psikologlardan Carl Rogers’ın da dediği gibi gerçek değişim kendimizi tamamen kabullendiğimiz zaman başlar. Size kendinizi kabul etmenizin hiçbir şarta bağlı olmadığı ve yeni yıl hedeflerinizi gerçekleştiremediğiniz zamanlar da dahil olmak üzere kendinizi sevdiğiniz günler diliyorum.

Bu arada 2022 yılını “Öz Sevgi Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşacağım. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız da bilgi için [email protected] adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Ellis A. (1973) Humanist psychotherapy. The rational-emotive approach. New York: The Sulian Pres, s.65.

İlginizi çekebilir: 2021 yılına Küçük Prens’in gözünden bakalım mı?

Psikolog Rana Kutvan Psikolog
İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir ... Devam