Yas tutan birine nasıl yardım etmelisiniz?
Sevdiğimiz biri vefat ettiğinde sıklıkla geri kalan hayatımızı bir daha onu görmeden, ona dokunmadan, birlikte vakit geçirmeden nasıl geçirebileceğimizi düşünürüz. Bir noktada, vefat eden kişinin varlığının hayatımızı kalın bir sis tabakası gibi sardığını, ancak bu sis tabakasının bir süre sonra dağılacağını fark ederiz. Bir zamanlar çok net hatırladığımız ayrıntılar artık puslu anılara dönüşecektir. Gamzeleri var mıydı, hep söylediği şey neydi, bana nasıl bakardı… Sevilen birini kaybetmek, bir insanın hayatının akışını değiştirmekle kalmaz, belki de ömür boyu sürecek bir acının tohumlarını atar. Böylesi bir durumda, değer verdiğimiz birinin acı çektiğini, büyük bir kayıp yaşadığını görmek, onu nasıl teselli edebileceğimiz konusunda zor anlar yaşamamıza neden olabilir. Ama biraz farkındalık ve doğru bir yaklaşımla acıyı paylaşabilir, yas tutan bir yakınımıza destek olabiliriz. Siz de sevdiği birini kaybetmiş bir yakınınıza yas sürecinde destek olmak istiyorsanız, bu adımlar yardımcı olabilir:
İyi bir dinleyici olun
Bazen yas tutan birine sunabileceğiniz en iyi şey sadece onu dinlemektir. Kişiye duyguları hakkında konuşmanın sorun olmadığı konusunda güvence vererek size açılmasını sağlayabilirsiniz. Ona “buradayım, yanındayım, seni dinliyorum, anlıyorum, acını paylaşıyorum” mesajını vererek yaşadığı kaybın hüznünü dindiremeseniz de kendisini bir nebze olsun rahatlamış hissetmesine destek olabilirsiniz. Yanındaki varlığınız ve yargısız bir şekilde dinlemeye hazır olmanız, yas tutan sevdiğinizin daha iyi hissetmesini sağlayabilir.
Saygı gösterin
Kişinin yas tutma biçimine saygı gösterin. Yas tutmanın doğru ya da yanlış yolu yoktur. Bir kaybın büyük hüznü evrensel olsa da, herkes ‘kendince’ duygularını yaşar ve yansıtır. Sizin tek yapmanız gereken sevdiğiniz, yanında olmak istediğiniz kişinin acısını ifade etme şekline saygı duymanız.
Ruh hali değişimlerini kabul edin
Yas tutan bir kişinin duygusal iniş çıkışları olacağının farkında olun. Keder, genellikle duygusal bir hız treni olarak tanımlanır. Sevdiği birini yeni kaybetmiş biri, bir an için kendini iyi hissedebilir ve çok kısa bir süre sonra zorlayıcı duygularla nasıl baş edeceğini bilemeyebilir. Bu iniş-çıkışlar yas sürecinin normal bir parçasıdır.
Tavsiye vermekten kaçının
Yaslı kişinin ne yapması ya da yapmaması gerektiği konusunda önerilerde bulunmaktan kaçınmak en doğrusu. Yaklaşımınız ne kadar iyi niyetli olsa da karşınızdaki kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle söylemlerinize ekstra özen göstermeli, tabiri yerindeyse ‘iki dinlemeli, bir konuşmalısınız.’ Tavsiye vermek yerine, yas tutan sevdiğinize kaybının, acısının ne kadar büyük olduğunu anladığınızı hissettirin.
Kaybı açıklamaya çalışmayın
Yaslı birini teselli etmeyi amaçlayan sözler, bazı durumlarda tam tersi bir etki yaratabilir; özellikle kayıp, farklı şekillerde tasvir edildiğinde… Örneğin, bir hastalıktan ötürü kişi sevdiğini kaybettiyse “artık acı çekmiyor, kurtuldu, Yaradan’ın takdiri” gibi söylemlerden ya da “hayırlısı buymuş, zamanı gelmiş” gibi cümlelerden uzak durmanızda fayda var. Çünkü, yas tutan birinin yaşadığı kaybın tasvirine ihtiyacı yok. Yalnızca dinleyerek yanında olmanız, onun için daha anlamlı ve yardımcı olacaktır.
Doğru sözler söylemeye özen gösterin
Tavsiye vermekten ya da acısını tanımlamaya çalışmaktansa sevdiğinizin kişiye mümkün olan en doğru cümlelerle yaklaşın. Örneğin, “kaybın için çok üzgünüm, senin için ne yapabilirim, neye ihtiyacın var, yanında olduğumu lütfen unutma, ihtiyaç duyduğunda beni arayabilirsin” gibi cümlelerle iletişim kurabilirsiniz.
İşlerinde yardımcı olun
Yas tutan birinin hepimizin günlük hayatındaki rutinlerle uğraşacak mecali, isteği, gücü, zamanı olmayabilir. Market alışverişi yapmak, evi temizlemek ya da yemek pişirmek gibi iş ve sorumluluklara elinizden geldiğince destek olarak yanında olduğunuzu ve onu önemsediğinizi hissettirebilirsiniz.
Acılarınızı yarıştırmayın
Belki benzer bir durum yaşadınız, belki büyük bir kaybınız oldu, belki de ‘size göre’ o acıyı en iyi anlayacak kişi sizsiniz ama deneyimleriniz ne kadar benzer görünüyor olsa da herkesin acısının biricik olduğunu unutmayın ve acılarınızı yarıştırma hatasına düşmeyin. Doğal bir tepki olarak, içgüdüsel olarak kendi acınızdan bahsederek onu daha iyi anladığınızı anlatmaya çalışıyor olabilirsiniz ama emin olan yas tutan birinin en son ihtiyaç duyacağı şey, acısını kanıtlamaya çalışmak olacaktır.
Fiziksel yorumlar yapmayın
Yas tutan bir yakınınızın kendisini toparlamasına yardımcı olmak için fiziksel bir yorum yapma ihtiyacı duyabilirsiniz, ancak içinizden yükselen o sesi susturmanızda fayda var. “Ağlamaktan gözlerin şişmiş, çok kilo vermişsin, yüzün bembeyaz, saçların çok kötü durumda…” gibi kendisini daha kötü hissetmesine neden olacak söylemlerden kaçının. Veya “Seni iyi gördüm, daha iyi görünüyorsun, rengin yerine gelmiş…” gibi sanki acısını unutmuş gibi hissetmesine neden olabilecek cümleler de kurmayın. O an iyi görünüyor olabilir ama gecenin bir yarısı ağlayarak saatlerce kendiyle baş başa kalıp kalmadığını bilemezsiniz. Hepimizin bildiği şey şu ki görünüşler, aldatıcı olabileceğidir.
Sabırlı ve hazırlıklı olun
Acının bir süresi, son kullanma tarihi yok. Sevdiğinizin yanında olmak istiyorsanız ve gerçekten yardımcı olmayı, destek olmayı umuyorsanız kendinizi iyi hazırlayın, çünkü yas gerçekten uzun sürebilir. Bu nedenle sabırlı olmanızda ve kendi bakımınızı da ihmal etmemenizde fayda var. Güç verecekseniz, önce o güç sizde olmalı.
Sosyal medya paylaşımlarınıza dikkat edin
Belki ilk bakışta akıllara hemen gelmeyebilir ya da zaman geçtikten sonra acının hafiflemiş olabileceği düşünülerek birtakım sosyal medya paylaşımları yapılabilir; ancak, acının bir son kullanma tarihi yok! Yani sevdiğiniz birinin yas sürecinin ne kadar süreceğini tam olarak bilemezsiniz, o da bilemez, kimse bilemez. Kaybettiği kişiyle bir fotoğraf paylaşarak onu etiketlediğinizde acısına tuz basabilir, duygusal tetikleyiciler yaratabilirsiniz. Yapmayın; paylaşmayın, etiketlemeyin ve mümkünse albümden fotoğrafları tek tek çıkararak da anıları yad etmeyin.
Yas tutan bir yakınınıza sunduğunuz destek konusunda ne kadar emin olamasanız da, en önemli şey gerçekten onunla ilgilenmeniz ve yardım etmek istemenizdir. Yas sürecini yaşayan bir kişi, destekleyici olmak için gösterdiğiniz samimi çabaları takdir edecektir.
Tüm bunların yanı sıra yas konusu üzerine çalışan psikoloji uzmanlarının da en çok üzerinde durduğu destek noktası, yukarıda da yer verdiğimiz gibi ‘dinlemedir’. 35 yılı aşkın bir süredir yas üzerine çalışan Donna Henes, ‘Sadece dinleyin, bu yas tutan biri için yapabileceğiniz en iyi şeydir.’ diyor ve ekliyor: “Zaman her şeyin ilacı ya da şu an daha iyi bir yerde gibi bir şeyler söylemek yardımcı olmadığı gibi rahatsızlık verici olabilir.” Benzer bir şekilde profesyonel yaşam koçu ve yas konusu üzerine çalışan Jennifer Kelman da bu yaklaşımı destekliyor ve yas tutanlara düzenli olarak hal hatır sormayı, onların yanında olmayı ve ‘ihtiyacın olursa buradayım’ hatırlatması yapmayı öneriyor. En önemlisi de Kelman, yas sürecinin herhangi bir zaman çizelgesi olmadığına dikkat çekiyor. “Yakınları, yas tutan insanın bir an önce bunu atlatması gerektiğini düşünebilir; fakat bu, yas tutanın üstünde bir baskı oluşturmak ve iyileşmesini ertelemekten başka bir şeye yaramayacaktır.” diyerek sabrın önemine vurgu yapıyor.
Son olarak belirtmekte fayda var ki yas tutan insanların iyileşmek için çok fazla zamana ve duygusal desteğe ihtiyacı vardır, bu nedenle yanında olduğunuzu ve ihtiyacı olduğu her an size ulaşabileceğini ona sık sık hatırlatın. Her zaman konuşmaya hazır olmasa da ihtiyaç duyduğunda sizin orada orada olduğunuzu bilmek bile çok rahatlatıcı olacaktır.
Yas sürecini ele aldığımız farklı yazılarımızı da göz atabilirsiniz:
- Yas dönemi psikolojisi: Bu zorlu süreci nasıl atlatabilirsiniz?
- Ayrılık psikolojisi ve yasın 5 aşaması
- Yas tutma hakkınızın farkında mısınız: Neşe kadar yasa da yer açın
- ‘Yürekte kırk mum’: Yas dönemi ve kederin ardından gelen kabullenme
Kaynak: helpguide.org, psychologytoday, cancercare.org, mind.org