X

Yaz aylarında kollarınızı güvenle kaldırın: Koltuk altı bakımınızı doğru yapıyor musunuz?

Yaz geldi; yani tiril tiril bluzların, uçuş uçuş elbiselerin mevsimi… Soğuk havaların uzaklaşmasıyla rafa kalkan kalın, uzun kollu kıyafetlerin yerini ince ve askılı kıyafetlerin alması, özellikle kadınların koltuk altı bakımı ile ilgili endişelerini de beraberinde getirdi.

Soğuk havalara göre daha sıcak ve daha hareketli olan yaz, cilt ve saç bakımının yanı sıra koltuk altı bakımının da üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir mevsim. “Acaba koltuk altım terli ve kötü gözüküyor mu?” gibi tüylerden kurtulmak için yapılan ağda, jilet, epilasyon gibi uygulamalar sonrası oluşabilecek tahriş ve rahatsız edici görüntü de gün içerisinde sohbet ederken, saçınızı toplarken ya da dans ederken kollarınızı endişeyle kaldırmanıza sebep oluyor olabilir. Ne var ki doğru ve etkili koltuk altı bakımı ile tüm kadınların ihtiyaç duydukları kollarını kaldırma özgürlüğüne kavuşmaları mümkün.

Yaz aylarında #güvenlekaldırkollarını

Yaz aylarında “bakım” denildiği zaman akla önce güneş ve cilt bakımı geliyor, ancak koltuk altı bakımı da bu süreçte atlanmaması gereken bir konu. Hem ter kokusu oluşumunun hem de kötü bir görüntünün engellenmesi için, bu bölgeye doğru bakım yapılması şart.

En sık yaşanan koltuk altı problemleri

Koltuk altı bakımının püf noktalarına geçmeden önce, en sık karşılaşılan koltuk altı problemlerine değinelim:

  • Koltuk altı kararması: Yazın aşırı terleme, tüylerden kurtulmak için başvurulan yöntemlerin daha sık kullanılması ya da hormonal değişiklikler gibi nedenlere bağlı olarak gelişebilen koltuk altı kararması, öz güven eksikliği yaşanması ve hareket özgürlüğünün kısıtlanmasının öncelikli sebeplerinden. Kararmanın önüne geçebilmek için koltuk altınıza düzenli bakım yapmanın yanı sıra medikal yöntemlere başvurabilir ya da doğal reçeteleri deneyebilirsiniz.
  • Koltuk altı sarkması: Yaş ilerledikçe hücrelerin kendini yenileme hızı düştüğünden, vücudun belirli bölgelerinde sarkma problemi görülebilir. Sık kilo alıp vermek gibi nedenler sarkmayı hızlandırabileceği gibi, çok hareket eden bir bölge olması da koltuk altı sarkmasının öncelikli nedenleri arasında. Ne var ki, düzenli nemlendirme, doğru bakım ve egzersizle bu bölgedeki yaşlanma da yavaşlatılabilir.
  • Ter kokusu: Sıra geldi en sık karşılaşılan ve pek çoğumuz için kabusa dönüşen koltuk altı problemine. Terleyen ister siz olun, ister bir başkası, ter kokusu oldukça rahatsız edici bir konu. Diğer yandan terleme, kıyafetlerde leke oluşumu ile kötü bir görüntüye de sebep olabiliyor. Üzülmeyin, sorun büyük olsa da, çözümü oldukça basit: Doğru bakımla yumuşak, pürüzsüz ve temiz görünen bir koltuk altına kavuşmak mümkün.

Koltuk altı bakımı nasıl yapılmalı?

Vücudumuz için ısı düzenleme mekanizması olarak çalışan ter bezlerinin ürettiği sıvı aslında kokusuz olmakla beraber, beslenme düzeni, tüyler, bakteriler gibi etmenlerle ter kokusu oluşabilir. Terlemenin neden olduğu koku ise pek çoğumuz için rahatsız edici ve hatta öz güven kırıcı bir durumdur. İşte, özellikle sıcak havalar nedeniyle daha çok terlediğimiz bugünlerde, koku oluşumunu engellemek için birkaç öneri:

Temizlik şart.

Koltuk altı bakımı söz konusu olduğunda, ilk adım temizlik. Yalnızca sıcak havalar değil, kışın giyilen kalın kıyafetler de sürekli olarak terlememize neden olurken, tahriş, kaşıntı ve koku oluşumu da kaçınılmaz. Ter kokusunu önlemek için düzenli olarak duş almanız, her gün duş almıyor olsanız bile sabahları uyandığınızda sabun ve su ile koltuk altını yıkamanız, ter kokusu oluşumunu en aza indirecektir.

Kıyafet seçimi önemli.

Bazı kumaşlar terlemeyi hızlandırabildiği gibi, koku oluşumuna da neden olabiliyor. Mevsim ne olursa olsun cildinizin nefes almasına yardımcı olacak pamuklu, yünlü ya da ipek gibi kumaşları tercih etmeye özen gösterin.

Beslenme düzeninizi gözden geçirin.

Soğan, sarımsak gibi keskin aromalı yiyecekler ve baharatlar, ter kokusu oluşumunu arttırır. Özellikle sıcak havalarda bu tarz besinlerin beslenme düzeninizdeki yerini azaltabilirsiniz.

Tüylerinizden kurtulun.

Uzun ve sık tüyler, bakterilerin koltuk altınızda barınmasını kolaylaştırdığından koku oluşumunu arttırabilir. Tüyleri uzaklaştırdığınızda, koku oluşumunu da engelleyebilirsiniz. Ne var ki, yapılan araştırmalara göre kadınların %75’i haftada iki kez jilet kullanırken %33’ü koltuk altı derisini kesiyor. Temiz görünmek ve ter kokmamak için yapılan tüm bu işlemler, bu bölgenin kurumasına, tahriş olmasına, güçsüzleşmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla pek çok dış etkene maruz kalan koltuk altı bölgesi özenli bir bakıma ihtiyaç duyuyor.

Doğru ürün seçimi ve bakım

Koltuk altı bakımı denildiğinde akla ilk gelen ürünler tabi ki deodorant ve anti perspirantlar. Anti perspirant özellikli ürünler terlemenin önüne geçerken, deodorantlar vücut kokusunu bastırmak üzere tasarlanmıştır. İhtiyacınıza en uygun ürünü doğru zamanda kullanarak ter kokusundan kurtulabilirsiniz.

Dove deodorant serisi, terlemeyi önleyici formülü ile 48 saate kadar terlemeye karşı koruma özelliğinin yanı sıra içeriğinde yer alan ¼ nemlendiriciyle cildinizi tüm dış etkenlerden kaynaklanan tahrişe karşı koruyor, üstün bakım ile yumuşak ve pürüzsüz bir koltuk altı görünümü sağlıyor. Tüm mesajlarında kadınlara öz güvenli olmalarını söyleyen Dove, koltuk altı bakımı konusunda sunduğu üstün bakım ile de kadınlara kadınlara ihtiyaçları olan özgürlüğü ve öz güveni sağlıyor.

Dove’a özel ikonik temiz ve saf kokusu ile Dove Original, en çok tercih edilen deodorantlardan biri olarak bir klasik olmayı başarırken; 100 renk üzerinde test edilmiş özel formülü ile kıyafetlerde leke bırakmayan Invisible Dry, hem koltuk altı cildini hem de giysileri koruyor. Dove Deodorant Serisinde yer alan Go Fresh ise yeşil çay ve salatalığın ferahlatıcı ve tazeleyici kokusu ile gün boyu etkisini gösteriyor. 

Sen de Dove ile #güvenlekaldırkollarını

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale