X

Yaza sıkı bir vücutla girmeye niyetliyiz: Rock The Beach

Beslenme düzeni değişecek, şeker hayatımızdan çıkacak, suda terlenecek, o vücut toparlanacak!

Koca kışı devirdik, yaz kapıya dayandı. Hatta çoğumuz için geldi! Kışın rehavetini bahar havasıyla az biraz attık. İçimiz de ısınmaya başladı. Mutluluk hormonları yükselen bir grafik çiziyor. Mükemmel!

İşin bir de aksayan beslenme ve spor programları yüzünden gitmeyen, o gözünüze batan -fazlalık- kısmı var. O kalan, mutluluğunuzu ara ara gölgeleyen, tatil planları yaparken telaşlandıran “gölgeleri” dağıtmaya, bu yaza sıkı girmeye ve beachleri sallamaya niyetliyiz!

AquaJog’a merhaba, 21 günde şekere veda 
Rock The Beach

Sporun beslenmesiz bir işe yaramayacağını, ne yaptığınız kadar -hatta daha fazla- ne yediğinizin de önemli olduğunu unutmamak gerek. Şekerin vücudumuza verdiği zarar saymakla bitmiyor. Onu hayatımızdan güzel bir vedayla uğurlama ve hayatımıza bolca su ekleme zamanı geldi.

  • Spordan önce ne yemeli, spordan sonra ne yemeli, bu tatlı krizlerini bastırmanın sağlıklı bir yolu yok mudur gibi sorularla boğuşuyorsanız,
  • Kendime göre bir spor bulamadım, ne yapsam bu selülitler gitmiyor, dizlerimde, belimde rahatsızlık var spor yapamıyorum diyorsanız,
  • Hiçbir yere varılmayan o koşu bandında koşmaktan sıkılıyorsanız,

Yeni deneyimlere yelken açma vakti çoktan gelmiş demektir!

AquaJog antrenmanları + 21 Gün Şekersiz Beslenme programından oluşan Rock The Beach kampı 9 Mayıs’ta başlıyor! 9-30 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek Rock The Beach programı, The Cyprea ekibinin takibinde sağlıklı beslenmeyi hayatınıza entegre edebilmek ve Aqua Jog ClubThe Cyprea  ile suyun vücutta yarattığı etkiyi deneyimlemeniz üzerine hazırlandı.

Neden 21 gün ve programın amacı ne?

Yapılan araştırmalar, 21 günün bir alışkanlığı kazanmak veya bir alışkanlıktan vazgeçmek için iyi bir süreç olduğunu söylüyor. Deneyimlerimiz de aynı sonuçları gösteriyor. Vücudunuzun ve damak tadınızın şeker eşiğini düşürmek, sporu destekleyen bir beslenme programıyla birlikte suyun gücünü keşfetmek için kendinize 21 gün vermeniz yeterli. 

Yapılan araştırmalar, 21 günün bir alışkanlığı kazanmak veya bir alışkanlıktan vazgeçmek için iyi bir süreç olduğunu söylüyor.

Programın asıl amacı; spor yaparken beslenmeyle ilgili soru işaretlerini ortadan kaldırmak, AquaJog’u ve şekersiz beslenme tarzını size kazandırabilmek. Kafa karışıklığı yok, sıkı bir program var.

Neden AquaJog?
AquaJog ile suda koşuyoruz.

AquaJog sayesinde kara antrenmanlarına göre daha kısa sürede sonuç alıyoruz. Bunun nedeni, suyun direncini kullanarak tüm kaslarınızı aktif çalıştırması ve suyun havadan 12 kat daha yoğun olması. Suyun direncine karşı dikey pozisyonda (tüm vücut yüzeyinizle suya karşı hareket ettiğiniz için) harekete geçtiğinizde direncin ne kadar arttığını göreceksiniz.

  • Suda, eklem ve kaslarınıza baskı uygulanmadığı için antrenman sonrası enkaza dönmeden hayatınıza devam edebilirsiniz.
  • Suda hiç olmadığınız kadar esnek olabilirsiniz. Yer çekiminden arınmış bir ortam olan suda karada yapamadığınız birçok hareketi daha rahat yapabilir, var olduğunu bile bilmediğiniz kaslarınızı keşfedebilirsiniz.
  • Suyun sürekli bir çarpma etkisi yaratması selülitlerin yok olması ve vücudunuzun daha kısa sürede toparlanmasını sağlar.
  • Saatte 800 kalori yakmaya hazır olun.
Bu 21 günden beklentimiz ne?
  • Sizi yepyeni bir spor deneyimi olan AquaJog ile tanıştırmak ve etkilerini deneyimlemenizi sağlamak,
  • Şekerli yiyecek yeme ihtiyacı hissetmemek. Hatta: “yemesem de olur, pek tatlı aramıyorum, tatlı yemek pek aklıma gelmiyor” gibi cümleler kurmak,
  • Yiyeceklerin etiketlerini okuma alışkanlığı edinmek,
  • Motivasyonu artırmak,
  • Daha sağlıklı bir görüntüye kavuşmak,
  • Daha enerjik hissetmek,
  • Ve tabii ki yaza sımsıkı, bomba gibi girmek!

Not: En büyük amacımız 21 günün sonunda eski alışkanlıklarımıza geri dönmek değil, edindiğimiz alışkanlıkları devam ettirmek.

Aynaya baktığınızda nasıl hissettiğinizdir önemli olan. Yüzünüz gülüyorsa, kendinizi gördüğünüz halinizle seviyorsanız, kendinize olan güveninizle sadece yazın sahiller değil, her an her yer sallanır…

ÖNEMLİ NOT: Uplifers’ın değerli okuyucuları için programa kayıtta %10 avantaj sağlıyoruz.

Programa katılmak için aşağıdaki linkten kayıt yaptırırken, promosyon alanına UPLIFERS kodunu yazmanız yeterli. Program hakkında detaylı bilgi ve kayıt için aquajogclub.com‘u ve Instagramaquajogclub.com‘ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. İletişim için de hello@aquajogclub.com’dan bize ulaşabilirsiniz.

Hazırsak hadi, ROCK THE BEACH!

Gizem Çalışkan: Spor hayatına 7 yaşında yüzmeyle başlayan Gizem Çalışkan, üniversite yılları boyunca yüzme kariyerini antrenör olarak devam ettirdi. Ege Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul’a yerleşti ve reklam yazarı olarak kariyerine başladı. İsviçre’de özel olarak AquaJog eğitimi aldıktan sonra AquaJog sporunu ileriye götürmek üzere çalışmalarına başladı. Reklam yazarlığını sürdürürken Türkiye’de ilk defa hayata geçecek olan bir sporun temellerini attı ve Aqua Jog Club’ı kurdu. Reklamcılık kariyeriyle hobisini bir süre birlikte götürdükten sonra ajans hayatını freelance’e çevirerek enerjisini tutkuyla bağlı olduğu Aqua Jog Club’a yöneltti. İlk deneyimini kazandığı 2009 yılından bugüne, gerek eklem rahatsızlığı gerekse kilo problemi yaşayan onlarca üyeyle edindiği deneyimleri aktarmaya, suyun gücünü ve etkilerini deneyimletmeye devam ediyor ve şöyle diyor: “Suyla arkadaş olun ve sizi değiştirmesine izin verin.”

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale