dummy

Yaşam sevincini artırmak için 3 öneri

Bahsedeceğim tarzda insanlarla mutlaka karşılaşmışsınızdır; hani etraflarına ışık saçan, sırf var olmaktan dolayı mutlu olan, hayatın getirdikleri problemlere rağmen yaşam sevinçlerini yitirmeyen insanlardan. Evet, bu tip insanlar nadiren de olsa karşımıza çıkıyor. Oysa çoğumuz, dünyanın mucizelerini kanıksamış bir halde, günlerimizi rutine bağlamış bir şekilde yaşıyoruz. Güneşe olan mükemmel mesafesi sayesinde üstünde hayat olan mucizevi mavi gezegenimiz, sizce bundan daha fazlasını hak etmiyor mu?

dummydummy

Fransızlar sadece yaşamaktan dolayı duyulan sevinci “joie de vivre” olarak adlandırıyorlar. Bu bir yaşam felsefesi olup, hayata karşı duyulan iştahı, tutkuyu, yaşamdaki en basit gözüken durumlardan bile, örneğin çay içmekten ya da sohbet etmekten sevinç duymayı ifade eder. Aslında içinde bulunduğumuz bu pandemi günleri, bize sırf yaşamaktan dolayı mutluluk duymamız için ilham vermekte birebir. Ama siz yine de yaşama sevincinizi artırmak için neler yapabileceğinizi merak ediyorsanız sizlere hazırladığım listeye göz atabilirsiniz.

1. Yaşam Sevinci defteri oluşturun.

Kırtasiyeciden beğendiğiniz bir defteri satın alın. Bu sizin “Yaşam Sevinci Defteriniz” olacak. Her gün beş, on dakika boyunca defterinize başınıza gelen güzel olayları, size sevinç veren, içinizi ısıtan konuları yazın. Tıpkı Julia Andrews’in “The Sound of Music” filminde söylediği “My Favorite Things” şarkısı gibi, defterinize sizi mutlu eden, en sevdiğiniz şeyleri not edin. Kendinizi kötümser hissettiğiniz zamanlarda defterinize bakarak hayatınızdaki güzellikleri, şükredeceğiniz olayları kendinize hatırlatıp gününüze daha iyimser bir şekilde devam edebilirsiniz.

2. İyiliğinizi bulaştırmayı alışkanlık haline getirin.

Araştırmalar iyilik yapmanın, her gittiğimiz yere nezaketimizi bulaştırmanın mutluluk seviyemizi artırma özelliği taşıdığını gösteriyor. Örneğin 2015 yılında yapılan bir araştırmada, üniversite öğrencilerine altı hafta boyunca, haftada beş kere iyilik yapmaları söylenmiş (Lyubomirsky ve Sheldon, 2015). Bazı öğrencilerden bu beş iyiliği 1 gün içinde yapmaları istenmiş, bazı öğrencilerden de bu beş iyiliği 1 haftaya yaymaları istemiş. Araştırmanın sonunda beş farklı iyiliği aynı gün içinde yapan öğrencilerin mutluluk seviyelerinde artış olduğu gözlemlenmiş. Yani biz gün içinde ne kadar iyilik yaparsak, etrafımıza ne kadar nazik olursak, kendimizi o kadar iyi hissediyoruz. Araştırmadaki iyiliklerin de marketteki kasa kuyruğunda sıramızı başkasına vermek ya da arabamızla bir arkadaşımızı gideceği yere bırakmak gibi, hepimizin her zaman yapabileceği iyilikler olduğunu belirtmekte fayda var.

3. Doğanın güzelliklerine sık sık zaman ayırın.

Güneşin doğuşunu seyretmek, kuş cıvıltılarını dinlemek, kendimizi ormanın yeşilliklerine bırakarak yaptığımız bir yürüyüş…Evet doğanın her zaman bizi iyileştiren, ruhumuza merhem olan bir tarafı vardır. Doğanın bu gücünden yararlanmak ve yaşam sevincinizi artırmak için güneşin doğuşuna ya da batışına tanıklık etmeyi, Ay’ın evrelerini gözlemlemeyi, gökyüzünü seyretmeyi, pandemi kurallarına uyarak doğa yürüyüşleri yapmayı alışkanlık haline getirin. Dünyanın ne kadar mucizevi bir yer olduğunu kendinize rutin bir şekilde hatırlatarak yaşam sevinci düzeyinizi artırın.

Sizlere ne kadar mucizevi bir gezegende yaşadığımızın her daim farkında olduğunuz, yaşam sevinciyle dolu günler diliyorum. 2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Lyubomirsky, S., Sheldon. K. (2015). Pursuing Happiness: The Architecture of Sustainable Change. Review of General Psychology 9(2):111-131
DOI: 10.1037/1089-2680.9.2.111

İlginizi çekebilir: Bilinçli öz bakım ile kendinize iyi davranın

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yapay Zekânın Mutfaktaki Sırrı: Kusursuz Pişirme Siemens iQ700’de Gizli

Mutfak sadece yemek pişirdiğiniz bir yer değil; sabah kahvaltısına sıcak börekler hazırlarken güne başladığınız, akşam sevdiklerinizle sohbet ederken fırından mis gibi kokuların yayıldığı, evinin en sıcak köşesi. Akıllı teknolojiler ve yapay zekâ sayesinde, artık o köşe çok daha akıllı. Siemens’in iQ700 Fırını, sıradan bir pişirme deneyimini size özel bir sanata dönüştürüyor. Fırına koyduğunuz kek her seferinde mükemmel kabarır, et istediğiniz oranda pişer, sebzeler rengini ve vitaminini kaybetmeden tabağınızı süsler. Siemens iQ700, tüm bu süreci sizin yerinize izliyor, her detayı sizin için mükemmelleştiriyor. Artık mutfakta yalnız değilsiniz; yanınızda sizi anlayan akıllı bir “yardımcı şef” var.



Kamera kontrollü mükemmellik: Yemeğinizi “tanıyan” zekâ

Siemens iQ700 fırını farklı kılan en çarpıcı özellik, sıradan bir pişirme deneyimini akıllı bir mutfak asistanına dönüştüren yapay zekâ destekli kamera teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde, fırın artık sadece ısı veren bir cihaz değil; sizinle birlikte düşünen, sizi anlayan bir mutfak şefi gibi çalışıyor.

Fırına bir kek koyduğunuzda, Siemens iQ700 hemen tanıyor. Çünkü 100 farklı yemeği tanıma özelliği sayesinde kekten rostoya, pizzadan böreğe kadar onlarca tarifi analiz edebiliyor. Her birini kendi pişirme ayarına göre değerlendiriyor ve o yemeğe en uygun ayarları kendisi seçiyor.



Üstelik en ince ayarları otomatik yapması sayesinde sıcaklık, pişirme süresi ve pişirme modu gibi detayları sizin için ayarlar. Siemens iQ700, her yemeğe özel ideal koşulları kendi belirliyor. Siz sadece malzemeleri hazırlıyorsunuz; gerisini o hallediyor.



Ve en büyüleyici kısmı: Kamera kontrollü pişirme ve otomatik kapanma (cookControl Pro) sayesinde, yemeğinizin kızarma derecesini veya iç sıcaklığını izleyerek, tam kıvama ulaştığında pişirmeyi otomatik olarak sonlandırıyor. Böylece yemeğin az ya da çok pişmesi endişesi tamamen ortadan kalkar.

Pişirme sanatını destekleyen akıllı sensörler

Yapay zekâ, iQ700 fırınlarda yalnızca kamerayla sınırlı değil; her yemeğe kusursuz kıvamı kazandırmak için geliştirilen sofistike sensörlerle deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. Çünkü Siemens iQ700, pişirme sürecini sizin kadar ciddiye alıyor.

roastingSensor Plus, üç farklı noktadan ısıyı ölçen gelişmiş bir termometreyle etin, tavuğun ya da balığın iç sıcaklığını anbean takip ediyor. Siemens iQ700 ile fırının kapağını hiç açmadan, etin sıcaklığından pişip pişmediğini kendi belirliyor. Sonuç, dışı çıtır ama içi sulu bir lezzet… Şeflerin elinden çıkmış gibi, her seferinde aynı kusursuzlukta pişen lezzetleri artık evinizde deneyimleyebilirsiniz.

Tatlıdan tuzluya her hamur işinde aynı titizlik geçerli. bakingSensor Plus, fırın içindeki nemi ve sıcaklığı analiz ederek kek, poğaça ya da ekmeklerinizin ne zaman mükemmel kabarıklığa ulaştığını tespit ediyor. Böylece kekiniz her defasında istediğiniz gibi kabarır, içi yumuşak kalır.

Her detayında profesyonel bir şefin özeni, her dokunuşunda kusursuz bir pişirme dengesi… Siemens iQ700, sadece pişirme sürecini değil, mutfakta yarattığınız deneyimi de yeniden tanımlıyor.



Hayatı kolaylaştıran ekstra özellikler

Siemens iQ700, sadece kusursuz pişirme sonuçlarıyla değil, modern yaşamın hızına uyum sağlayan akıllı çözümleriyle de fark yaratıyor. iQ700, sizin için mutfakta geçen zamanı kolaylaştırmayı da biliyor.

FullSteam Plus özelliği sayesinde buhar ve 120°C ısı kombinasyonuyla yemekleri %50’ye kadar daha hızlı pişirirken, vitaminleri ve lezzeti koruyor. Dışı çıtır, içi sulu balıklar ya da sebzeler hazırlamak artık sadece birkaç dakikanızı alıyor. Üstelik tüm bunları yaparken besinlerin doğallığını koruyor; yani sağlıklı ve lezzetli sofralar, zamandan ödün vermeden mümkün hale geliyor.

Siemens Home Connect uygulamasıyla Siemens iQ700 fırınınız dışarıda olsanız bile sizinle her yerde. Telefonunuzdan uygulamayı açın, yemeğinizi uzaktan pişirmeye başlayın, sıcaklığı ayarlayabilir hatta iç kameradan yemeğinizin ne durumda olduğunu izleyebilirsiniz. Eve geldiğinizde yeni pişmiş yemek kokusuyla karşılanmak artık yalnızca konfor değil, Siemens iQ700 ile modern yaşamın akıllı kolaylığı.

Hijyen konusunda en rahatlatıcı detay ise activeClean® (Pirolitik Temizlik). Siemens iQ700, iç yüzeyinde biriken yağ ve kalıntıları yüksek sıcaklıkta küle dönüştürerek kendini tamamen temizliyor. Sizin yapmanız gereken, fırın soğuduktan sonra bir bezle hafifçe silmek. Artık temizlik için vakit harcamanıza gerek yok; çünkü iQ700, size zamandan fazlasını kazandırıyor.

Siemens iQ700, modern yaşam temposunu anlayan, sizin yerinize düşünen bir mutfak deneyimi sunuyor. Hız, hijyen ve lezzet… Hepsi tek tuşla elinizin altında.

Mutfakta yeni bir yetenek

Siemens iQ700 Fırın, sadece bir ev aleti değil; mutfak yeteneğinizi parlatmanıza yardımcı olan, en zorlu tariflerde bile yanınızda olan akıllı bir asistan. 

Unutmayın, her mükemmel sofranın ardında doğru bir seçim vardır. Ve bu seçimi Siemens iQ700 ile yapabilirsiniz. Sonuçta Siemens, teknolojinin keyfini bilenlere. Siemens’in iQ700 ve daha birçok ürününü keşfetmek için tıklayın.Siemens iQ700





İlgili Makale
whatsapp