X

Yaşamın sanatçısıyız hepimiz ve yaşam tuvalinde her duyguya yer var

İnsanın kendini ortaya koyması, fikirlerini açıkça ifade edebilmesi, yaratım sürecinde özgürleşebilmesi ve dolayısıyla günlük yaşamına yaratım sürecinde keşfettiği özgürlüğü entegre edebilmesi sürekli olarak bir meydan okuma halidir. Bu yüzden, kendi olmaya çabalayan ve varoluşlarının özgürlüğü için çalışan insanlar -ki bunlar varlıklarını olduğu gibi yaşamayı seçen ve bu uğurda bedeller ödeyen ruhlardır, daimi bir savaş içerisinde öğrenilmiş olana karşı yürüyüştelerdir. Burada “öfke” diye adlandırdığımız, “ateş” yolun bitmek bilmeyen yakıtıdır.

Yaratım süreci, yolu kendi olarak yürüme süreci, bu öfkeden beslenir. Bu yüzdendir ki yaralar ve birikmiş öfkeler kişiyi ayakta ve her daim harekette tutar. Yaratıcı kişi, kendi özgür varlığına ulaşmaya çalışan kişi, ne travmasından ne de öfkesinden vazgeçer. Onu kullanmayı öğrenir. Bu duygu, yeraltı madenleri, kristalleri gibidir. Bedenin içinde hapsolmuş ve enerjisini sürekli olarak yaymaya devam eden… Bu enerjiyi kullanmakta ustalaşmak “yaratıcı kişi”yi var eder. Belki de bundan sebep, sanatçılar, yazılımcılar, filozoflar, yaşamı her an yaratanlar bir nebze öfkeli, tepkili, keskin, kontrol edilemezlerdir, dışarıdan öyle görünmeseler de… Dışarıdan öyle görünmeme sebepleri, bu duyguları bastırıyor olduklarından değil, bu duyguları ustaca kullanıyor ve dönüştürüyor olduklarındandır.

Sıradan insanın umursamadan ve bonkörce dağıttığı, saçtığı öfkeyi, yaratıcı kişi bir sanat eserine, bir düşünceye, bir soruya dönüştürür. Bu da yaşamın ilerlemesini ve genişlemesini sağladığı gibi ifade bulmasına da olanak sağlar. Demem o ki, isyanı olanın yaşamdan alacağı bir cevap, kurgulayacağı hayat enerjisi vardır. Boyun eğmek, alışmak, susmak, fikir beyan etmemek, tarafsız kalmak adına düşüncesiz kalmak kişiyi kendi özünden, o özgür benliğinden uzaklaştıran şeylerdir. Aksi söyleniyor gibi dursa da…

Yaratmak, her ne yaratıyorsanız, cesaret ve meydan okuma gerektirir.
Genel algıya karşı, kafamızın içindeki algıya karşı bir meydan okuma.
Bu yüzden, her türden sanatçı birer kahramandır.

Her bir varlık, yaşamın sanatçısıdır. Kendi bakış açısı, kendi eşsiz varoluşu ile. Ürettiği şeyin ne olduğu önemli değildir. Önemli olan, sistemin dışına bir çakıl taşı atabilmektir. Bunun yolu kişinin yeteneklerine ve kendini ifade yöntemlerine bağlı olsa da hizmetler eştir.

Bizler yaşam sanatçıları olduğumuzu kabul ettiğimiz noktada duyguların bize kattığı değerleri ve onların kullanabileceğimiz, kombinleyebileceğimiz renklerini, seslerini keşfedip kendi eşsiz dokunuşumuzla bir sanat eserine çevirmeye gönüllü olduğumuz yerde, duygular arasındaki ikiliği kaldırmış oluruz.

Bir müzisyenin bazı notaları sevmediği için veya “kötü” bulduğu için kullanmaması, bir ressamın bazı renkleri görmezden gelmesi nasıl mümkün değilse duyguların da yaşam tuvalinde seçilmesi, kategorize edilmesi mümkün değildir. Bütün içinde yoğunlukların oluşturduğu ahenk sanat eserini oluşturur.

Dolayısı ile hiçbir duyguyu tamamen yok edemeyiz. Ettiğimizi sandığımız yer, bir kolumuzu kesip çolak kaldığımız yerdir. Kolumuzun yeri hala bellidir, hareketin ulaşacağı uzuv yerinde değildir. Fakat hareket hala oradadır… Buna ustalık diyebilir miyiz?

Hükmetmek ve hakimiyet arasındaki fark burada da devreye girer. Hakim olamadığımız şeylere “hükmetmeye” çalışırız. Yani gücümüzün yetmediği yerde baskılarız. Burada ustalık değil, bir yetersizlik vardır, bir çıraklık. İnsan olmanın ustalığında ayıklama yoktur. Kabul, burada gelir. Kabul, pasif bir boyun eğme değil, aktif bir farkındalık halidir.

Özgürlük bir seçenek gibi görünse de, aslında her bir varlık için “yaşam amacıdır.” Bu amaca ulaşmak için koruduğumuz varlık niyeti, bize kendini “duygular”, “sorgular” aracılığı ile gösterir. Bu sorguları duymazlıktan gelmek, duyguları bastırmak, yok saymak, saçmak, varlık niyetimize sırtımızı dönmekten başka bir şey değildir. Kendi kendine sırtını dönen insanların, varlıkların, yaşam ile ilişkileri de, niyetleri ile olan ilişkileriyle paraleldir.

Dışarıda kimse yok. Her şey, sen ve sen arasında ilerliyorken, kendi sesini yok saymak, kendini yok saymak, aslında gerçek bir ölüm değil midir? Kendi kendimizin celladı olmak yerine, kendini kendinden doğuranlar olalım.

İyi haftalar.

İlginizi çekebilir: İlk öğretmenimiz yaşama karşı isyan ettiğimizde ne olur?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale