X

Yaz aylarında bisiklet sürmeye başlamadan önce bilmeniz gerekenler

Açık havanın tadını çıkarmanın en keyifli yollarından biri, şüphesiz ki egzersiz ihtiyacını da karşılayan bisiklet yolculukları… Eğer günlük hayatınızda ulaşım aracı olarak bisikleti tercih ediyor ya da profesyonel bir spor olarak bisiklete biniyorsanız muhtemelen bisiklet sürerken dikkat etmeniz gereken birçok şeyi biliyorsunuzdur. Ancak, bisiklet sürmeye yeni başlamak istiyorsanız, bu yaz harika bir fırsat olabilir. Hem zihniniz için terapi görevi görecek hem bedeninize ihtiyacı olan hareketi sağlayacak hem de yaz günlerinin tadını açık havada çıkarmanızı sağlayacak bisiklet sürüşleri için işte bilmeniz gerekenler:

Sizin için en uygun bisikleti bulun

Eğer profesyonel bir bisikletçiyseniz seviyenize uygun bir bisikletiniz muhtemelen vardır. Ancak bisiklet sürmeye yeni başlayacaksanız bu konuda nelere dikkat etmeniz gerektiğini bilmiyor olabilirsiniz. Son yıllarda tasarımlarıyla, teknolojiden aldıkları destekle göz kamaştırıcı görünümlere sahip bisikletlerin sayısı artıyor olsa da gözünüze her hoş gelen sizin için uygun olmayabilir. En uygun bisikleti bulmak için hangi amaçla kullanacağınızdan, nasıl bir performans beklediğinizden, ne tür yollarda süreceğinizden emin olmalısınız. Örneğin, kısa gezileriniz için şehir bisikletlerini, daha maceracı bir sürüş için dağ bisikletlerini ya da sıkça toplu taşıma araçlarını kullanacaksanız katlanır bisikletleri tercih edebilirsiniz. Öte yandan, yokuşlu yollarda gidecekseniz yüksek ve büyük dişli bisikletleri; daha düz yollarda sürüş yapacaksanız küçük dişli ve düşük viteslileri düşünebilirsiniz. Aksi halde yanlış vites ve dişli seçimi sürüşünüzü zorlaştırabilir. Seçeceğiniz kadro boyu da yani tekerlekler, pedallar ve sele arasındaki boşluk, boyunuza, kilonuza, kol ve bacak uzunluğunuza uygun olmalı. Kısacası, denemeden ve bir uzman görüşüne danışmadan bisikletinizi satın almasanız iyi edersiniz…

Günün en doğru saatlerini seçin

Yaz aylarında açık havanın tadını gerçek anlamda çıkarabilmek ve sağlığınızı tehlikeye atmamak adına dikkat etmeniz gereken en önemli durumlardan biri dışarı çıkacağınız saati doğru bir şekilde belirmek. Güneş ışınlarının dik açıya en yakın olduğu öğlen saatlerinde sıcak basmalarını, güneş çarpmalarını veya güneş yanıklarını önlemek için havanın gün içinde en serin olduğu saatlerde bisikletinizle çıkmayı tercih edebilirsiniz. Örneğin, eğer erkenci kuşlardansanız sabahın erken saatlerinde güneş henüz kendini tam hissettirmeye başlamamışken ya da akşamüzeri güneşin yakıcı etkileri azaldıktan sonra serin saatlerde bisikletinizle yeni keşiflere doğru yol alabilirsiniz.

Yeterince sıvı tükettiğinizden emin olun

Ter, vücudunuzun aşırı ısınmayı önlemek için kendini soğutma yöntemidir. Bu nedenle, sıcak günlerde bisiklete bindiğinizde daha fazla terlemeye başlarsınız ve yeterli sıvı tüketimi her zamankinden çok daha önemli bir hale gelir. Yaz aylarında bisiklet sürmenin keyfini çıkarırken vücut direncinizi korumak, sıvı kaybını önlemek ve sıcakların üzerinizdeki olumsuz etkilerini azaltmak için mutlaka yanınızda su ve vücut tuzlarınızın yenilenmesi için elektrolit içecek bulundurmalı; belli aralıklarla tüketmelisiniz. Dehidrasyon yaşamamak için bisiklet sürerken yaklaşık 15 dakikada bir mola vererek sıvı tüketiminize özen gösterebilirsiniz.

Yola dikkat edin

Yaz sürüşü, yılın geri kalanındaki gibi buz, kar, yağış gibi faktörler olmadığından daha kolay görünüyor olsa da dikkatli olmakta fayda var. Çünkü yollar, bilinmeyen birçok koşul ile dolu olabilir. Özellikle hakim olmadığınız ya da daha önce kullanmadığınız yollar çeşitli çukurlar ile ya da ilk bakışta belli olmayan engellerle kaplı olabilir. Öte yandan, yaz sıcağı asfalt kaplı yollarda erimelere sebep olarak kaygan ve yapışkan bir zemin yaratabilir. Bu nedenle yolda karşılaşabileceğiniz olumsuz durumlara karşı kontrolü elden bırakmamak adına temkinli gitmenizde, özellikle bilmediğiniz yerlerden geçerken hızınızı düşürmenizde fayda var. Dilerseniz daha güvende hissetmek için bisikletle çıkmadan önce gitmeyi düşündüğünüz yerlerde kısa bir keşif yürüyüşü yapabilirsiniz.

Ekipmanlarınızı kontrol edin

İster profesyonel olarak bisiklet sporu ile ilgileniyor olun ister yeni yeni sadece keyifli zaman geçirmek için bisikletle mahallenizde gezin, hiç fark etmez; önce güvenlik. Yolların kışın olduğu gibi kar veya buzla kaplı olmaması güvenlik önlemlerine ihtiyacınız olmadığı anlamına gelmez. Kaskınız ve dizlikleriniz her zaman üzerinizde olmalı; ister uzun ister kısa mesafe gidin, önce kendi güvenliğiniz için tüm önlemleri almalısınız. Ayrıca daha iyi bir tutuş ve konforlu sürüş için bisiklete uygun eldivenleri ve sürüş gözlüklerini de kullanabilirsiniz. Ellerinizin terleyerek kaymasını engellemek için yaz sıcaklarına uygun bisiklet eldivenlerini ve görüşünüzü iyileştirecek; rüzgar, toz, güneş ışığı gibi etkileri en aza indirgeyecek gözlükleri yanınızda bulundurmanızda fayda var. Ayrıca, su tüketiminizi kontrol altında tutmak için bisikletinize takabileceğiniz özel su mataralarını, dengenizi bozmadan eşyalarınızı taşımanıza yardımcı olacak bisiklet çantalarını veya sepetleri de ekipmanlarınızın arasına ekleyebilirsiniz. Diğer yandan, sürüşünüzü daha konforlu hale getirecek destekli taytlar, terletmeyen bisiklet formaları, pedalları rahatça çevirmenizi sağlayacak uygun ayakkabılar da yola çıkmadan önce tercihleriniz arasında olmalı.

Cildinizi koruyun

Güvenlik önlemleri ile fiziksel sağlığınızı korumak için çaba harcarken cildinizi de unutmayın. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için her mevsim güneş koruyucu bir krem kullanmanız şart. Uzun süre güneşe maruz kalmanızı gerektirecek uzun sürüşler planlıyorsanız güneş koruyucunuzu yenilemeniz gerektiğini de unutmayın. Terle birlikte vücudunuzdan silinecek ya da akıp gidecek güneş kremlerini kolayca yenileyebilmek için dilerseniz pratik, roll-on formlu ellerinizi sürmenize gerek kalmayacak güneş koruyucularını tercih edebilirsiniz.

Akan trafiğin farkında olun

Eğer sadece bisikletliler için ayrılmış özel yollarda sürüş yapıyorsanız, içiniz biraz daha rahat olabilir; çünkü dikkat etmeniz gereken tek şey diğer bisikletler. Ancak, trafiğe açık; yaya, otomobil, kamyon, bisikletli, motorsikletli gibi farklı değişkenlerin de işin içine girdiği yollardaysanız ekstra dikkatli olmalısınız. İşe bisikletle gitmek için aktif trafiğin olduğu yollardan geçmek zorundaysanız kendi güvenliğinizi ve trafikte hareket halinde olan tüm canlıların (evet, minik patililerin de) güvenliğini düşünmek zorundasınız. Kaskınızın sizi korumakta üstlendiği rol çok önemli olsa da diğer sürücülerin ve yayaların da sizin farkınıza varabilmesi için reflektörlü, neon bir yelek tercih etmeniz sizi trafikte daha görünür kılacak ve olası kazaların riskini azaltacaktır.

Bonus: Kirleri dert etmeyin

Açık havada bisiklet sürmenin verdiği o özgürlük hissini ve maceraperest ruhunu doyasıya yaşamak için bazı şeyleri dert etmeyi bırakmanız şart; örneğin, kirleri . Topraklı bir yol ya da çamurlu zeminler, üzerinize sıçrayan su damlaları ya da uçuşan ve kıyafetlerinize yapışan tozlar canınızı sıkmasın. İşin tüm eğlencesi orada… Sadece geçirdiğiniz keyifli anlara odaklanın.

İlginizi çekebilir:

Bisiklete binerken ne tür kıyafetler giyilmeli: 6 hayat kurtarıcı tüyo

Seyahatlerinizde bisiklet kiralamanız için 5 sebep

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale