Unutkanlık her yaşta karşımıza çıkan bir durum. Kimi zaman söyleniriz “tam dilimin ucundaydı, unuttum” deriz. Bir odaya girer, neden girdiğimizi unuturuz. Alışverişe çıktığımızda almak istediğimizi unutur başka bir şey alır geliriz. Bu yüzden unutkanlık hepimizde az ya da çok olur. Belirli bir düzeyde unutkanlığı hepimiz kabul ederiz de bu unutkanlık arttığında kaygı ve korkuya kapılırız.
“Demans olabilir miyim, bunuyor muyum, çok unuttum” diyen kişilerin sayısı giderek artıyor. Demansta unutkanlığın olduğunu hepimiz biliyoruz da ne tür unutkanlığın olduğunu bilmediğimiz için telaşa kapılıyoruz. Hatta bunun tam tersi, demans olan bir insan geçmişi iyi hatırlıyor diye yakınları demans olmasından şüphelenmiyorlar. Bu yüzden unutkanlıktan bahsetmek istiyorum.
60’lı yaşlara kadar unutkanlıkları demansın belirtisi olarak kabul etmiyoruz. Ancak unutkanlıkları arttıran psikolojik durumlar varsa, bu durumların ortadan kaldırılması gerekir. Aşırı yoğun olmamız, kafamızın dertlerimiz ile meşgul olması, iş stresi yaşamamız, bir yakınımızın hastalığı ya da kaybı, uykusuzluk, aşırı yorgunluk ve stres unutkanlığa yol açar. Kafamızın kayıt yapabilmesi için berrak bir zihne ihtiyacı vardır. Günlük hayatın içinde bir yandan sosyal medyaya girerken, bir yandan insanlara laf yetiştirirken, bir diğer yandan da iş yapmaya çalışırken her şey birbirine karışıyor.
Günümüz insanı milyonlarca uyaran ile karşı karşıya kaldığında artık sadece ilgisini çeken konuları aklında tutabiliyor. Bunun dışındakiler aklından uçup gidiyor. Bizde unutkanlıktan şikayet ediyoruz. Sonuçta dur durak bilmeden aklımızı bir sürü konuya verdiğimizde önemli olan konular da arada kaynayıp gidiyor. Sadece günlük hayatın sıkıntıları değil, depresyon da bizde unutkanlığa yol açıyor. Depresyonda insan beyni tüm dikkatini iç dünyasına ve sıkıntılarına yönelttiğinde unutkanlık ortaya çıkıyor. Dertlerimizin dışında bir şeylere yönelmez oluyoruz. Zihnimizin akışı yavaşlıyor. Kimseleri görmek istemiyoruz. Dışarıya verdiğimiz ilgiyi çekiyoruz. Uyku bozuluyor, enerjimiz düşüyor. Her şeyin en kötüsünü düşünüyoruz. Moralimiz gidiyor. Öz güvenimiz azalıyor. Hayatın kendisi sırtımızda yük haline geliyor. Bu durumlarda unutkanlık da depresyonun bir belirtisi olarak karşımıza çıkıyor.
Depresyonda ve diğer ruhsal sıkıntılarda ortaya çıkan unutkanlığın demanstaki unutkanlıktan farklarını ele alırsak; ruhsal sorunlarda hatırlayamayan kişi çok fazla kaygı duymaz hatta umursamaz. Zaten bir sürü dertle uğraşıyordur. Demansta kişi geçmişi çok iyi hatırlamasına karşılık öğlen ne yediğini hatta biraz önce ne konuştuğunu unutabilir. Ruhsal sorunlarda gerek eskiler, gerek yeniler unutulmuştur ya da bölük pörçük hatırlanır. Demansta kişi bir konuyu farklı zamanlarda anlatırken farklı şekilde de anlatabilir, ruhsal sorunlarda kişi konuyu hatırlarsa tam olarak anlatabilir.
Sonuçta 60 yaşın altındaki unutkanlıklarda çok fazla telaşa kapılmamalı ama unutkanlığımızı azaltmak için bir takım önlemler almalıyız. Bu önlemlerin başında uykumuzu iyi uyumak, kafamızı meşgul edecek uyaranların sayısını azaltmak başta gelir. Sosyal medyada saatlerce gezinmeyi bırakıp zihnimizi dinlendirmeliyiz. Mutlaka spor yapmalı, hiçbir şey yapamıyorsak günde en az bir saat yürümeliyiz. Bulmacalar çözmeliyiz. Zihin çalıştıracak her türlü aktivitenin unutkanlığımızı yenmemize yardımcı olacağını unutmamalıyız. “Zaten hatırlamıyorum ki, nasıl unutacağım?” diyorsanız, deneyin ve görün, unutkanlığınız gittikçe azalarak kaybolacak.
İlginizi çekebilir: Hastaların kafasını en çok karıştıran tespit: “Seni hastalığın psikolojik”Hastaların kafasını en çok karıştıran tespit: “