Yaşam amacını nasıl bulursun: Ikigai’den “mana”ya uzanan bir yol
İnsanın iki tane doğum günü vardır… Biri dünyaya geldiği gün, diğeri de, NEDEN dünyaya geldiğini anladığı gün.
8 Mayıs 1978’de doğdum. Klasik astrolojiye göre Boğa burcuyum. Yani doğum günümden gelen özellikler var. Uplifers’ın tüm burçlara yönelik detaylı blog yazılarında hem benim özelliklerimi hem de seninkini bulabilirsin.
Bilinçli öğrenme dönemlerimde bu özelliklerin bana ait oldukları öğretildiği için mi benzer özelliklerde davranırken buldum kendimi, yoksa gerçekten de doğduğum andaki gezegenlerin çekim gücü karakter genlerime etki mi ediyordu bilmiyorum, çünkü bu, yüzyılların yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan sorusu. Ama bildiğim bir şey var, o da gelişim dönemlerimde aldığım eğitimler, uluslararası karşılaştığım farklı bilinç yapılarındaki insanlar, yeni öğrenimler ve edinimler aslında doğum anım kadar, her an yeniden doğmayı seçebileceğimi gösterdi bana.
Vedik Astroloji, farklı dişi arketipleri, Kabalistik Astroloji bu yaşamda sorumlu olduğum kaç adet ruh olduğunu, anne-baba rollerini, doğum ile gelen yaşam ruh haritamın üzerine çıkabileceğimi; Sufi ve İslam kökenli ruh harita okumaları doğum ismimi; Esma kaç nefesim olduğunu, nerede susup nerede konuşmam gerektiğini öğretti. Çin Astrolojisi ise her yıl ve yıllık 5, 7, 12 yıl döngülerinde neye dikkat etmem gerektiğini öğretti.
Doğum günü tarihime göre belirlenebilen bu kader ve karakter özellikleri, 2010 yılında yaşadığım ruhsal bir deneyim ile yeni baştan anlam kazandı. 2010’a Aralık ayında Palm Springs, Arizona’da Hindistan’dan gelen Oneness Blessing Givers (Birlik Bilinci Meditatörleri) ile yaptığımız çalışmada, yıllarca din ve/veya ruhsal yol kitaplarında okuduğumuz o her şey ile BİR olma halini deneyimledikten sonra yaşamım bir daha asla aynı olmadı. Ve o çalışmada önce egosal yüzlerim ile yüzleştim, yaşarken öldüm ve yeniden bir doğum anı yaşadım. Neden dünyaya geldiğimi anladığım gündü o gün.
Ardından aldığım ilham (büyük ruhun NEDEN–SEBEP üflemesi) ve gösterilen bir rüya ile yollara düştüm, yani önce yaşam amacımı buldum, ardından da onu paylaşmak için yola çıktım.
Yolda akıl ötesi deneyimler, şans eseri karşılaşmalar, tesadüfler, birbirinden güzel insanlar ile karşılaştım. Ve tüm bunlar ben yaşam amacımı paylaşırken, yani kendi kendimi gerçekleştirirken bana yolda işaret oldu; ışık tuttu, ne yöne doğru gitmem gerektiğini gösterdi. Yolda karşılaştığım yeni yöntemler ve felsefik yaklaşımlar, yaşam, kader, yaşam amacı ile ilgili bildiklerimi derinleştirmeme yardımcı oldu.
2007’den beri de tüm bu öğrenim ve edinimlerimi “Yeliz Rüzgar’la Ikigai – MANA” isimli çalışmamda anlatıyor ve katılımcılara kendi yaşam amaçlarını bulma yolunda ışık tutuyorum. Bir sonraki çalışmam 27 Mart günü Joint Idea, Kanyon’da. Katılmak istersen buradan biletini alabilirsin.
İlginizi çekebilir: Japonların ikigai, Sufilerin mana dedikleri şey nedir?