X

Yeme bozukluğu gençlere özgü bir hastalık değildir: Orta yaş ve yaşlılık döneminde yeme bozuklukları

Yeme bozukluklarının ergenlik döneminde ve genç yaşlarda görüldüğüne ve daha çok kadınları etkilediğine dair bir yanılgı var. Yeme bozukluklarının cinsiyet, ırk, etnik köken, cinsel tercih ya da kültürel geçmiş gibi özellikler ayırmadığını ve bu rahatsızlıkların toplumun birçok farklı kesiminden insanı etkilediğini hep vurguluyoruz. 

Yaş söz konusu olduğunda da durum farklı değil. Orta yaş dönemlerimiz ve daha ileriki yaşlarımızda da yeme bozukluklarıyla mücadele etmek durumunda kalıyoruz. Dahası, hayatımızın bu dönemlerine özgü gelişen birtakım sorunlar yeme bozukluklarıyla birleştiğinde çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. 

Öncelikle, bir kez daha altını çizelim: Yeme bozuklukları, bireylerin fiziksel ve ruhsal durumları üzerinde ciddi etkiler yaratan, onların üretkenliğini ve hayat sevinçlerini azaltan, diğer insanlardan uzaklaşmalarına neden olan rahatsızlıklardır. Tehlikenin boyutunu daha iyi görebilmek için yeme bozukluklarının ne kadar yaygın olduğunu ispatlayan istatistiki bilgilere bir bakmamız yeter aslında. 

Örnek vermek gerekirse, 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, 50 yaş ve üzerindeki kadınların %13’ünde hayatlarının son beş yılında yeme bozukluğuna özgü semptomlar görülmüş. %70’inden fazlası kilo vermeye çalışırken, %62’si kilolarının ve bedenlerinin hayatlarını olumsuz etkilediğini bildirmiş. 

Ayrıca, yaşımız ilerledikçe bedenlerimizin değişmesi, iş, aile, emeklilik gibi nedenlerle başka bir şehre taşınmak ve düzen değiştirmek, sorumluluklarımızın artması ya da aile bireylerini ve arkadaşlarımızı kaybetmemiz ileriki yaşlarda yeme bozukluğuna neden olabilir. Pursuing Perfection: Eating Disorders, Body Myths, and Women at Midlife and Beyond adlı kitabın yazarı Margaret Maine şöyle diyor: “İnsanlar hayatlarının bu dönemlerinde birçok psikolojik stres faktörüyle karşı karşı kalıyor ve kontrol edebilecekleri yeni bir şeyin arayışına giriyor. Ne yazık ki bunun için çoğu zaman bedenlerini kontrol etmeye, onu değiştirmeye yöneliyorlar.” 

Facebook, Instagram gibi sosyal medya hesaplarında ya da sözde güzellik ve sağlık dergilerinde yüceltilen “geç yaşlarda da fit olabilirsiniz,” “yaşınız ilerledikçe metabolizma hızınız düşer ama bu mucizevi diyetle kilolara veda edeceksiniz” türünden fikirler, insanların zihninde yer ettikçe tehlikeli olabiliyor. Bu noktada sorun,  belli sınırlamalar ölçüsünde beslenmenin ya da sporun sağlıklı olmaktan öte güzellik ve zayıflık tutkusu yaratmak amacıyla önümüze getiriliyor olması. İlerleyen yaşlarla birlikte özellikle büyük anne ve büyük baba olan kişiler, vücutlarındaki değişimden korkup onu kontrol etmeye çalışıyor ve son derece kısıtlayıcı diyetlere yöneliyor. Bu durum saplantı derecesinde sürmeye devam ettiğinde ise yeme bozukluklarının oluşmasına neden olabiliyor. 

Kısacası, yeme bozuklukları genellikle hayatta kontrol edemediğimiz şeyleri vücudumuzu kontrol ederek, deyim yerindeyse onu terbiye ederek telafi etmeye çalışmanın bir sonucu olarak görülüyor ve bu açıdan geçkin yaştaki insanları da etkiliyor. Söz gelimi, yaş aldıkça araba kullanmak, yardımsız yürümek ya da beslenmek gibi eskiden kolaylıkla yaptığımız şeyler elimizden gelmeyebilir. Bu durum, bireylerde başkalarına bağımlı oldukları ve hayatlarındaki hiçbir şeyi kontrol edemedikleri hissi uyandırırsa, yeme bozukluklarına neden olan davranışlarla sonuçlanabilir ya da kişinin geçmişinde zaten bir yeme bozukluğu varsa bunu tetikleyebilir. 

Yeme bozukluklarıyla ilgili en önemli sorunlardan biri doğru ya da yeterli teşhis konulamayışı. Bu durum özellikle tıkanırcasına yeme bozukluğu yaşayan hastaların karşılaştığı bir durum, fakat özellikle 30 yaş ve üstü hastalar da aynı olumsuzlukla karşı karşıya kalabiliyor.

Doğru teşhis koyulamayışının en önemli sebeplerinden biri, aile bireylerinin ve doktorların kilo kaybı, yetersiz beslenme ya da kusma, ishal gibi semptomları yaşlanma sürecinin “normali” olarak algılaması ve bunların yeme bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklarla ilişkisini gözden kaçırmasıdır. 

North Carolina Üniversitesi’nin yeme bozuklukları merkezi başkanı Profesör Cynthia M. Bulik bakın ne diyor: “İnsanlar, yeme bozukluklarının hemen her yaştan insanı etkileyebileceği gerçeğini göremiyor. Ergenlikten ya da ilk gençlik döneminden çıkıldığında yeme bozukluklarının da kendiliğinden iyileşeceğini sanıyorlar. Hâlbuki durum hiç de böyle değil. Yeme bozukluğuna neden olan faktörler, ileriki yaşlarda farklılaşabilir ama bu onların daha genç insanlarda olduğu kadar yıkıcı bir etkiye sahip olmadığını göstermez. Yeme bozuklukları her yaştan binlerce insanın hayatına kast etmektedir ve bu gerçeğin anlaşılması birçok hayat kurtarır.” 

Teşhis koyulmasıyla ilgili bir başka olumsuzluk ise yaşı geçkin insanların tedavi için çevresinden yeterli desteği ve teşviki alamaması. Konunun uzmanlarından Laurie Cooper, “Bazı insanlar, hayatımın son dönemindeyim ve geleceğe yönelik bir amacım ya da bir hayalim yok diye düşünerek ve sağlıksızlığı hatta ölümü baştan kabul ederek destek aramaktan kaçabilir,” diyor. 

Çözüm nerede?

Elbette önce doğru teşhis ve ardından uygun bir tedavi süreci planlanması gerekiyor. 

Tedavi seçenekleri 

Yeme bozukluklarının tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi, Diyalektik Davranışçı Terapi ya da aile destekli terapilerden yararlanılabilir. İleriki yaşlarda yeme bozukluklarıyla mücadele ederken beslenme danışmanlığı son derece önemlidir. Ayrıca, destek gruplarına katılmak ve sosyalleşmek de yeme bozukluklarının tedavisinde etkili olan yöntemler arasında sayılır. 

Yatarak ya da ayakta tedavi 

Yatarak tedavide kişi 24 saat boyunca yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir hastanede ya da klinikte kalır. Ayakta tedavide ise kişinin evinde yaşaması uygun görülür, haftada birkaç kez terapisti ve diğer sağlık uzmanlarıyla görüşmeleri olur. Bu görüşmelerin sıklığı, süresi ve gerçekleşme şekli kişinin ihtiyaçlarına göre değişir. Fakat ileriki yaşlarda genellikle yeme bozukluklarıyla birlikte yaşlanmadan kaynaklı bazı rahatsızlıklar da görüldüğünden bireylerin yatarak tedavi olması daha etkili sonuç verebilir. 

Her kişinin ihtiyacı farklıdır 

Harvard Tıp Okulu’na göre, yaşı ilerlemiş hastalarda en etkili tedavi biçimine karar vermek için öncelikle kapsamlı bir tıbbi muayene yapılmalıdır.  Muayene esnasında kişinin iştahsızlığına ya da bozuk yeme davranışlarına neden olan faktörler araştırılmalı, kilo kaybının ya da alımının yeme bozukluklarından ziyade metabolizmayla ilgili daha farklı rahatsızlıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı sorgulanmalıdır. 

Ayrıca, beslenme ve ilaç alımıyla ilgili gereksinimlerin de tedavi planına dâhil edilmesi gerekir. Terapilerden, beslenme ve tıbbi destekten oluşan bütüncül bir tedavi yaklaşımı en etkili sonucu verecektir. Ayrıca, hastaların doğayla ve diğer insanlarla ilişkisini güçlendirmek, onlara kaygılarını ve endişelerini azaltacak sakin, huzurlu ortamlar sağlamak da iyileşme sürecini hızlandıracak adımlar arasındadır. 

 

Kaynaklar:

https://www.montenido.com/how-eating-disorders-affect elderly/#Treatment_Options_for_Older_Adults

https://nedc.com.au/research-and-resources/show/issue-60-i-eating-disorders-in-aged-care

https://health.usnews.com/wellness/articles/2017-03-02/can-older-people-have-eating-disorders

https://emilyprogram.com/blog/eating-disorders-in-older-adults/

https://www.medicalnewstoday.com/articles/290023.php

https://www.health.harvard.edu/womens-health/disordered-eating-in-midlife-and-beyond

 

İlginizi çekebilir:

https://www.uplifers.com/madalyonun-diger-yuzu-erkekler-de-yeme-bozukluklariyla-mucadele-ediyor/

https://www.uplifers.com/yeme-bozukluklarini-taniyin-bu-tur-bir-rahatsizlik-yasayan-birine-nasil-yardimci-olabilirsiniz/

https://yalnizanoreksi.wordpress.com/2020/03/21/corona-virusu-gelmis-anoreksiyaya-gun-mu-dogmus/

 

Burcu Uluçay: Sözcüklerle, cümlelerle dahası dille uğraşmayı hep sevdim. Bunun üniversitede mütercim tercümanlık okumamda önemli bir payı oldu. 2012’de Marmara Üniversitesi’nden mezun olduğumda bir sene kadar çeşitli alanlarda çevirmenlik yaptım. “Şirket-bazlı” çevirmenliğin pek bana göre olmadığını anlayınca daha “naif” bir yönü olan yayıncılık dünyasına yöneldim. Fakat The University of Westminster’da Cultural and Critical Studies (Kültürel Çalışmalar) yüksek lisans programını burslu okuma şansı kapımı çalınca –pırrr– Londra’ya uçtum. 2014’te elimde afili diplomamla yurda döndüm. Ama yalnız değildim: Ben ve anoreksiya nervoza birlikte gelmiştik! Londra’ya gitmeden de ufak ufak “yoldayım” dese de pek aldırış etmediğim bu yeme bozukluğu artık sağlığım başta olmak üzere tüm hayatımı etkiliyordu ve kendisini yenmek için halen mücadele veriyorum. Bir taraftan asıl mesleğimi yani çevirmenlik ve editörlük çalışmalarımı sürdürsem de altı aydan uzun bir zamandır tam zamanlı işim buymuş gibi anoreksiya nervozadan iyileşmeye çalışıyorum. Yeme bozukluklarının nedenlerini, tedavi yollarını, iyileşen hastaların öykülerini ve güncel araştırmaları didik didik edip okumaya başladığımda tüm isteğim kendimi bu azaptan kurtarmaktı. Fakat zamanla yeme bozuklukları hakkında Türkçe yazılmış kaynakların İngilizcedekilere göre yetersiz kaldığını gördüm. Üzücü değil mi sizce de? Hele de yeme bozuklukları dünyanın hemen her yerinde bütün yaş grupları için gittikçe tehlikeli bir hal alırken. Tabii bir de yeme bozukluğu yaşayan kişilerin ailelerini, yakınlarını, arkadaşlarını düşünmek lazım. Sevdiklerine yardımcı olmak için daha güvenilir ve güncel içeriklere ulaşsalar ne güzel olur! Böylece önce kendi ailem ve yakınlarım için okuduklarıma dayanarak çeviriler ve derlemeler yapmaya başladım. TEDTalks’ta yeme bozuklukları, kaygı bozukluğu, yoga ve meditasyon gibi konularda ilham verici konuşmalar olduğunu biliyordum çünkü hemen hepsini izlemiş/dinlemiştim. Aralarında Türkçe altyazı çevirisi olmayanlar vardı. TEDTalks’un gönüllü çevirmenler projesine dâhil olup çeviriler yaptım. Sonra blog açma fikri geldi. Blogumda hem yabancı kaynaklardan edindiğim bilgileri hem de kendi deneyimlerimden yola çıkarak yazdığım içerikleri paylaşmaya başladım. Yazdıkça yazdıkça anladım ki paylaşmak ihtiyacım varmış. İtiraf etmek. Yeme bozukluklarının ciddi bir zihinsel rahatsızlık olduğunu, dahası bunu bizim “seçmediğimizi” bilin demek. Böyle böyle Uplifers’la yollarımız keşişti. Yeme bozuklukları hakkında yerleşmiş yanlış düşünceleri değiştirmek için buradaki birlikteliğimizden aldığımız güç önemli bir adım olsun. Yeme bozukluklarının zihnimize işkence eden kötücül sesine birlikte “dur” diyebileceğimize inanıyorum! Bana buradan ulaşabilirsiniz: burcu.ulucay@yahoo.com Bloguma göz atmak isterseniz: https://sahteseslereelveda.wordpress.com/

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale