X

Yarının endişesinden uzak: “Şimdi”ye aşık olmak

Bu konuda hepimizin farklı korkuları var; “bugün bir ilişkiye başlarken bize ne olacak, yarın ne olacak, gelecekte birlikte olabilecek miyiz, ya kaybedersem ne olur, evlenebilecek miyiz, o da benim istediğim şeyleri istiyor mu, ciddi bir ilişkide olmaya hazır mıyım?” gibi binlerce korku cümlesi… Hepsinin ortak noktası başlıkta da belirttiğimiz “şimdi” den bizleri çok ama çok uzaklara götüren “yarın” endişesidir.

Peki nedendir bu aklımızı karıştırmakta olan “şimdi”sizlik? Bununla aslında sadece ileriyi sorgulamayız, geriye de döneriz ve hatta geridekileri alır “bugüne” uyarlar gelecekte sorular halinde yarına taşırız… “Geçmiş ilişkimdeki gibi mi olacak, yine aldatılacak mıyım, yine mutsuz olacak mıyım, acaba güvenebilir miyim, bu söyledikleri geçmiş ilişkimdeki gibi beni mutsuz edecek mi, acaba daha önce olduğu gibi benim isteklerime karşı mı gelecek”? Ve işte bizler böylece farklı zamanlarda yaşanmakta olan tamamıyla farklı dinamiklere sahip ilişkileri, aşkları, sevgileri “karıştırıp” kocaman bir endişe topu yaratırız; “yarın ne olacak” topumuz ile duvarlara vurdukça, sanki köpüklü suya baloncuk oluşturmak için batırdığımız deliğin arkasından üflediğimiz zaman oluşan küçük hava kabarcıkları gibi binlerce endişe topu etrafa yayılıverir…

Önümüzü göremez oluruz, bazen o kadar çok yarın ne olur diye sorgularız ki bugünü yaşayamayız… Çok yakın bir dönemde kendim için paylaşabileceğim (bir itiraf diyelim) bir örnek verebilirim. Evet, korktum çok korktum, çok sorguladım “sonra ne olur, ben bunu yaparsam ne olur, istediğimiz söylersem ve istediğimi istediğim gibi yaşarsam nasıl olur, bu beni yarın nereye götürür, bana ne kazandırır, bana ne gösterir, yine üzülür müyüm, yine değersiz hisseder miyim, yine aynı durumlara düşer miyim”? O kadar fazla soru vardı ki aklımda, “sadece” bugün yaşayarak görmeye izin vermedim, hala izin veremedim, yani aslında kendim olmaya izin vermemekteyim. Sanki iki kolumdan kendi kendimi zincirlerle bir duvara bağlamışım gibi, evet anahtar hemen yanımda ama alıp da bu zincirleri açacak cesaretim bulunmuyor… Bulunduğum yerden kurtulmadıkça bunca korkum da içimden silinip gitmeyecek…

Ve diğer taraftan kendi kendimize “bugünü” yaşatmadıkça her an sorgulamaktayızdır “ya yaşasaydım ne olurdu, nasıl olurdu, neden demeyece cesaret edemedim, neden şimdiyi unutup yarının düşüncesi ile bugün yapabileceklerimi yapmadım” ve en önemlisi hala zamanımız varken halen bir his ile içimiz kavrulurken neden üzülmekten, güvensizlikten belki de sonunda yine ayrılmaktan korktum? Benim için bu soruların cevabı hala yok, belki bir gün gelecek ve o anahtara uzanıp kollarımı ve kendimi serbest bırakacağım. Sadece bugün “yaşayarak” verebileceğim cevapları bugünden “yarını sorgulayarak” bulmaya çalışmayacağım… Yarının “ne olur, nasıl olurları” ile yaşamaya korktuğum bu aşkı, belki bir gün her ne olursa olsun “kendimce” ve “kendim olarak” (yarını ve kim ne der sorusunu düşünmeden) yaşayabileceğim…

Sevgili Eckhart Tolle, muhteşem eseri Var Olmanın Gücü ile bakın bu durumu nasıl açıklıyor;

“…Hayat, daima şimdidir. Tüm hayatınız sabit olan şimdi’yle gerçekleşir. Geçmiş ve gelecek anlar bile sadece onları hatırladığınızda vardırlar ve siz bunu var olan tek anda, yani şimdiki an’da onları düşünerek veya olmalarını bekleyerek yaparsınız.

Peki, o halde bize neden çok an varmış gibi görünür? Öyle görünür, çünkü şimdiki an’ı olanlarla, yani içerikle karıştırırız. Şimdi’nin alanını o alanda gerçekleşenle, yani içerikle karıştırırız. Şimdiki an’ın içerikle karıştırılması, sadece zaman illüzyonunun değil, ego illüzyonunun da doğmasına neden olur.

…Her şey zamanın buyruğu altındaymış gibi görünür ama tümü de şimdi’de geçer. Bu bir paradokstur. Baktığınız her yerde, çürümüş bir elma, banyodaki aynaya baktığınızda gördüğünüz yüzle otuz yıl önce çekilmiş fotoğraftaki yüzünüz arasındaki fark gibi, zamanın gerçekliğini gösteren sürüyle dolaylı kanıt görebilirsiniz. Ama doğrudan bir kanıt asla bulamazsınız, yani zamanın kendisini doğrudan deneyimleyemezsiniz. Sadece şimdi an’ı, daha doğrusu şimdi an’da olanları yaşarsınız. Doğrudan bir kanıt olmadığına göre de, zaman diye bir şey yoktur ve var olan tek şey şimdi’dir.”

Özellikle ilişkilerimizde “şimdi”yi unuturuz, yarının “nasıl olur”ları ve “bugün aynı şeyi yaşar mıyım” sorunsalı, can-ım şimdiki anın önüne geçiverir. Bu iki kavram yani geçmiş ve gelecek endişesi, öyle güçlüdür ki çoğu ilişkimizde ya bugünü yaşayamayız ya da yaşarız fakat geçmişte veya gelecekte sürekli bulacağımız bir taşı, yani ayağımıza takılacak o taşı düşünerek; güvensizliği, sevgisizliği, ayrılığı, evlilik olasılığını, evlenememek olasılığını, yarın birlikte olup olmayacağımı olasılığını, gelecekte yeterince sevgide kalıp kalamayacağımız olasılığını…

Görmemiz gerekir ki bunların cevabını bugün vermemiz “mümkün değildir” yine de cevap bulabileceğimiz tek an ve yer “şimdi”dir; bu yüzden sadece şimdi sevme şansımız vardır, şimdi öpme şansımız vardır, aşkımızı itiraf etme şansımız vardır, sevdamızı yüreğimize gömme şansımız vardır, deli dolu aşk yaşama şansımız vardır, “ne olursa olsun kim ne derse desin” diyebilme şansımız vardır ve en önemlisi “şimdi”de olma şansımız vardır…

Bu şansı hissetmeye hazır mısınız, bugün, şimdi, şu anda aşk olmaya hazır mısınız?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale