X

Yavaş seyahat tutkunlarının tercih edebileceği rotalar

Yolculukların daha yavaş ve bilinçli bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan yavaş seyahat, hızla popülerleşen akımlar arasında yer alıyor. Bazı gezginler, hızlı seyahatleri arkalarında bırakarak sakin, keyifli ve anlamlı deneyimler yaşamak istiyorlar. İşte, bu istek tam olarak yavaş seyahat akımını somut bir şekilde gözler önüne seriyor.

Hem bedeni hem de zihni rahatlatma amacıyla yapılan yavaş seyahatler, kişisel refahla birlikte sürdürülebilirlik ilkesini de ön plana çıkartıyor. Bu anlayış, oluşturulan rotalardaki farklı doğalarla etkileşime girmeyi ve çevre dostu bir tutumla gezmeyi savunuyor. Bu nedenle, yürüyüş turları, bisiklet turları, tren yolculukları ve tekne gezileri yavaş seyahatler için sık sık tercih ediliyor. Eğer bir yolcu konumundayken her anlamda nefes aldığınızı hissetmek istiyorsanız şu anda doğru yerdesiniz! Bu yazımızda, sizler için yavaş seyahat planınıza dahil edebileceğiniz lokasyonları kaleme aldık:

Trinidad, Küba

Zamanın durduğu ülke olarak bilinen Küba’nın güney sahilinde bulunan Trinidad, yavaş seyahat tutkunlarının tercih edebileceği şehirler arasında yer alıyor. Trinidad’ın rengarenk sokakları, tarihi binaları ve zarifliğiyle göze çarpan meydanları onu listemizde ön plana çıkartıyor.

16. ve 17. yüzyıldan kalma koloni dönemi binalarına ev sahipliği yapan Trinidad, mimarisi ve Arnavut kaldırımlarıyla muhteşem tarihi atmosferini gözler önüne seriyor. Ayrıca, şehirdeki renkli evler, dar sokaklar ve taş döşeli meydanlar da gezginlerin zaman durmuş gibi hissetmesine yardımcı oluyor. Bu hissiyat sayesinde burada yapılan seyahatler anlam kazanıyor ve yavaş seyahat anlayışı bir yaşam stiline dönüşebiliyor. Trinidad’ın tarihi yapısına ek olarak, bu şehrin müziğin ve dans kültürünün de merkezi olduğunu belirtmek istiyoruz. Yerel müzisyenlerin Trinidad sokaklarında sergilediği performanslar sayesinde kültürel deneyimler kazanılabiliyor. Yerel müzisyenlerin canlı performansları aynı zamanda dans dersleriyle ve lokal sanat galerileriyle de destekleniyor.

Trinidad, sadece tarih ve kültür aşılamasıyla da bitmiyor. Bu şehir, Ancon Sahili başta olmak üzere sıcak ve masmavi sularıyla da kendisini belli ediyor. Hem bedeninizi hem de ruhunuzu dinlendirmek istiyorsanız Trinidad’ın plajlarını ve tropikal doğasını görmenizi öneriyoruz. Şehrin doğal güzelliklerini seyrederken Canchanchara gibi Küba kokteyllerini ve lezzetli balıkları tatmayı da unutmamak gerekiyor.

Kyoto, Japonya

Heian döneminde Japonya’nın başkenti olan Kyoto, bahsi geçen dönemde ülkenin kültürel ve sanatsal gelişiminin zirveye ulaşmasını sağlayan çok değerli bir şehir. Geleneksel Japon kültürüne ışık tutan Kyoto, günümüzde tarihi bir başkent olarak görülüyor ve yavaş seyahat tutkunları için en uygun lokasyonlardan birisi olarak tanımlanıyor. Seyahatini spiritüel açıdan zenginleştirmek isteyenlerin uğrak yeri olan bu şehir, göz kamaştırıcı antik tapınaklarıyla öne çıkıyor. Ayrıca, şehirdeki Zen bahçelerinde yapılan meditasyonlar ve yogalar da yapılan seyahatin anlam kazanmasına yardımcı oluyor. Kyoto daha çok ruhu dinlendirici bir bölge gibi gözükse de bu şehirde yerel lezzetlerin tadına bakarak midenizi mutlu edebileceğinizi de vurgulamak istiyoruz; geleneksel çay seremonilerine katılarak daha önce hiç içmediğiniz içecekleri tatma fırsatını yakalayabilirsiniz. Bunlara ek olarak, Kyoto sakinlerinin yavaş tempolu hayat tarzını derinlemesine anlamak için doğa yürüyüşlerine ve bisiklet turlarına katılabilirsiniz. Eğer bu şehri listenize dahil ettiyseniz çevre dostu tutumunuzu destekleyecek Kamo Nehri’ni ve Arashiyama Bambu Ormanı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Bali, Endonezya

Instagram’da şu sıralar sık sık karşımıza çıkan Bali de yavaş seyahat için tercih edilebilecek harika lokasyonlar arasında bulunuyor. Başta balayı olmak üzere pek çok tatil planına dahil olan Bali, Endonezya’nın popülaritesi hızla artan adalarından birisi. Bu özgün lokasyon, sahip olduğu doğal yapıyla ön plana çıkarak turistlerin ilgisini çekiyor. Dünya’nın kültür ve ruhani merkezlerinden biri olarak tanımlayabileceğimiz Bali, sahip olduğu sakin atmosferi ile seyahat severlerle buluşuyor. Bu lokasyonda pirinç tarlaları arasında yürüyüş yaparak daha önce dikkatli bir şekilde incelemediğiniz doğal güzellikleri seyretme fırsatını yakalayabilirsiniz. Ayrıca, Bali’deki meşhur yoga ve meditasyon derslerine katılarak ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Bunlara ek olarak, yerel pazarlardan alışveriş yapıp lokal tüketim mantığını hayatınıza entegre etmeye başlayabilirsiniz. Eğer iç huzurunuzu bulmak ve ruhunuzu yenilemek istiyorsanız kesinlikle Bali’yi seyahat planınıza dahil etmelisiniz.

Fez, Fas

Fez, Fas’ın en eski şehirlerinden biri olarak, zengin tarihi dokusu ve labirent gibi dar sokakları ile biliniyor. Ortaçağdan kalma atmosferi ile bu şehir, dünyanın en büyük araçsız kentsel alanı olan Fes el Bali’ye ev sahipliği yapıyor. Yavaş seyahati deneyimlemek, şehri karış karış yürüyerek gezmek için oldukça ideal bir yapıda. Kendine özgü mimarisi, geleneksel çömlekçilik ve dericilik atölyeleri ile adeta kültürel bir hazine olan Fez, tarih ve kültürler iç içe, sakin zamanlar geçirmek için eşsiz bir durak. Fez Medresesi gibi eğitim kurumlarını keşfederken, aynı zamanda Mavi Kapı ve Kraliyet Sarayı gibi simgesel yapıları da ziyaret edebilir, şehrin büyülü dokunuşlarını her sokakta hissedebilirsiniz.

Siena, İtalya

İtalya’nın Toskana Bölgesi’nde yer alan ve Orta Çağ’dan kalma muhteşem mimarisi ile ünlü olan Siena, yavaş seyahat deneyimi yaşamak için harika bir rota. Şehrin kalbi olan Piazza del Campo, yelpaze şeklindeki benzersiz tasarımı ile dikkat çekerken, aynı zamanda şehrin sosyal ve politik merkezi olarak da biliniyor. Duomo di Siena gibi gotik yapılar, ziyaretçilere bu tarihi şehrin sanatsal zenginliklerini ve ince işçiliğini sergiliyor. Hem İtalyan kültürünü deneyimlemek hem de Toskana’nın ruhunu hissetmek için Siena, yavaş seyahat tutkunlarının mutlaka gidilecek yerler listesinde olmalı.

Chiang Mai, Tayland

Chiang Mai, Tayland’ın kalbinde, Himalaya’nın eteklerinde yer alan büyüleyici bir şehir. Sakin yaşam tarzı, tarihi tapınakları ve zengin kültürel etkinlikleri ile Chiang Mai, hem ruhu hem de bedeni dinlendiren bir cennet olarak biliniyor. Bu şehir, ziyaretçilere Wat Phra That Doi Suthep gibi ikonik tapınakların mistik atmosferinde meditasyon yapma fırsatı sunarken organik tarımın yapıldığı pastoral çiftlikler ve doğal dokusu bozulmamış köyler doğayla iç içe bir deneyim vaat ediyor. Bu benzersiz şehir, yalnızca yavaş seyahat tutkunlarının değil, içsel huzura kavuşmak için yenilenmek isteyenlerin de listesinde yer almalı.

Luang Prabang, Laos

Nefes kesen doğal manzaraların ve derin maneviyatın buluştuğu yer olan Luang Prabang, hem yavaş seyahat hem de ruhani bir deneyim yaşamak isteyenlerin en gözde destinasyonlarından biri. Luang Prabang, sakin temposu ve huzur veren atmosferiyle, modern dünyanın hızından uzaklaşıp derin bir nefes almak isteyen herkes için en ideal kaçış noktalarından biri. Şehri çevreleyen yemyeşil dağlar ve berrak nehirler, doğa ile yeniden bağ kurmanıza yardımcı olurken; birbirinden dikkat çekici tapınaklar, Laos’un kültürel mirasını keşfetmenizi sağlayabilir. Ayrıca, etrafınızda derin sessizlikler içerisinde meditasyon yapan toplulukları da görebilir, içsel huzura kavuşmak için onlardan ilham alabilirsiniz.

Salento, Kolombiya

Salento, Kolombiya’nın Quindío bölgesinde yer alan ve And Dağları’nın eteklerinde bulunan sıcacık bir kasaba. Bu renkli kasaba, geleneksel ahşap evleri ve sıcakkanlı insanları ile ünlü. Salento’nun çevresindeki kahve çiftlikleri, dünyanın en iyi kahvelerinden bazılarını üretiyor ve ziyaretçilere bu büyüleyici süreci yerinde görmeleri için fırsat sunuyor. Kahve tutkusu biri iseniz, sadece kokusu ile bile Salento başınızı döndürebilir ama mutluluktan! Doğa ile baş başa yürüyüşler yapmak, palmiye ağaçlarının arasında hayallere dalmak, hayatın hızına kısa bir ara vermek ve yepyeni insanlarla keyifli sohbetler etmek için Salento, bir sonraki durağınız olabilir.

Ghent, Belçika

Ghent, Belçika’nın en göz alıcı şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve Brüksel ile Brugge arasında sıkça göz ardı edilen bir mücevherdir. Ortaçağ’dan kalma muazzam mimarisi, geniş kanalları ve iyi korunmuş tarihi merkezi ile dikkat çeker. Gravensteen Kalesi, şehrin tarihini anlatan önemli bir simge yapı olup, ortaçağ dönemine ışık tutar. Ghent aynı zamanda canlı sanat sahnesi, birbirinden ilginç müzeleri ve yıl boyunca düzenlenen festivalleri ile kültürel bir zenginlik sunar. Özellikle Ghent Festivali, müzik, tiyatro ve dans gibi birçok sanatsal etkinliği bir araya getirerek şehri canlandırır. Ghent, zengin tarihi ve modern kültürün kusursuz birleşimi ile ziyaretçilere sakin ve otantik bir Belçika deneyimi vaat eder.

Skye Adaları, İskoçya

İskoç kültürüne meraklıysanız, Skye Adaları’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz. İskoçya’nın kuzeybatısında yer alan büyüleyici bir ada olan Skye, sar dağları, uçsuz bucaksız mavilik ve yeşillikleri ile seyretmeye doyamayacağınız manzaralar barındırıyor. Ayrıca, çarpıcı doğa yürüyüşleri, yaban hayatı gözlemleme ve fotoğrafçılık gibi aktif dinlenme deneyimi yaşayabileceğiniz fırsatlarla dolu. Gün batımında büründüğü renkler, adeta cennette hissetmenizi sağlayacak.

Bu destinasyonlar yavaş seyahat için öne çıkan rotalar olsa da doğayı seyretmeyi, yerel toplulukları desteklemeyi ve açık bir zihin ve merakla anın tadını çıkartmayı unutmadığınız sürece her bölge size yavaş seyahat deneyimi yaşatabilir.

İlginizi çekebilir: Yavaş seyahat tutkunlarına özel trenle yolculuk yapabileceğiniz 8 harika rota

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale