X

Yardım etme isteğimizin ardında ne var: Yardıma ihtiyacı olan belki de sizsinizdir

Bana iyi hissettiren kişisel gelişim eğitimlerine, seminerlerine katıldıkça bu çalışmaları başkalarıyla paylaşma çabam aşırıydı, bir zamanlar…

Büyük bir heyecanla yaşadıklarımı anlatıyor, farkındalıklarımı paylaşıyordum. İstiyordum ki herkes sorunlarının ardında yatan engelleri algılasın. Kendi değişim ve dönüşümünü başlatsın. Oynadığı kurban rolünden çıksın, ilişkilerini iyileştirsin, hayallerinin peşinden gitsin, kendine koyduğu, sınırlandıran düşüncelerden özgürleşsin, istediği gibi bir hayat yaşasın.

Hatta talep etmediği halde, çok kişiyi kolundan çeke çeke bana iyi gelen kişisel gelişim eğitim, seminerlerine, spiritüel çalışmalara götürmüşlüğüm vardır. Götürmenin yanı sıra parasını ödediğim de olmuştur.

Zamanla fark ettim ki deneyim hazır olana geliyor. Talep edene teklif ediliyor. Arayan zaten buluyor, soruyor, istekli oluyor. Niyetini koyup harekete geçiyor.

Ayrıca; bana iyi gelen başkasına da iyi gelir diye bir gerçek yok. Herkes yaşamını değiştirmek zorunda değil. Peki o zaman, neden bu kadar çabaladım?

İtiraf ediyorum Tanrı’dan çok Tanrıcılık oynadım. İnsanların şikayet etmek yerine şükredecekleri çok şey olduğunu göstermeyi, her şeyin pozitif tarafına bakmalarını sağlamayı, kendi güçlerini ellerine almaları için desteklemeyi kendime misyon edindim.

Gün geldi gerçekle yüzleştim. Yardım etme isteğimin ardına saklanmış yardım alma ihtiyacım varmış. Kurucusu olduğum “Ben zamanı” kişisel gelişim merkezimi dahi belki de bu ihtiyacın güdüsünden açmış olabilirim.

Her zaman güçlü görünmem gerekir“e inanan ben, yardım istemenin zayıflık, acizlik olduğuna inanmıştım. Toplumsal kodlamamız “Ele güne muhtaç olmamak!” virüs gibi benliğimi sarmıştı. Her şeyi kendi başıma yapabilmenin gücünden egocuğum çok fazla havalanmıştı.

Bir gün farkındalıkla birlikte uyandım. Kabul ettim. Yardım istemeyi, destek almayı kabul ettim. İltifat edildiğinde; “Gerçekten mi?” diye sormayı bıraktım. “Aldım, kabul ettim, teşekkür ederim” demeye başladım. “Birilerinin yardıma ihtiyacı var, onu uyandırmalıyım, içinde bulunduğu cehennemden kurtarmalıyım” sanrılarını bıraktım. “İsteyen istediğini vakti saati gelince yapar” düşüncesine geçtim. Rahatladım!

Şimdi bir danışanım; bir arkadaşı, kardeşi, annesi, babası, sevgilisi, eşi için arayıp da randevu istediğinde; “Gerçekten kendi istiyorsa, talebi varsa, izin ver beni kendi arasın” diyorum. Ne oluyor biliyor musunuz? Çoğu zaman o kişi o sorumluluğu almıyor, çünkü değişmesi gerektiğini düşünmüyor. Onun mevcut halinden rahatsız olan kişi ise “Neden ben bu kişiye bu kadar yardım etme gayreti gösteriyorum?” diye düşünmüyor.

Sevdiklerimizi iyileştirme isteğimizin ardında kendimizi iyileştirme ihtiyacımız olabilir. Önce kendimize bakalım. Yardım etme isteğimizin dengesini bulalım.

Kendi isteğiyle arayıp soranlara, yardım, destek isteyenlere, vakti saati gelenlere vesile oluruz elbette… Gerektiğinde!

Önemli olan denge!

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Yetişkin bir birey olmak için karar zamanı: Doğduğun aile mi, kurduğun aile mi?

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale