X

Yatak odasında Feng Shui: Dekorasyonda nelere dikkat etmelisiniz?

Hepimiz yaklaşık hayatımızın üçte birini yatak odamızda geçiriyoruz. Bu yüzden, yatak odamız olabildiğince rahat ve dinlendirici olmalıdır. En savunmasız olduğumuz zamanlar, uykuda geçirdiğimiz zamanlardır. Bu nedenle burada korunduğumuzu, güvende olduğumuzu hissetmeye ihtiyaç duyarız. Olumlu enerjilere sahip bir odada uyuduğumuzda ise, ertesi güne ruhen tazelenmiş olarak başlarız.

Tabii ki en başta yatak odamızı ev planımız içinde en korunaklı ve sessiz olan bölgeye yerleştirmeliyiz. Sonuçta yatak odalarımız bizim sosyal maskemizi çıkarttığımız, en çok rahatladığımız, kişisel alanlarımız. Kimse sokak girişine yakın bir odada uyumak istemez.

Evinizin içinde yatak odasının konumu kadar, yatağın oda içindeki konumu da önemlidir. Peki odamızın içindeki yatağımızın konumu ne durumda? Yatağımız odaya hâkim bir pozisyonda olmalı. Mümkünse de kapıdan en uzak noktada, ama yine de kapıyı görecek şekilde yerleştirmeliyiz. Eğer yattığımız yerden, kapıdan girip çıkanı göremiyorsak tahmin edeceğiniz gibi tedirginlik hissi yaşamaya başlarız. Eğer oda kapımız direkt yatağımıza açılıyorsa, muhakkak komodin gibi bir mobilya ile içeriye giren enerjinin hızı kesilmeli. Eğer ki kapımızı ayak ucumuz ile karşı karşıya konumlandırdıysak da biz buna Feng Shui’de tabut pozisyonu diyoruz ki bu da hiç olumlu bir çözüm değil.

Yatağımızı, aynı zamanda eğimli bir tavan veya kiriş altına koymayalım. Bu bazen çatı katlarında yatak odası olanların evinde daha çok yaşanıyor. Bu bizim üzerimizde baskı hissi uyandırır.

Malzemesi ne olursa olsun, bizi yansıtan bir yatak başımız olmalı çünkü yatak başının olmadığı durumlarda enerji akışı olumsuz etkilendiğinden, huzursuz ve sağlıksız bir uyku uyumaya başlarız. Ama bunun yanında, yatak başımızı da sağlam bir duvara yaslamalıyız. Kimi zaman yatak başları bir pencere önüne veya komşunun banyo duvarına konumlandırılıyor. Ancak, sırtımızı, başımızı sağlam bir yere yaslama hissinin kendimizi güvende hissettireceğini unutmamalıyız. Yasladığımız duvarda, başımızın üstünde, herhangi bir dolap, raf, mobilya da bizde baskı hissi yarattığı gibi, herhangi bir depremde üzerimize devrilme riski de oluşturabileceği için tercih etmemeliyiz. Bu duvarı vurgulamak istiyorsak, güzel bir boyadan, duvar kağıdından, veya üzerimizde olumlu etki yaratabilecek basit bir tablodan yararlanabiliriz. Yatağımızın her iki yanında da komodinlerimiz olmalı ve rahat bir sirkülasyon alanı bırakmalıyız.

Son senelerde depolama amaçlı olarak yatakların çoğu bazalı olarak pazarlanıyor. Ancak mümkünse yatak altımız boş olmalı ve enerji akışına fırsat vermeli. Eğer mecburen baza kullanacaksak da bu bazaların altlarının dağınık olmamasına Feng Shui açısından dikkat etmeliyiz Bu bazanın içine ne koyduğunuz ve burada depolananların bize ne ifade ettiğini düşünmek lazım. Duygusal anlamda bize yük olan eşyaların üstünde yatmamalıyız.

Başuçlarımız da istiflenmeye müsait yerler. Yeteri kadar önem vermediğimiz bu komodin alanları, okumak için birikmiş ama bir türlü seçilememiş kitaplar, yatarken son anda çıkarttığımız takılar, gün sonunda pili bitmek üzere olan telefonları takmak için şarj cihazları, kulaklıklar, fi tarihinde aldığımız, artık geçerliliği kalmamış notlar, belki birkaç gece önce aldığımız ilaçlar ile dolu oluyor maalesef. Aslında yatak başımızın bu karmaşası uykumuza da yansır ve hayat kalitemizi de ciddi bir şekilde etkiler. Buradaki kargaşanın beynimizi, hislerimizi, sağlığımızı da istila edip ele geçirmemesi için bu alanlara da el vermemiz gerekiyor.

Mesela hoş bir okuma lambası, başucumuzda bulundurmaktan keyif aldığımız, defalarca okusak da sıkılmadığımız bir kitap, kendimizce kişiselleştirdiğimiz, hani gözümüzü kapamadan evvel aklımıza gelen ister günlük yapılacak şeyleri, ister değerli yaratıcı fikirlerimizi not ettiğimiz bir not defteri, güzel bir küçük şişede suyumuz, yatarken sürdüğümüz, içeriği doğal kremimiz, kokusu bizi mutlu anılara götüren rahatlatıcı aromaterapi yağımız, iyi hissettiren ufak aksesuarlarımız, kristal taşlar, hayatımıza çekmek istediğimiz niyetimizi hatırlatacak bir obje, sabah bizi alarmı ile sinirlendirmeyecek ama gülümsetecek bir saat yerleştirebiliriz.

Eğer odamızda bir ayna olacaksa yatağı yansıtacak şekilde konumlandırmamalıyız. Yatak odalarımızda, dinlenmeyi esas alan, daha sakin “Yin” enerjilere ihtiyacımız vardır. Aynalar ise enerjiyi aktif hale getirdiğinden, uykuya dalmak için bize gerekli olan dingin enerjiyi bozarlar.

Yatak odamızda, televizyon, bilgisayar, müzik seti gibi elektronik aletler bulundurmamalıyız. Elektrikle çalışan radyolu çalar saatleri başımızdan mümkün olduğunca uzak tutmalı ve mümkünse pille çalışanları tercih etmeliyiz. Cep telefonlarımızı kapatıp, başucumuzda bulunan eski usul telefonlara yönlendirebiliriz. Vücudumuzun manyetik alanı, dünyamızın manyetik alanı ile uygun olmalıdır. Ancak kullandığımız aletlerin yaydıkları elektromanyetik dalgalar bu alanı bozduğundan uyku düzenimizi ve sağlığımızı olumsuz anlamda etkilerler.

Yatak odalarında “Yang”, yani hareketli, canlı renkler ve desenler kullanmak yerine “Yin”, yani daha sakin ve pastel renklere yönelerek uyku problemimizi azaltabiliriz. Renk seçiminizi sıcak ve sakin renklerden yana yapmalıyız; uçuk pembe, uçuk yeşil, naturel bej, uçuk mavi yatak odamız için uygun renklerdir. Turuncu, kırmızı, sarı gibi renkleri seviyorsak da algılarımızı fazlası ile etkileyeceğini bilerek sadece aksesuarlarımızda ve tekstillerimizde kullanmalıyız.

Yerleştirdiğimiz objelerle iletişim içinde olduğumuzu unutmayalım. Olumsuz enerjili resimlerden, agresif şekillerden sadece yatak odası değil, evin diğer tüm mekanlarında da kaçınmak gerekir. Yatarken, bize huzur verecek objeler, görseller seçmeliyiz. Doğa resimleri, doğal kristaller, taşlar olumlu enerjileri yatak odamıza çeker. Eğer güneş alan aydınlık bir odamız varsa; pencere önüne kristaller asarak çok güzel ışık yansımaları yakalayabilir, güneş ışığının enerjisini odamıza dahil edebiliriz. Yatak odamıza su ile ilgili hareketli objeleri koymamalıyız. Su, çok kuvvetli bir enerjidir ve odadaki enerjiyi de aktif hale getirir ki bu dinlenme ihtiyacı içinde olduğumuz bir odada istenmez. Burada önemli olan, her eşyanın bizi nasıl hissettirdiği, buradaki objelerin, yayılan kokuların, odamızın enerjisini olumlu yönde değiştirmesi.

Bu genel kuralların dışında, yatak yönünü seçerken, olumlu yönlerimizi de kullanmaya çalışırız. Çin Astrolojisine göre, hepimizin doğum tarihimize göre “KUA” adını verdiğimiz olumlu-olumsuz yönlerimiz vardır. Yatarken başımızı olumlu yönlerimize koymak, yaşam enerjisinin desteğini, hayatımızın her açısından almamızı sağlar.

Sağlıklı bir uyku çekmek, güne zinde ve enerjik başlamak istiyorsak, yukarıda saydığım ipuçlarına göre yatak odamızda da enerji akışının temiz ve kesintisiz olmasına çalışmalıyız.

İlginizi çekebilir: Bir Feng Shui danışmanından beklentilerimiz neler olmalı?

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale