X

Yatak temizliğine gereken önemi gösteriyor musunuz: Dyson mühendisleri yatağınızı nasıl temizlemeniz gerektiğini anlatıyor

Hayatımızın üçte birini yatağımızda uyurken geçirmemize rağmen, araştırmalar gösteriyor ki; yatak temizliğine ve sağlığına gerekli özen gösterilmiyor. Sağlıklı yaşam alanları için çözümler sunmak isteyen Dyson mühendisleri, yatağınızı nasıl temiz tutacağınıza ve çarşafların altında gizlenen zararlı parçacıkların üstesinden nasıl geleceğinize dair ipuçları paylaşıyor.

Yapılan araştırmalar, birçok insanın evdeki diğer odalardan daha çok yatak odalarını temizlemeye odaklandığını gösteriyor. Amerikan Temizlik Enstitüsü’nün 2020 araştırmasındaki ankete katılanların yüzde 25’i yatak odalarında derinlemesine temizliğe dikkat ettiğini belirtirken, yüzde 19’u çarşaflarının evlerindeki en kirli eşyalardan biri olduğunu dile getirdi. Buna karşın yatağını temizlemeyi düşünen kişi sayısı yok denecek kadar az. [1] 

Ne kadar temiz görünürse görünsün, aslında yataklar mikroskobik canlıların yuvasıdır. Daha derinlemesine bakacak olursak; toz akarları, bakteriler, virüsler, polenler ve diğer alerjenler evdeki diğer odaların yanı sıra yataklarda da bulunuyor ve ev tozu diye nitelendirdiğimiz bu mikroskobik canlılar insan sağlığını kötü yönde etkiliyor.

Tek bir yatakta milyonlarca toz akarı olabilirken[2], bu gündelik yaşam sorunu artık küresel boyutlara ulaşmış durumda. Bu bağlamda yapılan bir diğer çalışmaya göre, Amerika’da yaşayanların[3]  yaklaşık yüzde 84’ünün  yataklarında tespit edilebilir toz akarı alerjeni varken, Avrupa’daki evlerin[4][2], bu gündelik yaşam sorunu artık küresel boyutlara ulaşmış durumda. Bu bağlamda yapılan bir diğer çalışmaya göre, Amerika’da yaşayanların[3]   yüzde 68’inde[5] tespit edilebilir alerjen bulunuyor. Singapur’da yapılan başka bir araştırmaysa, analiz edilen tüm yatakların yüzde 94’ünde toz akarlarının bulunduğu ortaya koyuyor.

Toz akarlarının kendisi zararsız olsa da, toz akarı alerjenleri aslında dünya çapında[6] alerjik hastalıkların en temel tetikleyicilerinden. Araştırmaların sonucunda, çocukluğun erken döneminde ev tozu akarları dahil ev içi alerjenlere fazla maruz kalınması astım problemlebiyle[7] ilişkilendiriliyor. 

Dyson Mikrobiyoloji Uzmanı Gem McLuckie konu hakkında; “En çok zaman harcadığınız ve deri döktüğünüz yerler, toz akarlarının bulunma olasılığının en yüksek olduğu yerlerdir. Yatakta uyurken geçirdiğimiz zaman, hayatımızın üçte birini oluşturduğundan, özellikle toz akarı mevsiminde, yataklar toz akarı dışkısıyla dolu bir hale dönüşüyor.” diyor.

Söz konusu ev tozu akarları, dünyanın her yerindeki evlerde bulunabilen mikroskobik parçacıklardandır. Ortalama yaşam döngüleri 65-100 gündür. Bu süre zarfında yaklaşık 2.000 dışkı üretip, tükürükleriyle daha fazla protein salgılarlar. İki durum da alerjileri tetikleyebiliyor ve insan sağlığını kötü yönde etkileyebiliyor[8].

Ortalama bir insan, günde 2 gram[9], hatta geceleri daha fazla deri döker ve yatak örtüsünden kaynaklanan sürtünme sebebiyle ölü hücrelerin dökülmesine neden olur. Toz akarları bu durumdan faydalanarak, hayvanların yanı sıra insanlar tarafından dökülen kepek veya ölü deri hücrelerinden beslenir. Bununla birlikte, ihtiyaç duydukları besinleri, yiyecek kırıntıları gibi ev çöplerinden alabilirler[10]. Sabahları yatakta kahvaltı etmeyi seviyorsanız veya geceleri evcil hayvanınızla beraber uyuyorsanız, yatağınızı düzenli olarak temizlemeniz gerekiyor.

Dyson Mikrobiyoloji Uzmanı Gem McLuckie’inden yatak temizleme ipuçları

Mikrobiyoloji Uzmanı Gem McLuckie, “Yatağınızı temizleme sıklığınız yatağın özelliklerine, size ve sizin toz akarı alerjenlerine ne kadar duyarlı olduğuna bağlıdır. Bahar temizliği sırasında ve Ekim’deki toz akarı mevsiminin sonunda yataklarınızı temizlemenizi tavsiye ederim. Bu şekilde, toz akarı mevsimi başlamadan önce yatağınızda bulunan deri pullarının sayısını azaltabilirsiniz ve üreme bittikten sonra kış ayları boyunca sağlığınızı korumak için fazla alerjenik öğelerden kurtulabilirsiniz.” diyor.

Gem McLuckie yatakları doğru temizlemek için dört kolay adımı aşağıdaki şekilde özetliyor:

  • Yatak örtüsünü çıkarın ve yıkayın: Çarşafları ve battaniyeleri 60°C veya 90°C’de yıkamak, alerjenlerin parçalanmasına ve azalmasına yardımcı olur. Ayrıca, yatağınızı yılda sadece birkaç kez süpürmek, nevresimlerinizi haftada bir yıkamak ve değiştirmek mikroskobik cilt pullarını temizleyip, toz ve alerjenleri uzak tutacaktır.
  • Yavaş ama güçlü bir şekilde süpürün: Toz akarları küçük fakat inatçıdır. Pençeleri, yatağın derinliklerindeki liflere tutunmalarına yardımcı olur ve bu da onları çıkarmayı zorlaştırabilir. Bu durumu önlemek için, yüksek emiş güçlü veya Boost modlu bir süpürge kullanmak, mümkün olduğunca çok sayıda akar, cilt pulu ve alerjeni temizlemek ihtiyaç duyduğunuz çekimi sağlayacaktır. Başka bir alternatif olarak, el modunda yatağınızın yüzeyine zarar vermeyen ancak yatağınızdaki zararlı lifleri çıkartabilen, toz akarlarını ve diğer kalıntıları gevşetebilen sert naylon kıllara sahip bir elektrikli süpürge kullanabilirsiniz. Fakat, temizlik yaparken alerjenlerin tekrar havaya karışmasını önlemek adına, kullandığınız süpürgenin tamamen kapalı bir filtreleme sistemine sahip olduğundan mutlaka emin olun.
  • Ulaşılması zor alanlara odaklanın: Yatağınızın yüzeyini derinlemesine temizledikten sonra, toz ve alerjenlerin toplanabileceği tüm çatlaklara veya kıvrımlara mutlaka dikkat edin. Yatağınızın dikiş yeri gibi ulaşılması zor kısımların etrafını temizlemek için, elde taşınabilir bir elektrikli süpürge kullanarak gözle görülemeyen tozları temizleyin. Toz akarları karanlık, ılık ve nemli bölgelerde; çoğu zaman rahatsız edilmeden bol miktarda cilt pullarıyla geliştiği için yatağın altı da temizlenmelidir.
  • Çevirin, tekrar edin ve bu işlemi yeniden uygulayın: Görünmez alerjen kümelerini en az miktarda tutmak için yatağın ters çevrilip diğer tarafının da mutlaka süpürülmesi gerekir. Yatakta bulunan herhangi bir lekeyi temizlediyseniz, yatağı yeniden yapmadan önce bunların tamamen kuruduğundan emin olun. Çünkü nem, dolaylı yoldan yatağınızda küf, bakteri ve potansiyel olarak toz akarı çoğalmasına neden olacaktır. Bunun yanı sıra, fazla teri ve tozu emen, daha kolay yıkanabilen bir yatak koruyucu da kullanabilirsiniz.

Lekelerle nasıl baş edebilirsiniz?

 Bazen yataklarda yüzey temizliğinden fazlasını gerekir. Bir yatağın üzerindeki lekeleri görmezden gelmek veya direkt yenilemek cazip gelse de, yatağınızı yıllarca kullandıktan sonra bile yeni görünmesini sağlamak için deneyebileceğiniz birkaç yöntem bulunuyor.

Dyson Kimyasal Araştırma Uzmanı Dr. Calum Robertson, “Herhangi bir lekede olduğu gibi, onu çıkarmak için kullandığınız ürünün etiketini okumak çok önemli. Lekeler bir dizi karmaşık kimyasal bileşenden oluşabilir fakat çıkarmaya çalıştığınız lekenin türünü anlamak, yatağınızı fazla aşındırmadan veya sertleştirmeden doğru yöntemi uygulamanıza yardımcı olabilir.” diyor.

  • Enzimatik lekeler: Bunlar kan, ter ve idrar gibi maddeleri içeren ve proteinlerden oluşan lekelerdir. Enzimler, büyük molekülleri daha küçük ve daha çözünür hale böler. Bu nedenle lekeyi çözene kadar ılık su ve biyolojik çamaşır deterjanı kullanarak yatağı temizlemek ve kurutmak gerekir.
  • Oksitlenebilir lekeler: Çay veya kahve gibi içeceklerin neden olduğu lekeler genellikle oksitlenebilir leke kategorisine girer. Genellikle ağartıcı bazlı ürünlerde bulunan oksitleyici bileşenlerin kullanılması, renkli maddeleri renksiz olanlara ayıracağından bu tür lekeleri çıkarmak için iyi bir yoldur. Bu ürünler, yatağınızdaki lekeleri çıkartırken desenlerde dönüşü olmayan renk değişimlerine neden olabileceğinden, çamaşır suyu bazlı ürünleri uygularken az miktarlarda kullanmanızı tavsiye edilir.

Dyson’ın akıllı temizlik teknolojisi

Evinizin farklı alanları için çeşitli başlıklara ve güçlü emişe sahip bir elektrikli süpürgesi evdeki tozu temizlemek için idealdir. Toz alma sürecinden sonra evinizi elektrikli süpürgeyle temizleyerek zemine dağılan tozlardan rahatlıkla kurtulabilir ve bulunduğunuz ortama tekrar yayılmasını önleyebilirsiniz. Dyson V11™ kablosuz süpürge, HEPA filtresi sayesinde bu tozlardan kurtulmanızı sağlıyor. 0,3 mikron kadar küçük partiküllerin yüzde 99,97’sini yakalayarak yalnızca temiz havayı dışarı veriyor. Diğer kablosuz elektrikli süpürgelerin iki katı emiş gücüne sahip olan Dyson V11 kablosuz süpürgenin yüksek verimli filtreleme özelliğini kullanmak evinizdeki alerjenlerden ve görünmez düşmanlarınızdan kurtulmanıza yardımcı oluyor. En güçlü kablosuz temizleme başlığıyla sert naylon fırçalayarak, dipteki kirleri çekmek için halının derinlerine iniyor. Yumuşak, anti-statik, karbon fiber lifler sert zeminlerdeki ve çatlaklardaki tozları kolayca yakalıyor.

 

[1] Amerikan Temizlik Enstitüsü (2020), Ulusal Temizlik Araştırması Sonuçları: Bahar Temizliği Verileri: https://www.cleaninginstitute.org/newsroom/releases/2020-aci-national-cleaning-survey-results-spring-cleaning-data[1] Amerikan Temizlik Enstitüsü (2020), Ulusal Temizlik Araştırması Sonuçları: Bahar Temizliği Verileri: [2] Sharma, D., Dutta, B.K ve Singh, A.B. (2011). Hindistan, Güney Assam’daki şüpheli alerjik hastaların evlerindeki toz akarları popülasyonu. ISRN alerjisi, 576849. https://doi.org/10.5402/2011/576849
[3] Arbes, Samuel J .; Cohn, Richard D .; Yin, Ming; Muilenberg, Michael L .; Burge, Harriet A .; Friedman, Warren; Zeldin, Darryl C. (2003-02-01). “ABD yataklarında ev tozu akarı alerjeni: Barınaktaki kurşun ve alerjenlerle ilgili ilk ulusal araştırmanın sonuçları”. Alerji ve Klinik İmmünoloji Dergisi. 111 (2): 408–414.
[4] Chew, Zhang, Ho ve Lee, (1999), Tropikal Singapur’un ev tozu akarı faunası. Klinik ve Deneysel Alerji, 29: 201-206.
[5] Luczynska, Christina; Svanes, Cecilie; Dahlman-Hoglund, Anna; Ponzio, Michela; Villani, Simona; Soon, Argo; Olivieri, Mario; Chinn, Susan; Sunyer, Jordi (2006-09-01). “Avrupa’da ki ev tozu akarı alerjenlerinin dağılımı ve belirleyicileri: Avrupa Topluluğu Solunum Sağlığı Araştırması II”. Alerji ve Klinik İmmünoloji Dergisi. 118 (3): 682–690.
[6] Sánchez-Borges, M., Fernandez-Caldas, E., Thomas, W.R. ve diğerleri. (2017), Uluslararası fikir birliği (ICON): küresel bir sorun olan toz akarı duyarlılığının klinik sonuçları. Dünya Alerji Kuruluşu Dergisi; 10, 14.
[7] Sporik, Richard ve Holgate, Stephen T. ve Platts-Mills, Thomas AE ve Cogswell, Jeremy J. (1990), ‘Ev Tozu Akarı Alerjeni (Der p I) ve Çocuklukta Astımın Gelişimi’, New England Tıp Dergisi, 323 (8): 502-507.  https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/nejm199008233230802[7] Sporik, Richard ve Holgate, Stephen T. ve Platts-Mills, Thomas AE ve Cogswell, Jeremy J. (1990), ‘.
[8] Sarwar, Muhammad (2020), Ev Tozu Akarı: Ekoloji, Biyoloji, Prevalans, Epidemiyoloji ve Eliminasyon, IntechOpen. https://www.intechopen.com/books/parasitology-and-microbiology-research/house-dust-mites-ecology-biology-prevalence-epidemiology-and-elimination[8] Sarwar, Muhammad (2020), Ev Tozu Akarı: Ekoloji, Biyoloji, Prevalans, Epidemiyoloji ve Eliminasyon, IntechOpen. [9] Wechsler, Charles J vd. (2011) ‘Danimarka evlerinden ve kreşlerden gelen tozdaki skualen ve kolesterol’, Çevre Bilimi ve Teknolojisi, 45 (9) 3872-3879.
[10] Platts-Mills, T. A. E., de Weck, A. L., Aalberse, R. C., Bessot, J. C., Bjorksten, B., Bischoff, E., Bousquet, J., Van Bronswijk, J. E. M. H., ChannaBasavanna, G. P., Chapman, M., Colloff, M., Goldstein, R. A., Guerin, B., Hart, B., Hong, C. S., Ito, K., Jorde, W., Korsgaard, J., Le Mao, J., … Wen, T. (1989). Bir dünya sorunu olarak toz akarı alerjenleri ve  astım. Alerji ve Klinik İmmünoloji Dergisi, 83(2 PART 1), 416-427.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale