Romantik filmlerdeki sonsuza kadar mutlu yaşadılar tabiri gibi biz de toplumsal olarak aşk ve evlilik konseptine hayli bağlıyızdır. Ancak yaşam boyu süren sevgi ihtimali genelde o kadar yüksek değildir. 2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre evliliklerin ve boşanmaların adedi, zamanlaması ve süresi, genellikle ekonomik koşullar, sosyal normlar ve ülkedeki kültürel yaklaşımlara göre değişim gösterebiliyor ve bu da ailenin önemli karakteristiklerinin değişmesine sebep oluyor. Peki yaşam boyu sevgi ne kadar yaygın? 25 yıllık bir evliliği yaşam boyu sevgi olarak görecek olursak, evli çiftlerin %35’inin bu onuru hak ettikleri söylenebilir. Bunu elde edebilmek için değişimi kabullenmek, nazik olmak, kendi savaşlarınızı seçmek ve ilgi alanlarını paylaşmak bulunuyor. Yeni araştırmalara göre bunu elde etmek için takip edilmesi gereken bazı temel hatlar şöyle:
Pozitif illüzyonlar yaratmak
2023 yılında yapılan bir çalışmada ilişkilerde pozitif illüzyonların etkisi tespit edilmeye çalışılmış ve sonuçlara göre bir kişinin partnerine karşı bakış açısının ilişkinin başarısı üzerinde önemli sonuçları bulunuyor. Pozitif illüzyonlar, yani kişinin kendini, başkalarını ve olayları objektif olanın ötesinde pozitif olarak görmesi, insan deneyiminde çok yaygın olan bir olaydır. 1030 kişiden oluşan bir veri seti kullanılan çalışmada araştırma ekibi evlilik tatmini ile alakalı geniş bir değişkenler seti kullanmış. Çiftlere partnerlerini 13 konuda değerlendirmeleri söylenmiş. Bu konular duygusal etkileşimden aileyle ortak aktivitelere ve pozitif illüzyonlara kadar pek çok şeyi içeriyorlarmış. Sonuç olarak fayda sağlanan en önemli noktanın, kişilerin partnerlerini, partnerlerinin kendilerini değerlendirme şeklinden daha pozitif şekilde değerlendirmeleri olduğu görülmüş. Dolayısıyla partnerinin eğlenceli, çekici, kibar ve ideal olduğu fikrini korumaya devam eden kadın ve erkekler birbirleri ile başka her konuda anlaşma halinde kalıyorlar.
Affetme faktörü
Yaşam boyu süren sevginin bir diğer temel yolu affetme faktörüdür. Size yanlış yapan bir insanı affetmek asla kolay değildir ancak bu olaylara takılmak, devamlı olarak zihninizi negatif düşüncelerle doldurur ve baskılanan kızgınlığa sebep olur. Affetmeyi öğrendiğinizde artık başkalarının geçmiş eylemleri nedeniyle mahkum olmazsınız ve sonunda özgür olabilirsiniz. Evlilikte her gün seversiniz ve her gün affedersiniz. Aşk ve affedilme arasında bir döngüdür.
İlginizi çekebilir: Bağışlayıcı olmanın dayanılmaz hafifliği: Başkaları için değil, kendiniz için affedin
Minnetinizi sık sık dile getirin
2020 yılında yapılan bir çalışmada, partnerlerin ilişkilerindeki minnet ve teşekkür duyguları incelenmiş. Partnerine minneti ondan aldığı minnetle eşit düzeyde olanların ilişki tatminlerinin daha yüksek olduğu görülmüş. Çalışmada 120 yeni evli çifte her sene veya iki senede bir partnerlerine minnet gösterme ve teşekkür etme eğilimleri sorulmuş ve aynı zamanda belli aralıklarla evliliklerine dair tatminleri sorgulanmış.
Her iki partner de yüksek minnete sahip olduğunda, evlilik tatmini de artış göstermiş. Başka bir çalışmada ise minnetin bağ kurmaya yardımcı olan bir yapıştırıcı olduğu ortaya çıkmış. Minnet ilişkiyi sürdüren davranışları korumaya yardımcı oluyor ve partnerler arasında takdir duygusunu aktardığı için güven hissi veriyor. Ayrıca ortak olarak arzu edilir bir ilişkinin değerini karşı tarafa aktarıyor.
Yani özetle, çiftler partnerinin kişisel özelliklerinin hayallerindeki özelliklerle eşleştiğine inandıklarında ayrılma ihtimalleri daha düşük oluyor.
İlginizi çekebilir: Minnet duygusu romantik ilişkileri nasıl etkiliyor?
Kaynak: psychologytoday