X

Yemeksepeti doldu taştı!

Yemeksepeti yaklaşık 600 milyon dolar (tam olarak 589 milyon) karşılığında satıldı. Aynı iş modelinin Almanya’daki devi konumunda olan Delivery Hero; sadece büyük bir rakibini bünyesine katmakla kalmadı, aynı zamanda gıdanın çok mühim bir ekonomik girdi olduğu Türkiye pazarına, bu büyük satın alma sayesinde tabiri caizse heybesi dolu girmiş oldu.

Bu büyük havadis Nevzat Aydın ve arkadaşları için olduğu kadar, ülke ekonomisi için de bir hayli önemli. Neticede sıfırdan kurulan ve sadece e-ticaret üzerinden, üstelik üretim dahi yapmaksızın gelinen bu nokta tüm girişimcilerin hayallerini süsleyen türden.

Uber ve Yemeksepeti: Kullanıcıya ihtiyaç kazandıran aracılar

Niyetim sizleri ekonomik bir takım gelişmelere boğmak değildi aslında. Üzerine konuşmayı çok sevsem de, ekonomiden anladığımı bile söyleyemem hatta. Biriken borçlarıma bakıyorum da bir yandan… Havuz problemlerini çözemediğim lise yıllarımda da mesela, aynı anda birden fazla musluk açılınca tam olarak n’oluyor anlayamazdım bir türlü.

Şaka bir yana bir değerin, bir diğerini ‘satın aldığı’ ve çoğu kâğıt üstünde yer değiştirip duran rakamların dünyası bana oldum olası bir büyüden ibaretmiş gibi geliyor. Benim asıl niyetim Uber ve Yemeksepeti örneklerini ele alarak, hayatlarımıza yönelik temel birkaç soru sormak:

Yemek siparişini bizim yerimize verecek birine gerçekten ihtiyacımız var mıydı? Ya da kendi araçlarımızı bizim yerimize kiralayan ve bizi de birdenbire taksi şoförlerine dönüştüren bir fikre?

Sizi bilmiyorum; ama sorunun bendeki cevabı hâlâ net değil. Yani Yemeksepeti ya da Uber olmadan da pek âlâ yaşayabildiğimi söyleyebilirim. Ama şurası kesin sanırım: Bu fikirleri büyük şirketlere dönüştüren bir güç varsa, o da insanlar için ‘henüz farkında olmadıkları birer ihtiyaç yaratmak’.

Partnerlerine de faydan dokunmalı

Bu iki başarılı firmanın önemli bulduğum bir ortak yanları daha var: Aracı oldukları insanların tamamına kazandırmayı vaat ettiler. Müşteri de olsa, iş ortağı da olsa, onlarla çalışanlar kârlı çıktılar.

Biz acıkanlar olarak mesela; sadece yemek siparişi vermenin durduk yere bir pizza kazandırdığı günler yaşamaya başladık. Ofiste saatler 12’ye yaklaşırken, boş midelerimizden yükselen sesler; promosyonu bol kazançlı menüler sayesinde dinmeye, sipariş vermek giderek keyifli bir hâl almaya başladı.

Ama sadece biz değil; pizzaları, burgerleri yapıp satan küçük kafeler, restoranlar bile, birdenbire koca bir şehrin, en azından birkaç semtin siparişlerini alabilmeye başladılar. Üstelik bunun için ödedikleri cüzi bir komisyon karşılığında. Ne basit ama ne etkili bir çözüm!

Uber için de aynı basitlikte düşünelim: Bir otomobiliniz vardı ve tek kişi seyahat ediyordunuz. Birdenbire sizinle aynı yöne giden onlarca insanla buluşabildiğiniz ve onları işlerine, evlerine bırakarak para bile kazanabildiğiniz bir yardımcınız oluverdi. Üstelik bu sayede daha az yakıt tüketilmeye, daha çok insan seyahat etmeye başladı. Karbon ayak izlerimizin, bir gıdım da olsa silinebildiğini bile görebildik.

Tabii bisikletinden başka aracı olmayan benim gibiler için asıl heyecansa, taksiden daha ekonomik ve hatta daha güvenli bir araç ağının parçası haline gelmek oldu. Bu heyecan verici deneyim müthiş bir süratle tüm dünyada yaygınlaşmaya devam ediyor.

Batar mı batar!

Bu şirketlerin ikisi için de rahatlıkla “Cesurca atılımlardı, ama battılar!” diyebilir ve onları e-ticaret çöplüğünde görebilirdik.

Kaybetmek pahasına da olsa fikirlerinin arkalarında durdular ve büyük bir kazanç elde ettiler. Yemeksepeti örneğin; ilk 4-5 sene zarar etmemek için çalışmış.

Nevzat Sayın ve arkadaşları adına şimdilerde en çok şunu merak ediyorum: Benzer bir start-up ile yola yeni baştan çıkmaya cesaret edebilecekler mi? Yoksa ‘kazanmış’ olmayla birlikte gözü karalık yerini özgüven dolu bir konformizme mi terk edecek?

Bunu ve birçok başka şeyi daha zaman gösterecek!

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gürsoy Ercan: 2004 yılında Galatasaray Üniversitesi’ni kazanmış, Fransızca temelli eğitim veren bu kurumda, altı yıl boyunca İletişim Fakültesi’ne devam etmiştir. 2006 yılında henüz üniversiteye devam ederken, çalışma hayatına da adım atmıştır. Eurosport Türkiye adlı spor kanalında yedi yıl boyunca dünyanın dört bir yanında, gerçekleştirilen yüzlerce farklı turnuvadan spor müsabakalarının canlı anlatımlarını başarıyla gerçekleştirmiştir. Son yıllarda teknoloji felsefesi ve gastronomi üzerine okumalarına devam etmekte olup; öğrenmeyi ve öğretebilmeyi çok sevmektedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale