Bazı insanlar için yardım istemek rahatsızlık verici ve kaçınılan bir durumdur. Birinden yardım istemektense her sorunla kendi başlarına savaşmaya hazırlardır. Gerekirse bütün kaynaklarını tüketirler ama yine de yardım istemezler. Bu tarz kişilere, yardım istemeden sorunlarının üstesinden gelenlere genellikle imrenilen bir gözle bakılır. Bu insanlar için çok güzel şeyler söylenir, hatta takdir edilirler. Nasıl da her şeyin üstesinden tek başına geldi!
Neyse ki son zamanlarda bu durum değişmeye başladı. Çünkü doğru olanın her şeyle tek başına savaşmak değil, yardım istemek olduğunu anladık. Aslında yardım istemeyerek güçlü olunmadığını, tersine nedensiz yere daha fazla yükün altına girildiğini ve bunun da kişiye daha fazla zarar verdiğini gördük. Çünkü sorunun kendisi aslında yardım istememek ya da isteyememek.
Ancak tüm bunlara rağmen yardım istemek bazıları için hala en zor şeylerden bir tanesi. Peki neden bu kadar zor geliyor yardım istemek?
1. Kendi ihtiyacının farkında olmamak
Her şeyden önce bu kişilerin yardıma ihtiyaçları olduklarını kabul etmeleri, kabul etmeleri için de bunu fark etmeleri gerekiyor. Bazı kişiler kendi ihtiyaçlarındansa başkalarının istek ve ihtiyaçlarına yönelik bir hayat sürüyorlar. O kadar başkalarına yönelik oluyorlar ki bir süre sonra kendilerini ve kendi ihtiyaçlarını görmüyorlar ya da bunları küçümseyerek önemsizleştiriyorlar. Çünkü öncelik her zaman başkalarının ihtiyaçları. Bazı durumlarda yardımı hak etmediklerine dair güçlü inanç da bu tutumu destekliyor. Hal böyle olunca nasıl yardım isteyeceklerini hiç öğrenemiyorlar. Çünkü hiç istememiş oluyorlar.
2. Yardım istemeye ve güçlü olmaya yüklenen yanlış anlamlar
Yardım istemekten kaçınma nedenlerinin biri de yardım istemeye yüklenen yanlış anlamlardır. Yardım istemenin tembellik, bir güçsüzlük göstergesi ya da tam tersi açgözlülük olarak görülmesi, kişinin “Her şeyi kendim yapmalıyım. Kimseye muhtaç olmamalıyım.” gibi çarpıtılmış düşüncelere sahip olması yardım istemenin önündeki en büyük engellerden. Bu inanç ve düşünceler kişilerin adım atmalarını engelliyor.
“Her şeyi kendim yapmalıyım.” düşüncesinin altında güçlü olma isteği yatıyor. Burada da karşımıza güçlü olmaya yüklenen yanlış anlamlar çıkıyor. Güce bu kadar odaklı olmak ve güce insani olan bütün duygu ve ihtiyaçlardan arındırılmış bir anlam yüklemek de başlı başına bir sorun. Bu noktada güçle olan ilişkiyi sorgulamak gerekiyor.
3. Yakınlık ve beraberinde gelen kontrolü kaybetme korkusu
Birinden yardım istendiğinde o kişiye eksik ya da zayıf olunan bir yön gösterilmiş oluyor. Bu da o iki kişi arasında bir yakınlık oluşmasını sağlar. Bazen de işte kurulan bu yakınlık, kişilerin yardım istemekten kaçmasına neden oluyor. Çünkü istemsizce kurulan bu yakınlık bazı kişilerde kontrolü kaybetme korkusunun ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu noktada kişilerin bağlanma stilleri öne çıkıyor.
Diğerleri kadar önemli olan diğer bir neden de reddedilmekten, karşılığını alamamaktan korkmak oluyor. Aslında yardım istemekten korkmak.
Kişilerin yardım istemekle kurdukları ilişkinin temelinde çocuklukta sorunlarla başa çıkma yöntemleri ve ebeveynlerin çocukla kurdukları bağın önemli bir etkisi vardır. Bununla birlikte yetişkinlik döneminde kurulan ilişkiler ve yaşanan olumsuz deneyimlerin de etkisi oldukça büyüktür.
Neden ya da tutum ne olursa olsun her şeye, herkese yetişmeye çalışmanın, bütün dünyayla kendi başınıza savaşmaya çalışmanın aslında kendinizi ihmal etmek olduğunu ve bunun kendinize yapabileceğiniz en büyük haksızlık olduğunu unutmayın.
İlginizi çekebilir: Duygusal yorgunluk nedir: Duygusal yorgunlukla başa çıkmak için 5 öneri