X

Yaz sonuna özel cilt bakım rehberi: 5 adımda yazın etkilerini cildinizden silin

İyot kokusu, tuzlu saçlar, sıcak kumlar, bronz ten, uçuş uçuş elbiseler, hafif ve lezzetli yemeklerin eşlik ettiği bol sohbetli ve kalabalık sofralar, uzayan günler, macera dolu yolculuklar… Yaz mevsimini sevenlerden mi yoksa sonbaharın gelişini sabırsızlıkla bekleyenlerden misiniz bilmiyorum ama ben, güneşe maruz kalmaktan ve nemden dolayı isyan bayrağını çeken hassas cildime rağmen ‘Keşke her mevsim yaz olsa.’ diyebilecek kadar güneşe tutkulu bir ‘yaz severim’.

Her mevsim geçişinde olduğu gibi, yaz mevsiminin sıcağını ve nemini geride bırakıp serin ve kapalı sonbahar havalarına geçiş yaparken, yaşam tarzımızın, beslenme stilimizin, hareket alışkanlıklarımızın ve en önemlisi de hava durumunun değişmesiyle birlikte cildimizin ihtiyaçları da büyük ölçüde değişiyor.

Cildimiz yaz boyunca yoğun klora ve tuza maruz kalıyor; güneşin zararlı ışınları nedeniyle yıpranıyor, lekeleniyor ve matlaşıyor. Yüksek sıcaklık yüzünden nemini kaybeden, gözenekleri genişleyen ve genişleyen gözeneklere dolan cilt bakım ürünleri (özellikle de ağır yapılı güneş koruyucuları) nedeniyle siyah nokta, komedon ve sivilce oluşumuna çok daha yatkın hale gelen cildimizden yazın etkilerini silmek için temizlikten nemlendirmeye, her aşamada çok daha özenli olmamız ve cilt bariyerini hedefe yönelik ürünlerle güçlendirmemiz büyük önem taşıyor.

Bu yazımda, yaz mevsiminin cildimde bıraktığı hasarı hızlıca gidermek, cildime yaz sonunda ihtiyaç duyabileceği desteği sağlamak ve sonbaharı çok daha sağlıklı, canlı ve aydınlık bir ciltle karşılamak için uyguladığım yaz sonu bakım rutinimi ve önerilerimi sizlerle paylaşacağım.

1. Adım: Gözeneklerde derinlemesine temizlik

Yaz mevsiminde cilt yüzeyinde gözle görülür şekilde yaşanan en büyük değişimlerden biri hiç şüphesiz gözeneklerin genişlemesi. Hava sıcaklıklarının yükselmesiyle birlikte vücudun terleme ve hava alma ihtiyacının artması, tüm cilt yüzeyinde olduğu gibi yüzde de gözeneklerin genişlemesine sebep olabiliyor.

Çoğumuz ‘Havalar serinleyince nasıl olsa yine küçülür.’ diye düşünüyor olsak da, genişleyen gözeneklere dolan makyaj ve güneş kremi kalıntılarının yanı sıra terle birlikte atılan sebum, çevresel kirleticileri ve ölü derileri adeta bir mıknatıs gibi çekerek siyah nokta ve komedon oluşumuna davetiye çıkarabiliyor.

Yaz mevsiminin cildinizde bıraktığı hasarı onarmak amacıyla kullanacağınız asitlerin, besleyici yağların, kremlerin ya da serumların cildin alt katmanlarına ulaşabilmesi ve maksimum fayda sağlayabilmesi için öncelikle gözeneklerinizde derinlemesine bir temizlik yapmanız ve cildinizi ölü derilerden arındırmanız gerekiyor.

Benim gibi hassas bir cilde sahip kişilerde, fiziksel peelingler, yani tanecikli yüz temizleyicileri bazen tahrişe neden olabiliyor. Bu nedenle benimki gibi hassas bir cildiniz varsa jel ya da köpük formundaki yüz temizleyicileri tercih edebilir, hassas ciltlere özel olarak üretilmiş bir yüz temizleme cihazı yardımıyla cildinize zarar vermeden, gözeneklerinizi derinlemesine temizleyebilirsiniz.

Ben derinlemesine bir günlük temizlik için içeriğindeki argan yağı ve panthenol ile cildi temizlerken aynı zamanda nemlendiren; renklendirici, paraben, parafin, SLES ve silikon gibi ağır kimyasalları içermeyen Dermoskin Yüz Yıkama Köpüğü’nü termo cilt temizliği ve sıkılaştırıcı masaj özelliği olan FOREO LUNA 3 plus ile birlikte kullanıyorum.FOREO LUNA 3 plus’un lila rengi hassas ciltler için olanı. Sizin de benim gibi hassas bir cildiniz varsa lila rengini tercih edebilirsiniz. 

Hassas cildim için ultra nazik termo cilt temizleme deneyimi sunan FOREO LUNA 3 plus, üzerindeki termal temas noktalarından yayılan ısı ile cildimde pürüze neden olan sebum ve kalıntıları çözerek nazikçe temizliyor. Isı teknolojisi aynı zamanda cildimin terlemesini de sağlayarak, gözeneklerimdeki kirin, yağın ve kirleticilerin atılmasına yardımcı oluyor.

LUNA 3 plus cihazınızı telefonunuzdaki FOREO uygulamasına bağlayıp Ayarlar sekmesine girdiğinizde, cihazın temizleme modu için tüm ayarlarınızı oluşturabiliyorsunuz. Thermo-Tech ile ısıtma özelliğini 40 – 55 derece arasındaki bir ısıda, cildinize uygun şekilde ayarlayıp, bölgesel titreşim ve süre ayarlarını da yapıp kaydettikten sonra, uygulamaya gerek olmaksızın, manuel olarak da temizleme modunu kullanabiliyorsunuz.

LUNA 3 plus ayrıca, ultra hijyenik silikon malzemesi ve su geçirmediği için yıkanabilmesi nedeniyle cilt yüzeyine zarar verebilecek bakteri ve mikroorganizmaların oluşumunu da engelliyor.

2. Adım: Gözenek sıkılaştırma 

Gözeneklerimi derinlemesine temizledikten sonra, hem tekrar dolmalarını engellemek ve sıkılaştırmak, hem de düzenli olarak temizleyerek tekrar tıkanmalarını engellemek konusunda benim en çok faydasını gördüğüm içerik beta hidroksi asit (BHA ya da salisilik asit olarak da bilinir). Özellikle sivilce ve siyah noktaları hedef alan tüm ürünlerin içeriğinde mutlaka bulunan salisilik asitin aynı zamanda cildin ölü hücrelerden arınması; yaşlanma, güneş hasarı, koyu lekeler ve akne etkilerini giderme gibi konularda etkili olduğu da söyleniyor.

Salisilik asit cilt yüzeyinde soyulma yapmadığı için yaz kış düzenli olarak kullanılabilecek bir içerik. BHA içeren bir tonik edinebilir ve cildinizi temizledikten sonra haftada 2-3 kez cildinize uygulayabilirsiniz. BHA kullanırken cildiniz kuruyacağı için, ekstra nemlendirmek de son derece önemli. Benim bu konudaki tercihim, içeriğindeki nemlendirici aloe vera ve lotus çiçeği ekstratı da bulunan Nip+Fab salisilik asit pedleri. 

3. Adım: Kuruyan cilde nem desteği

Yaz mevsiminde cilde en çok zarar veren ve dengesini bozan şeylerden biri de hiç şüphesiz nem kaybı. Terlemeyle birlikte vücudun su kaybetmesi, yüksek hava sıcaklıklarına ve güneşe maruz kalmak cildin nemini kaybetmesine ve kurumasına neden olabiliyor. Sonbahara geçiş yaparken, mevsim değişikliğinin de etkisiyle cildimde kuruluk, kızarıklık, kaşıntı ve hatta döküntülere sebep olacak düzeyde nem kaybı yaşandığı için, cilt tipime uygun şekilde nemlendirmek en önemli konuların başında geliyor.

Nemlendirici serum

Nemlendirme denildiğinde akla ilk geren içerik tabii ki hyalüronik asit. Hyalüronik asit, ağırlığının 1000 katına kadar nem tutabiliyor ve bu yolla nemi cildimize çekerken, cildin nem bariyerinin güçlenmesine ve nemin ciltte hapsedilmesine yardımcı oluyor.

Hyalüronik asit bazlı formülüyle FOREO Serum Serum Serum, yapısının inanılmaz hafif olması ve mikro kapsüllerinde bulunan, nemlendirici özellikteki skualen yağı nedeniyle her gün kullandığım tek nemlendirici ürün.

Nemlendirici etkisinin yanı sıra içeriğinde paraben, alkol, phenoxyethanol, mineral yağ ve parfüm gibi zararlı bileşenler bulunmayan, antioksidanlar yönünden zengin olan bu serumun etkisinden maksimum fayda sağlamak için sarkmaları toparlayan ve cildimin daha genç görünmesini sağlayan FOREO BEAR mikro akım cihazımla birlikte kullanıyorum.

Serum Serum Serum, BEAR’ın metal kürelerinin cildimde daha iyi kaymasını ve bu yolla cildime zarar vermeden masaj yapabilmesini sağlarken, iletkenliğiyle cihazdan iletilen akımın daha derine ulaşmasına da yardımcı olduğu için hem nemlendirme hem de sarkmaların toparlanması anlamında tek bakımda iki etkiden bir arada faydalanabiliyorum. BEAR cihazını da Serum Serum Serum’u da her gün düzenli olarak kullanıyorum. Bu arada küçük bir bilgi: BEAR’ı su bazlı ve yağ içermeyen herhangi bir serumla kullanabilirsiniz. Ancak iletkenlik açısından kullandığınız serumun yukarıda bahsettiğim Serum Serum Serum’un özelliklerine sahip olması oldukça önemli.

Nemlendirici krem

Nemlendirici kremlerin büyük bir çoğunluğu silikon içerdiği için, krem yerine serum kullanmak her zaman önceliğim. Ancak cildimin yoğun neme ihtiyaç duyduğunu hissettiğimde, çok nadir olmakla birlikte, nemlendirici kremlerden de destek alıyorum. Nemlendirici krem seçiminde de mümkün olabildiğince doğal ve temiz içerikli olmasına, gözenek tıkayan mineral yağlar ve parfüm içermemesine dikkat ediyorum. Bu nedenle gece bakımında cildim için KAMA’nın ayurvedik gece kremini, gündüzleri ise Kiehls Ultra Facial Cream’i kullanıyorum. Göz çevrem içinse hem gece hem de gündüz rutinimde yıllardır tercihim Kiehls Creamy Eye Tretment.

4. Adım: Güneş lekelerini hedef alan bakım rutini

Derinlemesine temizlikten, BHA içerikli bir tonik kullandıktan ve cildinize kaybettiği nemi geri kazandırdıktan sonra, cildiniz artık güneş nedeniyle oluşan lekelerle savaşacak bakım ürünlerinden maksimum düzeyde yararlanmaya hazır!

Güneş lekelerini azaltmak ve yok etmek için benim yıllardır en çok faydasını gördüğüm şey kimyasal peelingler olsa da, uygulaması biraz zahmetli olduğu için son zamanlarda kimyasal peelinglere ek olarak led ışık terapisinden de faydalanıyorum.

Kimyasal peeling

Kimyasal peeling kullanımında dikkat ettiğim en önemli şeylerden biri cildimi alıştırarak, yani kullanım sıklığını ve dozunu yavaş yavaş artırarak ilerlemek. Özellikle alfa hidroksit asit (AHA ya da glikolik asit olarak da bilinir) ve retinol leke tedavisinde en çok kullanılan içerikler arasında.

Benim kimyasal peeling konusundaki tercihim retinol. Evdeki uygulamalar için genelde serum formundaki ürünlerde, %0.1, %0.5 ya da %1’lik oranında bulunabilen retinolü kullanmaya yeni başlayacaksanız önce en düşük dozda (% 0.1) ve haftada 1 kullanmanızı öneririm (cildim çok hassas olduğu için ben bu şekilde başlamıştım). Cildiniz alıştıktan sonra ise etkilerini gözlemleyerek yavaş yavaş daha yüksek dozlara geçiş yapabilir ve kullanım sıklığınızı artırarak her gün kullanmaya devam edebilirsiniz.

Ben, cildim alışık olduğu için, sonbahara girer girmez Ordinary’nin nemlendirici özellikteki squalen yağı içinde %1 oranında çözünmüş retinol bulunan serumunu kullanmaya başlıyorum. Hassas bir cildiniz varsa, cildinizde herhangi bir kızarıklık, hassasiyet ya da tahriş oluşmaması için kullanmadan önce mutlaka bir dermatoloğa danışmalısınız.

Kimyasal peelingleri kullanırken dikkat ettiğim bir diğer önemli noktaysa güneş koruması. Kimyasal peelingler lekeleri ve pürüzleri cildin üst katmanını soyarak iyileştirdiği için, kullandığınız sürece cildiniz güneş ışınlarına çok daha hassas hale geliyor ve cildinizi korumadığınızda leke görünümünü azaltmaya çalışırken daha fazla leke oluşmasına neden olabiliyorsunuz. Bu nedenle, kimyasal peelinglere güneş ışınlarının daha az olduğu sonbahar ve kış aylarında başlanması, başladıktan sonra düzenli olarak uygulanması, güneş olsa da olmasa da her gün düzenli olarak yüksek koruma faktörüne sahip bir güneş koruyucusu kullanılması ve gece bakımına dahil edilmesi öneriliyor.

Led ışık terapisi

Kimyasal peelinglerin kullanımı oldukça zahmetli ve özellikle yeni başlayanlar için (bence) biraz da riskli olduğu için, leke tedavisinde özellikle güzellik merkezlerinde sıkça kullanılan yeşil ve mavi led ışık terapisinden de faydalanabilirsiniz. Hem yaz kış gönül rahatlığıyla kullanılabildiği, hem de cildi soymadan lekeleri geçirebildiği için, özellikle kimyasal peelinglere mesafeli yaklaşanlar için bu yöntemin çok daha pratik ve güvenli olduğunu düşünüyorum.

Led ışık terapisini evde uygulamanın en kolay yoluysa, tam spektrumlu led ışık terapisi özelliğinin yanı sıra soğuk ve sıcak terapi, t-sonic titreşimler gibi gelişmiş özellikleriyle öne çıkan FOREO UFO 2.

FOREO UFO 2, FOREO UFO Power Maskelerdeki aktif bileşenlerin ciltteki etkisini artırmak için 45 santigrat dereceye kadar anında hızlı ısıtma, şişkinliği azaltmak ve gözenekleri küçültmek için 5 santigrat dereceye kadar anında hızlı soğutma, ciltte farklı faydaları ve etkileri bulunan tam spektrumlu 8 farklı led ışık ve nazikçe masaj yaparak ürünlerin ciltteki emilimini arttıran T- Sonic titreşimler ile her bir bakım için özelleştirilmiş yüz bakım terapileri sunuyor.

Leke görünümünü iyileştiren yeşil ve mavi led ışıklar cildin farklı bölgelerindeki ton eşitsizliklerini düzenliyor ve özellikle mat olan bölgelerin çok daha canlı görünmesini sağlıyor.

Benim UFO 2 cihazımla birlikte kullandığım Green Tea bakımında, bu bakıma özel olarak aktive edilen terapiler arasında mat görüntüyü canlandırmaya ve leke görünümünü düzenlemeye yardımcı yeşil led ışık terapisi, kan dolaşımını hızlandırarak lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı mavi led ışık terapisi, maskede bulunan bakım ürünlerinin emilimini arttırıp kan dolaşımını hızlandıran termo terapi (ısıtma terapisi), gözenek görünümünü azaltarak cildi canlandıran kriyoterapi (soğutma terapisi) ve cildi rahatlatıp ürünlerin emilimini artıran T-Sonic titreşimler de bulunuyor.

Rutin olarak ayda 2-3 kez uyguladığım bu bakımı, yaz mevsiminin sonunda hedefe yönelik olarak değiştirerek, haftada 2 kez uygulamaya çalışıyorum.

5. Adım: Güneş Koruması

Yaz boyunca zarar görmüş olan cildinizi hedefe yönelik özel bakımlarla iyileştirirken, bir yandan koruyabilmeniz de gerekiyor. Bunun için kendi deneyimlerimden yola çıkarak, günlük bakım rutininizi aksatmamanızı, mümkün olabildiğince makyaj yapmayarak cildinizi dinlendirmenizi, en önemlisi de hava güneşli olsa da olmasa da, her gün güneş koruyucu kullanmanızı öneririm.

Güneş kremi seçiminde cilt tipine uygun seçim yapmak, gözeneklerin tıkanmaması ve uygulanan bakımların cilt tarafından tamamen emilerek etkilerini gösterebilmesi için bence son derece önemli. Güneş kreminin koruyucu etkisini gösterebilmesi için, ne kadar hafif formüllü olursa olsun, yapısını ağırlaştıran içeriklerin kullanılması gerekiyor. Temiz içeriği, koruyuculuğu, cildimle uyumu ve fiyatının görece uygun olması (çünkü her gün kullandığım için çok hızlı bitiyor ve sık sık yenilemem gerekiyor 🙂 ) nedeniyle ben yaz kış, Dermoskin’in 50 faktörlü güneş koruyucusunu kullanıyorum.

Güneş kremi, hangi ürünle temizlerseniz temizleyin az da olsa kalıntı bırakan bir cilt bakım ürünü. Bu nedenle yüz temizleyicimi her gece LUNA 3 plus ile birlikte kullanarak cildimin derinlemesine temizlendiğinden emin oluyor ve ayda 2-3 kez de kil maskesi yaparak gözeneklerimi tamamen arındırmaya çalışıyorum.

Yukarıdaki önerileri düzenli olarak uyguladığınızda ve cildinizin ihtiyaçlarına kulak verdiğinizde, yaz mevsiminin cildinizde bıraktığı hasarı iyileştirerek çok daha sağlıklı, pürüzsüz, aydınlık ve dolgun bir cilde kavuşmanız mümkün. Önerilerin tamamının, kendi deneyimlerime ve araştırmalarıma dayandığını, her cildin ihtiyaçlarının ve kullanılan ürünler karşısındaki tepkilerinin farklı olacağını, cilt bakım ürünü seçiminde ve uygulamalarında kendi cilt tipinizi tanıyarak uygun seçimler yapmanız gerektiğini unutmayın. 

Bu yazı FOREO’nun katkılarıyla hazırlanmıştır.

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale