Yaşasın okul bahçeleri
Toprakla samimi olarak tanışmam üç yıl önceye dayanır. Şehirde düzenli bir iş hayatından vazgeçip köylerde çiftlik çiftlik dolaşmaya başlamamla oldu her şey. Son birkaç aydır İstanbul’daydım ve bu şehirdeyken toprakta nasıl çalışabilirim diye düşünüyordum. Gezgin hayatımdan önce öğretmendim ve bir yandan da çocuklarla, gençlerle çalışmayı özlemiştim. Aklıma bir fikir geldi ve sonunda hem toprakla hem gençlerle bağlantı kurmayı başardım.
Mayıs ayının ilk haftasında, Buğday Derneği ile birlikte Selçuk Kız Meslek Lisesi’nde bir okul bahçesi kurduk. Buğday Derneği, benim yola çıkmama vesile olmuş, TaTuTa ağları ile çiftliklerde gönüllülük yapmama yardım etmiştir. Buğday Derneği ile konuşarak okullarda bir bahçe yapmanın mümkün olup olmadığını sordum. Kendilerine başvuran okul bahçesi için dernekten yardım isteyen Selçuk Kız Meslek Lisesi ile beni tanıştırdılar, böylece tatlı çalışmamız başlamış oldu.
Birkaç gün önceden araziye bakmaya gittim ve Hacer Hoca ile tanıştım. Onunla okulun hangi bölgesinde bahçe uygulaması yapabileceğimizi tespit ettik. Belediye daha önce okula gübreli toprak getirmiş ve okulun bir bölümünde daha önce ekim-dikim çalışmaları yapılmış. Çalışmamız için belediyeden ek toprak almaya karar verdik ve çalışma planı hazırladık: Eni bir, boyu iki metre olan ahşaptan bir yükseltilmiş yatak yaparak içine domates, biber, salatalık, patlıcan fideleri ekecektik. Öğrenciler aşçılık bölümünde okuyorlardı ve yemek yaparken tüketecekleri gıdaları kendileri üretmek, fidelerin büyüme süreçlerini kendileri gözlemlemek istemişlerdi.
Çalışma günü okula gittiğimde ilk önce sınıfta bir sunum yaparak kendi gezginlik hallerimi, çalıştığım çiftlikleri, gıda ile bağ kurmanın benim için değerini, yerel tohumların önemini anlattım. İkinci kısımda ise küreği kazmayı elimize alarak uygulamaya giriştik. Okulun görevlisi Cemal Abi bizim için yükseltilmiş yatakları hazırlamıştı. Biz de içini toprakla doldurduk ve fideler için alan hazırladık. Öğrencilerin motivasyonundan çok etkilendim, bütün öğrencilerin eli toprağa değdi diyebilirim. Yatakları toprakla doldurma işi bittikten sonra domates, biber, salatalık, kabak fidelerini toprağa ektik ve can suyu verdik.
Anaokulu öğrencileri de yardım etti
Günün sürprizi ise anaokulu öğrencilerinin bizi ziyaret etmesi idi. Meraklı gözler ve minik ellerle de çalıştık. Dernekten aldığımız kabak tohumlarını viyollere ektik ve suladık. Her gün sulayacaklarına dair bana söz verdiler. Böylece toprak, gençler ve çocuklarla çalışma hayalimin üçüncü halkası da tamamlanmış oldu, hem de bir gün içinde.
Okul Bahçemiz köşesi
On beş gün sonra okula ziyarete gittiğimde, büyümüş fidelerin yanında beni bir sürpriz bekliyordu. Öğrenciler okullarının duvarına ‘Okul Bahçemiz’ köşesi yapmışlar ve fotoğraflarla sürecimizi anlatmışlar. Çok duygulandım, elbette hemen fotoğraf çektirdik birlikte 🙂 Domateslerin, biberlerin ve kabakların hasat zamanında bir araya gelmek için sözleştik.
Öğrencilerle okul bahçesi yapmak benim için çok keyifli oldu. Yolculuğumun bana öğrettiği en değerli şeylerden birisi; ‘Tohum ile, gıda ile bağlantı kur’. Portakal topladığım bahçelerden, zeytin hasadımızdan, arılarla olan arkadaşlığımdan öğrendiğim bir bilgi bu. Ne mutlu şimdi bunu gençlerle ve çocuklarla paylaştım. Okul bahçelerimizin devamı gelsin!