Yaratıcı fikirlere karşı beslenen gizli korkular

Toplum yaratıcılığa gerçekten değer veriyor mu? İnsanlar sürekli daha fazla yaratıcı insana ve fikre ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Peki isteklerinde samimiler mi? Psikolog Dr. Jeremy Dean’in, bu konuda paylaştığı bilgileri Uplifers olarak sizlere sunuyoruz.

Örneğin, öğretmenler genelde yaratıcı öğrencilerden pek hoşlanmazlar. 1995’te Westby & Dawson’ın yaptığı bir araştırma, ilkokul öğretmenlerinin en az sevdiği öğrenci tipinin yaratıcı olanlar olduğunu gösteriyor. Bu, muhtemelen sadece bu araştırmanın sonucu değil; genel olarak yaratıcı çocuklar kurallara uymayı pek sevmedikleri için sınıfta doğal olarak daha düzen bozucu bir hal alıyorlar.

okul

İş dünyasında ve akademide de yaratıcılıktan fazlasıyla bahsediliyor, fakat bu alanlarda da açık bir şekilde yaratıcılığın önüne geçildiğinin birçok kanıtı var. Kurumların liderleri yaratıcı fikirler istediklerini belirtseler de, kurallara uygun olma ve tek seslilik adına yaratıcılığın reddedildiğini gözlemliyoruz.

Yaratıcılığa karşı farkında olmadan sahip olunan önyargılar

2011 yılında Mueller ve ekibi tarafından yapılan bir araştırmada, insanların yaratıcılık hakkında söyledikleri ve aslında farkında olmadan düşündükleri arasındaki tutarsızlık test ediliyor. Bu çalışmada, açık ya da gizli ırkçılığı anlamak için kullanılan tipik bir teste başvuruluyor ve yaratıcılığa karşı gizli ya da bilinçsizce hissedilen önyargılar ölçülmeye çalışıyor.

Yapılan deneyler sonrasında Mueller ve ekibi, insanların emin olmadıkları durumlarda;

  • yaratıcı fikirlerle ilgili olumsuz düşünmeye daha yatkın olduğunu
  • ve yaratıcı fikirleri fark etmede daha fazla zorluk yaşadıklarını gözlemlediler.

yaratıcıBu bulgular, insanların, belirsizliği artırdığı için yaratıcı fikirlerden hoşlanmadıklarını ileri süren düşünceyi destekliyor. Düşünce akışı şu şekilde oluyor: “İşleri nasıl halledeceğimizi biliyoruz, bunu daha önce de yaptık ama yeni olan her şey gizemlidir. Dolayısıyla onu nasıl başaracağız? Pratik olacak mı? Neler kötü gidebilir?” vesaire…

İnsanlar belirsizlik duygusundan hazzetmezler; bunlar, genelde kaçınmak isteyeceğimiz durumlardır. Maalesef yaratıcılık da doğası gereği belirsizliği gerektirir, çünkü daha önce yapılmamış bir şeyi yapmayı deniyoruzdur. İnsanlar ne kadar belirsiz hissederse, gerçekten yaratıcı bir fikrin farkına varmak konusunda da o kadar zorlanırlar. Bu yüzden de, sırf belirsizliği hissetmemek için, toplum olarak kafamızı kuma gömüp şimdiye kadar yaptığımız şeyleri, aynı şekilde yapmaya devam ederiz.

Esasında yapmamız gereken, bu değişkenlik ve belirsizlik durumunu benimsemektir; ancak o şekilde yeni bir şeyler yaptığımızdan emin olabiliriz. Yaratıcılığınızı artırmak için, sizler için hazırladığımız “yaratıcılığa açılan 9 kapı” yazımıza göz atabilirsiniz.

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!