X

Yeni bir ilişkiye başlamadan önce izlemeniz gereken 5 adım

İlişki seçimlerinde mutlu olan insanlar, genellikle sevgiyi hayatlarına çekmektense kendi gelişimlerine daha fazla enerji harcayanlardır. Dolayısıyla eğer bu konuda sorun yaşayanlardansanız, bir partnerin aklını çelmek için oyunlar oynamak yerine aşağıda yer verdiğimiz beş ilkeye odaklanırsanız, zaman içinde doğru kişiyi de bulacaksınız:

1- Hem duygusal hem de cinsel açıdan kendinizi anlayın

Eğer kendinizi henüz bu iki yönden anlamamışsanız, ilişkilerinize duygusal bağımsızlıktan uzak olarak başlayacaksınız demektir. Henüz siz nasıl mutlu olacağınızı bilmiyorken bir başkasından sizi anlamasını ve mutlu etmesini beklemek gerçekçi olmayan bir umut olacaktır. Başkalarının sizin duygusal ve cinsel ihtiyaçlarınızı içgüdüsel olarak bilmesi bir hayal; dolayısıyla partnerinizle duygularınız ve cinsel yönünüz hakkında doğrudan konuşabilmeniz çok önemli. Hayatınızdaki insanlara ve olaylara karşı verdiğiniz duygusal tepkilerle ilgili kendinizde bilinçli bir farkındalık oluşturun. Verdiğiniz tepkileri gözlemleyip tanımlayın. Duygularınız üstünde kafa yorun; insanlarla kendinizle ilgili fark ettiğiniz ve hissettiğiniz şeyleri anlatın. Ancak bunu yaparken onlardan sizi toparlamalarını beklemeyin.

İlişkide partnerinizle duygularınız ve cinsel yönünüz hakkında doğrudan konuşabilmeniz çok önemli.

2- İnsanların kendileriyle ilgili söyledikleri ve gösterdiklerine inanın

Hoşlanılan kişinin yanlış davranışlarını bir mantık çerçevesine oturtma isteği oldukça yaygındır. Eğer karşınızdaki kişi size saygısızlık ediyor ya da sizi sürekli hayal kırıklığına uğratıyorsa, bu davranışlarını onunla ilgili veriler olarak saklayın. Konuştuğunuz insanın size yanlış şekilde davranması onun doğru kişi olmadığı anlamına gelebilir. Veya ciddi bir ilişki istemediğini ya da biraz mesafeye ihtiyacı olduğunu söylüyorsa, bırakın gitsin. Çünkü bu, bu kişinin sizinle aynı konumda olmadığını ve muhtemelen sizinle aynı şeyleri istemediğini gösterir. Kısacası, insanların kendileriyle ilgili söyledikleri ve gösterdiklerine inanın. Olgun ve saygılı davranmayan, sizi üzecek şeyler söyleyen insanlarla uğraşmaktansa kendi yolunuza bakın.

3- Duygusal yakınlığı elde etmek için cinselliğe başvurmayın

Sadece cinsel boyutta olan bir ilişkinin sonunda duygusal yakınlaşmalara ve ciddi bir ilişkiye gideceğini düşünüyorsanız, yanılıyor olabilirsiniz. Çünkü araştırmalar duygusal yakınlık olmadan başlayan cinsel ilişkilerin genellikle ciddi birlikteliklerle sonuçlanmadığını gösteriyor. Bu yüzden başka birine odaklanıp onun değişmesini beklemektense kendi gelişiminize odaklanıp sizi sevecek insanı bulmanız daha doğru olacaktır.

4- Ebeveynlerinizden psikolojik olarak ayrılmayı sağlayın

Öyle görünse de kolay bir iş değil bu. Nitekim bunu sağladığını düşündüğü halde aslında yanılan birçok insan var. Yetişkin bir birey olarak bütün duygusal ihtiyaçlarınızın hala ebeveynleriniz tarafından karşılanmasını bekliyorsanız, ilişkinize ayırmanız gereken enerjinin bir kısmını başka yerlerde harcıyorsunuz demektir. Yavaş yavaş da olsa mümkün olduğunca ebeveynlerinizden bağımsız kalmaya çalışın. Böyle yapmak, onlarla vakit geçirmemek ya da hayatınızla ilgili isteklerinizi onlarla paylaşmamak anlamına gelmiyor. Aksine, kendi kararlarınızı rahatlıkla verebilmenizi ifade ediyor. Sürekli onların fikrini, rehberliğini ve tatmin olmalarını isterseniz; ya da hayatınızı kontrol etmelerine izin verirseniz, hayatınızı kendiniz için yaşayamazsınız. Ve hayatınızdaki yükleri sizin yerine ailenizin kaldırmasına izin veriyorsanız, doğru kişi karşınıza çıktığında kendini gerçekleştiren bir birey olarak onunla karşılaşamazsınız. Bir ilişkiye ailenizin size gösterdiği ilgiyi karşı taraftan bekleyerek girmek, o ilişkiyi çıkmaza sokar. Hayatınızın kontrolü sizin elinizde olmalı, amaçlarınızın, ihtiyaçlarınızın ve duygularınızın farkında olmalısınız.

İlginizi çekebilir: Neden ebeveynlerimize benzeyen eşler seçeriz?

5- Yeni şeyler deneyin

Doğru kişiyi bulmak için insanın kendisine odaklanması fikri genelde, özellikle kadınlarda olmak üzere, inzivaya çekilmek olarak algılanabiliyor. Bu ise insanları üzgün ve daha yalnız hale getirebiliyor. Dolayısıyla birey, kabuğuna çekilmek yerine sosyal olmayı denerse hem kendini daha iyi tanıyacak, hem de yalnızlık hissetmeyecektir. Her buluşma tecrübesi, size kendi tercihleriniz, zayıflıklarınız ve güçlü yanlarınızla ilgili yeni bir şeyler öğretir. Her zaman yaptığınız şeyleri yapmaya ve o şekilde düşünmeye devam ederseniz, bunların arasında sıkışıp kalırsınız. Beyninizin gelişim sağlamaya ve adapte olmaya olağanüstü bir yetisi vardır; ama bunun için ona izin vermeniz gerekir. Burada izin vermeden kasıt, onu belli ölçülerde zorlayacak yeni deneyimler kazanmaktır. Yapmaya korktuklarınız arasında belki de çok seveceğiniz şeyler vardır, ancak bunu denemeden bilemezsiniz.

Kaynak:

psychologytoday.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale