X

Yaşlanma korkusu nedir, mücadele etmenin yolları nelerdir?

Zaman, belki de sahip olduğumuz en önemli şey. Hepimize eşit olarak dağıtılan zaman, akıp gidiyor ve asla geri getirilemiyor. Herkesin aceleyle orada oraya yetişmeye çalıştığı dünyamızda, zaman sanki uçup gidiyormuş gibi. Zaman bu kadar hızla ilerlerken, hepimiz yaşlanma fikrinden korkuyoruz. Her şey yolundaymış gibi davransak da, bedenimizde ve zihnimizde yaşanan değişim, sanki göğsümüzün üstünde bir baskı gibi kendini hissettiriyor. Bazılarımız “ben yaşlanmaya hazır değilim, gençliğimi geri istiyorum” bile diyebiliyoruz.

Peki tüm bu korku nereden geliyor? Neden birçoğumuz yaşlanmaktan bu kadar çok korkuyoruz?

Yaşlılık aslında onu nasıl algıladığımızla ilgili.

Aslında bu durum biraz yaşlılığı nasıl algıladığımızla ve bakış açımızla ilgili. Yaşadığımız toplumun sosyal ve kültürel normları, yaşlılığı bir yük gibi algılamamıza neden oluyorsa, biz de yaşlanmaktan ve yaşlılıktan korkar hale geliyoruz. Oysa daha farklı kültüre ve sisteme sahip, refah seviyesinin daha yüksek olduğu ve bu sayede yaşlılığın zihinsel ve finansal açıdan zor bir dönem olarak algılanmadığı ülkelerde, yaşlılık bu kadar olumsuz bir şey olarak görülmüyor. Bu da şunu gösteriyor; yaşlılık aslında onu nasıl algıladığımızla ilgili.

Eğer siz de yaşlanmaktan korkuyorsanız endişelenmeyin. Bu aslında birçok kişinin başına gelen bir durum. Bu korkuyla baş edebilmenin birçok yöntemi var. İşte yaşlılık korkusunu aşıp, keyifli bir şekilde yaş almak için tüyolar:

1. Bakış açınızı değiştirin.

Yaşınızın sadece sayıdan ibaret olduğunu bir düşünün. Yaşlılık dönemine daha şefkatli yaklaştığınızda ve aslında bunun herkese sunulmayan bir hediye olduğunu düşündüğünüzde, yaşlılıkla ilgili düşünceleriniz tümden değişebilir.

Düşünce şeklimiz sayesinde her birimiz kendi gerçekliğimizi yaratıyoruz ve bu gerçeklikten yola çıkarak kendimize her bir deneyimle ilgili öyküler anlatıyoruz. İşte düşünce şeklimizi değiştirdiğimizde, yarattığımız gerçeklik ve dolayısıyla kendimize anlattığımız hikaye de tümden değişiyor.

2. Hayatınız yalnızca işinizden ibaret olmasın.

Günümüzde toplumların genellikle genç nesilleri daha değerli görmelerinin sebebi, iş gücüne daha fazla katılım sağlamalıdır. Yaşlanmak, bilgelik ve deneyimle bir arada anılsa da aynı zamanda güçten düşmek olarak da görülüyor. Birçok insan yaş ilerledikçe, yaşam kalitesinin kötüleşeceği, hayattaki değerinin kaybolacağı inancını taşıyor. İnsanların emekli olduktan sonra depresyona girmesinin sebebi, artık işe gitmedikleri için hayatlarının anlamsız olduğunu düşünmelerinden kaynaklanıyor.

Günümüzde insanların birbirlerine en çok sordukları soru “hayatını kazanmak için ne yapıyorsun” oluyor. İnsanın değerini, sahip olduğu konumla ölçen bu bakış açısı yüzünden insanlar işsiz kaldıklarında veya çalışmadıklarında kendilerini kimliklerini kaybetmiş gibi hissediyorlar.

İş yeri, zamanımızın çoğunu harcadığımız yer. Bu yüzden iş yerinde mutlu değilsek, hayatımızın büyük bir bölümünde de mutlu olamıyoruz. Neredeyse hepimizin bir işe, ihtiyaçlarımızı karşılamak için paraya ihtiyacı var. Ancak hayat tamamen işten ibaret mi olmalı? Hayatta mutlu olmanın iş dışında bir yolu olamaz mı?

Sadece çalışarak hayattan keyif almak ve tatmini yakalamak pek mümkün değil. Çalışmadığınız zamanı değer verdiğiniz insanlarla geçirmek, hayattaki ufak şeylerin keyfine varmak, seyahat etmek, hobilere vakit ayırmak, yeni yetenekler edinmek, hayır işlerine vakit ayırmak, hayatta bir değişiklik başarabilmek de insanı mutlu edebilir.

Düşünce şeklimizi değiştirdiğimizde, yarattığımız gerçeklik ve dolayısıyla kendimize anlattığımız hikaye de tümden değişiyor.
3. Kendinizi sevin: Bedeninizi, zihninizi ve ruhunuzu besleyin.

Nasıl ki mesleğiniz veya bir iş yapıyor olup olmadığınız sizi tanımlamıyorsa, sadece bedeniniz de sizi tanımlayamaz. Ruhunuzu ve zihninizi bir kutunun içine hapsedemeyeceğinizi fark etmelisiniz. Eğer ruhunuzu ve zihninizi hiçe sayarak, varlığınızı sadece fiziksel görünüşünüzle tanımlarsanız, bu fiziksel görünüşün eskimesi, yaşlanması bir yüke dönüşebilir.

Günümüzde güzellik kavramı genç olmakla, kırışıksız olmakla eşdeğer görülüyor. Sosyal medya, kadın dergileri, fotoğraf programları, güzellik yarışmaları kadınların üzerinde baskı kurarak onları her daim genç görünmeye zorluyor.

Oysa yaşınız kaç olursa olsun, bedeniniz ruhunuzun taşıyıcısı olan araçlardır. Hepimizin sahip olduğu tek şey ruhumuzun zenginlikleri. Bu yüzden bedeninize özen gösterin, egzersiz yapın, düzenli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin, doktor kontrollerinizi kaçırmayın. Fiziksel sağlığınıza ne kadar yatırım yaparsanız, gelecekte ruhunuzu taşıyan aracın o kadar iyi çalışmasını sağlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Orta yaşla gelen duygusal çalkantılar ve baş etme yöntemleri

Kaynaklar:
Tinybuddha
Huffington Post

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale