X

Yaza veda, sonbahara merhaba: Değişen mevsime adapte olmak için ipuçları

Yeni dönem dendiğinde akıllara çoğu zaman yılbaşı, ocak ayı gibi yılın ilk zaman dilimi gelse de Eylül de birçoğumuz için başlangıçların, yeniliklerin zamanı. Belki yeni ay ile gelen yeni mevsimin; dönüşümün ve değişimin habercisi Eylül’ün varlığından, belki de tatil modundan şehir moduna geçişin zamanı olduğundan eylülü başlangıçların ayı olarak değerlendirebiliyoruz. Okulların açıldığı, yeni sezonun başladığı, herkesin şehre döndüğü, tatil modundan çıkıldığı zaman olan eylül ayı, bir yanıyla heyecanlandırıyor olsa da diğer yanıyla hüzünlendiriyor olabilir.

Dökülen yapraklar, sararan çiçekler, dönüşen doğa; sanki hüznü simgeliyorken yepyeni başlangıçların ufukta görünmesi de heyecanımızı taze tutabiliyor. Yılın bu en güzel zamanlarından biri olan Eylül’ü kucaklamak, yeni mevsimi kabullenmek, tatil modundan kolayca çıkış yapmak ve şehir yaşantısına bir an önce uyum sağlamak için ipuçlarımızdan faydalanabilirsiniz. Ufak değişim ve düzenlemelerle kendinizi yeni dönemde çok daha iyi hissedebilir; modunuzu yüksek tutabilirsiniz. İşte yeni aya ve yeni mevsime hazırlanmak için ipuçları:

Biten yazı kutlayın

Umuyoruz ki şahane, unutulmaz bir yaz geçirmişsinizdir… Eğer öyleyse, her zaman hatırlamak isteyebilirsiniz. Tatilde çektirdiğiniz fotoğrafları, arkadaşlarınızla paylaştığınız mutlu anları, gittiğiniz yerden aldığınız hediyelik eşyaları bir araya getirebilir; hatıra yaz köşesi oluşturabilir ya da bir panoda sergileyebilirsiniz. Böylece hem dekorasyonunuza şık bir dokunuş katabilir hem de mutlu yaz günlerinizi onurlandırabilirsiniz.

Zihninizi hazırlayın

Değişim, ilk başlarda kabullenmesi çok zor bir şeymiş gibi gelebilir; ancak zihninizi nasıl hazırlayacağınızı bilirseniz ve kendinizi kabullenmeye açarsanız her şey çok daha kolay olabilir. Tatil bitmiş, işinizin başına dönmeye hazırlanırken aklınız sahilin sıcaklığında, yazın kokusunda, denizin tuzunda, keyifli arkadaş sohbetlerinde kalmış olabilir. Ama merak etmeyin; hızlıca şehre adapte olabilirsiniz. İşlerinizi planlayın; önceliklendirin ve sınırlarınızı zorlamamaya özen gösterin. Tıpkı soğuk bir denize adım adım giriyormuşçasına şehrin temposuna da kendinizi ılıştırarak yaklaşın. İlk günlerinizde çok yoğun bir program yaratmamaya çalışın; mola zamanlarınıza daha fazla özen gösterin, yavaş ama istikrarlı bir şehirde işlerinize dalış yapın.

İlginizi çekebilir: Şehir hayatına ve iş yaşamına daha hızlı adapte olmanın yolları

Zamanınızı planlayın

İşlerin başına geçmeden ya da okula dönmeden önce zamanınızı en doğru şekilde yönetebilmek için işleyen bir sistem kurduğunuzdan ve detaylı plan yaptığınızdan emin olun. Özellikle ilk günlerde kendinizi fazla zorlamamak için zamanınızı hem işlerinize hem de kendinize yetecek şekilde bölmeye çalışın. Sevdiklerinizle geçireceğiniz zamanlar oluşturun; bu sayede geçiş döneminde motivasyonunuzu yüksek tutmanıza yardımcı olacak buluşmalar da planlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Zaman yönetimi: Başarıya ulaşmak için zamanınızı etkili kullanın

Sonbaharı mutfağınıza taşıyın

Mevsim sebze ve meyveleriyle yeni tarifler deneyin. Balkabağının her halini keşfedin; tatlısını, çorbasını, kahvesini… Kendinizi şımartacak yiyeceklerle mutfağınızı şenlendirin. Tariflerinizde incir, üzüm, armut gibi meyvelere ve pazı, ıspanak, karnabahar gibi sonbahar sebzelerine yer verebilirsiniz. Öte yandan, yazın en sevdiğiniz meyve ve sebzelerini dondurabilir; sonbahar ve kış aylarında kullanmak üzere domates sosları, salçalar, turşular hazırlayarak buzdolabınızda depolayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Sonbahar sebzeleriyle hazırlanan birbirinden lezzetli, pratik ve besleyici vegan yemek tarifleri

Bağışıklığınızı güçlendirin

Mevsim geçişleri, bağışıklığımız için tehdit oluşturan zamanlardan biri. Bu nedenle sıcak yaz günlerinden serin, yağışlı ve rüzgarlı sonbahar aylarına geçiş yaparken hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için doğru beslenmek, yeterli takviyeleri almak şart. Mevsim meyve sebzeleri açısından zengin tarifleri öğünlerinize ekleyebilir, özellikler vitaminler açısından zengin gıdaları tüketmeye özen gösterebilirsiniz. Her mevsim olduğu gibi bu sonbaharda da bol su içmeyi unutmayın. İhtiyacınız olan gıda takviyeleri için testlerinizi düzenli yaptırmayı ve doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin. Fiziksel gücünüzü kaybetmemek için egzersizlerinize mutlaka günlük rutinlerinizde zaman ayırın.

İlginizi çekebilir: Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklardan korunmak için tüketmeniz gereken mikro besinler ve bağışıklığı destekleyen yiyecekler

Dekorasyonunuzu yenileyin

Yaz nasıl ki doğayla daha fazla bütünleşmeyi çağrıştırıyorsa sonbahar da evlerimize çekilmenin sinyalini veriyor olabilir. Bu nedenle, yaz aylarında hafiflettiğiniz, daha fazla alan açtığınız, ince kumaşları, terletmeyen yastık kılıflarını tercih ettiğiniz evinize biraz katman eklemeniz gerekebilir. Artık inceden üşütmeye başlayan eylül akşamları için koltuklarınıza hem dekoratif duracak hem de televizyon izlerken uyuya kaldığınızda elinizin altında olacak şık örtüler ekleyebilir; mumlarla ortamın havasını değiştirebilir; sonbaharı çağrıştıran renkleri dekorasyonunuzda kullanabilir; taze çiçeklerle vazolarınızı renklendirebilirsiniz.

Gardırobunuzu ısıtın

Yaza girerken baştan aşağı değişen gardırobu sonbahar aylarına uyarlamanın vakti geldi! Ama merak etmeyin; çok sevdiğiniz yazlık kıyafetlerinizi hemen kaldırmak zorunda değilsiniz. Eteklerinizin üzerine giyeceğiniz kazaklarla; elbiselerinizin, kolsuz üstlerinizin üzerine alacağınız hırkalarla harika mevsim geçişi kombinleri yaratabilirsiniz. Tek yapmanız gereken kazaklarınıza ve hırkalarınıza gardırobunuzda biraz açmak, ince şallarınızı geri getirmek ve yaratıcılığınızı konuşturmak, hepsi bu.

Değişimi kucaklayın

Değişime direnmek, yaşamın her alanında zorluk yaratır; hele ki karşı koyabilecek gücümüz yoksa… O nedenle, ‘kalbiniz Ege’de kalsa’ bile şehre ayak uydurmak için değişimi bir an önce kabullenmeniz şart. Sonbaharın güzelliklerini fark etmeye, değişen-dönüşen doğanın mucizesine tanık olmaya, renklenen çevrenizi keşfetmeye zaman ayırın. Rüzgarı hissedin, yağmur damlalarıyla dans edin. Geçen mevsimi sevgiyle hatırlarken; yeni gelene kucak açın.

İlginizi çekebilir: Sonbahar mevsimine geçişi kolaylaştıracak öz bakım önerileri

Bonus: ‘Yaz bitmeden’ listesi yapın

Tatil zamanı çoğumuz için bitmiş, işlere, okullara dönüş yapılmış, kavurucu sıcaklar geçmeye başlamış, eylül gelmiş olsa da yazın son demleri hala devam ediyor. O yüzden sonbahar kendisini tam anlamıyla hissettirmeye başlamadan şehirde yaz bitmeden yapmak istediğiniz şeylerin bir listesini çıkarın. Görüşmediğiniz arkadaşlarınızla bir araya mı gelmek istiyorsunuz; hemen bir balkon/teras partisi düzenleyin; şehirde görmek istediğiniz yerler mi var; hemen hafta sonu gidilecek yerler listenize ekleyin; hemen bir kağıt-kalem alın, listenizi hazırlamaya başlayın.

İlginizi çekebilir: Mevsim değişikliğinin olumsuz etkileriyle nasıl baş edebilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale