X

Yatırım, zaman ve insan: Yatırım yapmak ne demektir?

Finansal sağlık temasında farkındalığımızı artırmaya yönelik yazı serimize devam ediyoruz. Çeşitli zihin egzersizleri barındıran bu seride güncel durağımız yatırım. Bu durak, sanmayın ki sadece geçip gideceğimiz, gittikçe uzaklaşacağımız bir lokasyon. Aslında ilerlediğimiz bu yolun üzerinde bulunduğu coğrafyanın ta kendisi. Düşünürüz ya bazen “Coğrafya kader midir?” diye… Şimdi bir de şöyle düşünelim: “Yatırım yapmak ya da yapmamak kaderimizi şekillendirir mi? Ve nasıl şekillendirir?”

Verebileceğimiz cevapları azımsamamak gerek. Dolayısıyla bu felsefeyi benimsemek, bu yolda aşama aşama ilerlerken bizlere daima rehberlik edecektir. Arada da düşündürecektir. Neleri mi?

  • Ben şu an hayatımın neresinde, hangi evresindeyim?
  • Sorumluluklarım neler?
  • Yapabileceğim neler var?
  • Öğrenebileceğim daha neler olabilir?
  • Ne kadar zamanım var? (Bugün, bu hafta, bu ay, bu yıl, önümdeki 5 yıl, 10 yıl…)

Bu akış, konu ilerledikçe ZAMAN kavramına da bağlanacaktır.  Zaman muazzam bir küredir. Her birimizin kendine has yatırımcı kimliğinin de bir anlamda mühürüdür. ZAMAN olgusuyla ileride detaylı bir buluşma gerçekleştireceğimizi belirterek, şimdi temel felsefemizin adı “YATIRIM”a yer açalım…

Öncelikle parayla ilişkimizde tasarruf konusuna burada kısaca değinerek, asıl enerjimizi YATIRIM dünyasına ayırmak istiyorum. Neden derseniz, oluşturulmayı hak eden YATIRIM bilincinin inşaasında süreç sizi zaten tasarruf yapmaya doğası gereği yönelteceğinden…

Genellikle tasarruf ve yatırım birbirine karıştırılır. Oysa tasarruf gelirden yapılan harcamalar sonrasında kalan birikimdir. YATIRIM ise ilgili tasarrufların farklı yatırım enstrümanlarıyla değerlendirilme çabasıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi yatırımdan önce tasarruf yapmak gerekir. Mi acaba? Kulağa öyle gelse de ilerleyen satırlarda YATIRIMIN bambaşka bir büyüsü olduğunu detaylandırmaya çalışacağım. Özellikle yatırım dünyasının başvuru eserlerinden olan Robert Kiyosaki’nin Zengin Baba Yoksul Baba kitabından değerli alıntılarla…

“YATIRIM nedir?” sorusuna birkaç farklı yorumla cevap arayalım.

Prof. Dr. Emre Alkin hocamızın bu konuda oldukça pratik tanımı şudur: “YATIRIM=ELİNDEKİ MAL VARLIĞINI ARTIRMAK.”

Der ki: “KENDİNE YATIRIM=KENDİNİ DAHA İYİ BİR VERSYİONA ÇIKARMAK.” Esasında anlaşılan o dur ki yatırım hayatımızın hemen her döneminde yaşayabilecek, bitmeyen bir süreçtir.

Hayatta hep iyi olma çabamız vardır. Üstelik bileşik faizin gücünden de faydalanırsanız (Einstein bunu dünyanın 8. harikası olarak tanımlamıştır) zaten sizi bırakmayacak, sürekli dürtecektir bu felsefi bilinç. Hayat kodlarınıza işlenirse -ki tüm bu satırlarla kendime de okuyan sizlere de bunu yapmaya çalışıyorum- bu defa geçen her anınızı en kıymetli bedel olarak görerek, onun karşılığını alma arzusu taşırsınız.

Yollarda aralara serpiştirelim tarihi eser kıymetindeki tabelalarımızı. Mesela… Aslolanın “zamanı kazanmak” olduğunu… Kuvvetli bir finansal güç, bize en nihayetinde ailemize, sevdiklerimize daha rahat ve keyifli zamanlar ayırma, hayata daha çok şey sığdırma imkanı tanır. Şüphesiz ki bu çok kıymetlidir.

Zaman akıp gider, geri döndüremeyiz. Ancak zamanın içinden zaman kazanarak onu çoğaltabiliriz. Bir saat daha erken uyanarak ya da 1 saat daha az çalışarak…

Sağlıklı bir finansal yolculukta YATIRIM felsefesi, “Ne ekersen onu biçersin” kurgusu gibi verimini yükseltmeye çalıştığımız topraklara benzer. Bu yüzdendir ki üzerinde yaşadığımız bir coğrafyadır. Ve nasıl yaşadığımıza dair düşünce selinde önem arz eden ZAMAN kavramını, serinin bir diğer bölümünde ele alacağımızı belirterek, yaşamla bütünleşen bu konuya burada şöyle bir ara verelim…

Bankacılık sektörünün duayen isimlerden Sn. Akın Öngör bir söyleşisinde, “Benden Sonra Devam” kitabına dair motivasyonunu anlatırken, 50’sinde ve kariyerinin zirvesindeyken istifa edip başka bir hayatı tatma, kendine yer açma kararını şu sözlerle dile getiriyor: “Hayatı tek bir tat ile yaşamamalı, bu hayatta yapacak çok şey var ama bunun için de önce ZAMAN KAZANMALI, sonra da kazandığın ZAMANI AYIRMALI. Bir de kaliteli bir hayat için zihnen ve bedenen fit olmalı.”

Yeniden görüşene dek hoşça kalın, sağlıkla kalın, hem zihnen, hem bedenen, hem ruhen, hem de hesaben… Çünkü günün sonunda zamanı kazanmak eşittir hayatı kazanmak.

Sevgiler…

Not: Akın Öngör’ün 2020 yılında hem Sertaç Doğanay hem de Nilay Örnek ile yaptığı söyleşileri dinleyebilirisiniz. Tavsiyelerimle…

İlginizi çekebilir: Kendimizi ve finansal dünyamızı tanımak neden önemlidir?

Özlem Gülay: Lisans eğitimini Çukurova Ünv İİBF- İşletme (2006), yüksek lisans eğitimini ise Çukurova Ünv. Bankacılık & Borsa programları ile tamamlamıştır. Çalışma hayatına para ve sermaye piyasaları ile yoğun ilgilenen “Özel Bankacılık & Yatırım” bölümünde başlamıştır. 15 yıldır devam eden kurumsal hayat akışında, 3 farklı bankanın değişkenlik gösteren “Finansal Varlık Yönetimi” modellerini tecrübe etmiştir. Aynı zamanda bulunduğu kurumda yatırım dünyası ile ilgili İç Eğitmenlik yapmaktadır. Fo-der (Finansal Okuryazarlık Derneği) üyesidir. Finansal özgürlüğü inşa etme yolunda, hayatın çok ta içinde olan “para yönetimi” konusuna; kişisel bir yetkinlik edinme gayesiyle farklı açılardan ele alarak kafa yormaktadır. Her şeyden önce "kişinin kendini tanıması” gerekliliğini vurgulayarak, Uplifers ailesine gerek tecrübeleri gerekse okumaları/izlenimleri/deneyimleri ile finansal wellbeing temasında katkı sağlamaktadır. https://ozlemgulay.com/

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale