X

Yeni bir dil öğrenirken üstesinden gelmeniz gereken 6 engel

Dil öğrenmek, hayattaki pek çok şey gibi uzun süren bir yolculuk. Yapılan birçok araştırma, insanların bir yabancı dili akıcı bir şekilde konuşamamalarının sebebinin ne yaş, ne yetenek, ne de kaynaklarla ilgili olduğunu söylüyor. Buna göre insanların yabancı bir dili akıcı bir şekilde konuşamamasının tek nedeni, erken pes etmeleri. Yeni bir dil öğrenmenin yaşlılığa bağlı unutkanlığı geciktirme, hafızayı geliştirme gibi faydalarını bilmemize rağmen, neticede hepimiz insanız.

İşte bu nedenle yeni bir dil öğrenme yolculuğu sırasında birçok engelle karşılaşabilirsiniz.
Bu engellerle baş edebilmek için yapabileceğiniz en iyi şey, önceden hazırlıklı olmak. Biz de
Uplifers olarak dil öğrenirken karşılaşabileceğiniz engelleri sıraladık:

1. İsteksizlik

Öğrenme aşamasında karşınıza çıkabilecek ilk engel isteksizliktir. Öncelikle bunun son derece
normal olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu isteksizlik, kendi konforlu alanınızı zorlamanızdan
ve kendinizi daha ileri gitmek için bastırmanızdan kaynaklanıyor. Bu aşamaya özellikle dikkat
etmek gerekiyor çünkü birçok kişi tam da bu noktada pes edebiliyor.

Yeni bir dil öğrenme yolculuğu sırasında birçok engelle karşılaşabilirsiniz.

Bu aşamayı atlattıktan sonra öğrenme sürecinin eğlenceli ve keyifli olacağını fark
ettiğinizde, bunun üstesinden gelmek daha kolay oluyor. İşte bu nedenle, yaşadığınız
isteksizliğin geçici bir durum olduğunu ve başarılı kişilerle başarısız kişiler arasındaki
farkı belirleyen şeyin, bu aşamanın üstesinden gelme becerisi olduğunu unutmayın. Bir anda
büyük değişiklikler yapamazsınız, önemli olan adım adım ilerlemektir. Bu yüzden her bir
adımı başarıyla tamamladığınızda kendinizi ödüllendirin, bu ödüller ilerlemenizi
tetikleyecektir.

2. İlgisizlik veya amaçsızlık

Birçok engeli basit çözümlerle aşabilirsiniz ancak ilgisizlik veya amaçsızlık engelinin
üstesinden gelmek o kadar kolay olmayabilir. Bir şeyler öğrenmek için içten gelen bir
isteğiniz yoksa ne para, ne çeşitli kaynaklar, ne de yeni stratejiler size yardımcı olabilir.

Belki bir yakınınızın konuştuğu yabancı dil sayesinde bu konuya derin bir ilgi besliyorsunuz,
belki öğrendiğiniz yeni dil size iş yerinde terfi fırsatı sunacak, belki de öğrendiğiniz dilin
konuşulduğu ülkede yaşama şansı yakalayacaksınız… Hedefiniz ne olursa olsun, bunun sizi
heyecanlandırdığından emin olun.

3. Maliyet

Para ve mutluluk tabii ki eşdeğer şeyler değil ancak konu dil öğrenmek olunca, maliyet birçok
kişi için bir sorun haline gelebiliyor. Ancak bazı bedava çözümlerle de bu işin üstesinden
gelebilirsiniz. Dil öğrenirken ciddi ve kalıcı bir sonuç elde etmek istiyorsanız, bunu
sağlamanın en hızlı yolu o dili anadili olarak konuşan biriyle çalışmak. Ancak bunun için illa
binlerce lira para ödeyip yurt dışı kamplarına gitmenize gerek yok, online teknolojiler
sayesinde uzaktan öğrenmenin fırsatlarından yararlanabilirsiniz. Birçok online platform
üzerinden günde 1 dolar ödeyerek kendinize kişisel bir eğitmen belirleyip hızlıca dil
öğrenmeye başlayabilirsiniz.

Konu dil öğrenmek olunca, maliyet birçok kişi için bir sorun haline gelebiliyor.

4. Zamansızlık

Zaman, asla yeterince sahip olamayacağımız kadar değerli bir şey. Yeni bir dil öğrenmek için zaman yaratmak, birçoğumuz için büyük bir mücadele. Üstelik iş, sosyal hayat, aile ve ilgilenmemiz gereken diğer şeylerin arasında günde birkaç saatlik fazla zaman olsa bile, o süre içinde trafikle boğuşup kursa gitmeyi kim ister?

Eğer yeni bir dil öğrenmek için günde fazladan yarım saate ihtiyacınız daha varsa, bunu sağlamanın en kolay yolu her gün ev ile iş arasında gidip gelirken harcadığınız zamanı değerlendirmek. Bir kursa gitmek yerine, neden iş yerinize yakın bir eğitmen tutmuyorsunuz?

5. Gelişme kaydetmeme

Büyüyemezsek, ölürüz. Evrenin bu kuralı şunu gösteriyor; her zaman ilerlemek, daha iyi olmak ve bilgimizi geliştirmek zorundayız. En son uzun bir yürüyüşe çıktığınız zamanı hatırlayın, yürüyüşün sonuna yaklaştığınızda sadece tek bir noktada adım atıyormuş gibi gelebilir ancak geri dönüp baktığınızda ne kadar çok yürüdüğünüzü fark edersiniz.

Dil öğrenirken de yapmanız gereken aynı. Kendinizi motive etmek, üzerinizdeki isteksizlik, hayal kırıklığı gibi duyguları atmak için tek yapmanız gereken şey, ne kadar mesafe kat ettiğinizi görmek. Eğer bir öğretmenle çalışıyorsanız, aylık olarak ne kadar ilerleme kaydettiğinizi size raporlamasını isteyin. Konuşurken aksanınızı düzelttiğinizi görmek bile sizin için büyük bir motivasyon kaynağı olacaktır.

6. Hesap vermeme

Bu sadece dil öğrenme için değil; sağlık, beslenme, egzersiz, iş dünyası ve daha pek çok şey için geçerli. Birçok sporcu ve iş dünyası lideri, tuttukları koçlara her yıl milyonlarca dolar para ödüyor. Bunun en önemli nedeni ise birilerinin hesap sormak için orada durduğunu bilmek ve kendilerine psikolojik bir eşik oluşturmak.

Eşlik eden birisiyle birlikte spor yapmanın ne kadar motive edici bir şey olduğunu düşünün. İnsan zihni bu şekilde çalışıyor.

Birçok ücretsiz dil öğrenme uygulamasının kalıcı sonuçlar yaratamamasının nedeni de bu eksiklikten kaynaklanıyor. Dil, başkalarıyla birlikte öğrenilen ve geliştirilen bir şeydir. Bir başkasıyla tecrübe etmedikten sonra dil öğrenmenin amacı nedir ki? Bu aynı zamanda bir başkasına hesap verme zorunluluğunu da beraberinde getirir. Dil öğrenirken ne kadar ilerleme kaydettiğinizin hesabını verebileceğiniz bir arkadaş, aile üyesi veya online eğitmen bulun.

Kaynak:
Pick the Brain

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Sınırlı zamanda daha çok şeyi öğrenmek için bilginin 5 boyutunu gözden kaçırmayın

İnsan beynindeki “kayıp” diller

Tembellikle nasıl başa çıkılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale