X

Yara izi nasıl geçer?

Cildimizde bir yara ortaya çıktığında, yaranın etrafında kolajen adı verilen bir protein toplanır ve onu onarır. Fakat bu süreç yara iziyle de sonuçlanabilir. Bazı ev çözümleri ise bu yara izlerinden kurtulmanıza yardımcı olabilirler. Kolajen ve tamir edilmiş deriden oluşan kısım genellikle yara izi olarak kendini gösterir. Bu doğal ve iyileşme sürecinin parçası olan bir durumdur. Bazı yara izleri zaman içerisinde ortadan kalkarlar ancak bazıları ise kalırlar. İnsanlar ise bunların daha az görünür olmaları için çaba gösterirler.

Basit çözümlerin bir kısmı yara izinin oluşumuna engel olabilirler, bazıları ise eski yara izlerinin görünümünü iyileştirirler. Bal gibi bazı çözümler ise yaranın iyileşmesine yardımcı olurlar ancak eski yara izlerini geçirmezler veya yara izi oluşmasına engel olmazlar. Ancak elbette yara izlerinin oluşumunu önlemenin en iyi yolu, iyileşme sürecinde yaraların bakımını iyi yapmaktır ve onların oluşumuna en baştan izin vermemektir.

Yara izi türleri

Yara izinizin türü aşağıdaki faktörlere bağlı olacaktır:

  • Alınan yaranın türü: Örneğin yara sivilceler, ameliyatlar veya yanıklar nedeniyle oluşabilir.
  • Doğal cilt türü: Bazı yara izi türleri aile boyunca görülürler ve cildin kalınlığı, dokusu ve rengi yara izini etkileyebilir.
  • Yaralanmanın konumu: Cilt bedenin bazı dış kısımlarında daha sert ve kalın olabilir ve bu da yara izinin görünümünü etkiler.

Yara izinin türünü bilmek, tedavi konusunda da yardımcı olur.

  • Keloid yara izleri: Keloid izler genelde yaranın kendisinden daha büyük olurlar. Kabarık ve koyu renklidirler, yara iyileştikten sonra da büyümeye devam ederler. Yara noktasında çok fazla kolajen birikiminden dolayı ortaya çıkarlar. Keloidler hareketi etkileyen, ağrı ve kaşıntılara sebep olabilen yan etkilere sahiplerdir. Cilt tonu koyu olanlarda daha yaygındır ve zaman içerisinde azalmaz.
  • Hipertrofik yara izi: Hipertrofik yara izleri de keloidler gibi çok fazla kolajen birikiminden dolayı oluşurlar. Genelde kabartılıdırlar ve rengi ciltten daha koyudur ama sadece yara bölgesini etkiler. Kaşıntılı veya ağrılı olabilir ancak cilt tamamen iyileştikçe bu şikayetler azalır. Zaman içerisinde daha az belirgin hale gelebilirler ama bu süreç genelde seneler sürer.
  • Atrofik yara izi: Atrofik yara izi derideki çukurlar gibi görünürler. Cildin kolajen dokusunun hasarından kaynaklanır ve genelde sivilce ve su çiçeği gibi rahatsızlıkların sonucunda ortaya çıkar.
  • Kontraktür Yara İzi: Bu iz türü cildin çok sıkı hale gelmesidir. Genelde yanık sonucunda olur ve ağrılı olabilir. Kasları ve altındaki sinirleri de etkileyebilir. Ayrıca etkilenen beden kısmının hareketlerini de bozabilir.
  • İnce çizgili yara izleri: Bunlar küçük bir kesikten veya ameliyatlardan kalan izlerdir. Çizgi genelde zamanla solar ve düzleşir. Ancak bu süreç 2 yılı bulabilir ve ardından hafif bir leke bırakabilir. Birkaç ay boyunca kaşınması da mümkündür.
  • Yaygın yara izi: Özellikle ameliyatlardan sonra çok görülür ve cerrahi kesik izinin esneyerek daha büyük hale gelmesi sonucunda oluşur. Genelde düz ve solgun izlerdir ve zaman içerisinde daha az fark edilir hale gelme eğilimleri vardır.

Basit Çözümler

Pek çok losyon, krem ve başka ürün üreticisi, yara izlerinin görüntüsünü azalttıklarını iddia ediyor ancak bu iddiaları kanıtlayacak kanıtlar pek mevcut değiller. Evde yara izini geçirmek isteyenlerin aşağıdaki seçenekleri değerlendirmeleri mümkün olabilir.

Silikon Jel

Silikon yeni yara izlerinin görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir ancak eski yara izleri konusunda fayda sağlamaz. Çok uzun yıllardır kullanılan silikon kağıtları ve jellerinin yara izi oluşma sürecini engellediği ve görüntüyü iyileştirdiği belirtiliyor. Ayrıca ameliyat ve sakatlanmalardan sonra doktorunuz tedavi sürecinde bu jellerden yazabilir ancak reçetesiz olarak alıp kullanmak da mümkündür. Silikonun yan etki riski çok düşüktür ve genelde kolay ve ağrısız kullanım olanağı sunar.

Soğan Ekstresi

Yara izi tedavisi için bilinen en etkili doğal çözümlerden bir tanesi soğan ekstresidir. Bu ekstreye sahip olan ürünler reçetesiz olarak alınabiliyorlar. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre yara izlerinin 4 hafta içerisinde yumuşayarak iyileşmelerine olanak tanıyor. Ayrıca 2020 yılında yapılan bir araştırmada 120 sezaryen geçirmiş olan kişiye 6 ay boyunca ya soğan ekstreli jel verilmiş ya da hiç bir şey verilmemiş. Jeli kullananların yara izlerinin daha az belirgin olduğu, renk değişiminin daha az olduğu ve yara bölgesine kan akışının daha iyi olduğu görülmüş.

Yara izini ne kadar erken tedavi ederseniz, sonuç o kadar iyi olur. Yara izi oluştuktan seneler sonra müdahale etmek, ev çözümleri ile çözüm bulmayı olanaksız kılacaktır. Bu tip izler için kortizon iğneleri ve mikro iğneleme gerekli olabilir. Bu yüzden yara izine oluşmaya başladığı anda müdahale etmek gerekir.

Kimyasal Peeling Ürünleri

Soyucu maddeler barındıran kremler, maskeler ve serumlar ölü cildin dış kısımlarının atılmasını sağlarlar ve böylece daha yumuşak bir görünüme yardımcı olurlar. Bu da özellikle sivilce izleri konusunda yardımcı olabilir. Aşağıdaki aktif bileşenler yara izlerinin görüntüsünü iyileştirebilirler:

  • glikolik asit
  • troklorasetik asit
  • laktik asit
  • alfa hidroksi ve beta hidroksi asit
  • salisilik asit

Bir cildiye uzmanı ürünler konusunda yardımcı olabilir ve tedavi verebilir. Reçetesiz olanlar genelde doktorun uygulayacağı ürünlerden daha güçsüz olurlar. Ayrıca bu ürünleri kullananların 50 üstü korumaya sahip güneş kremlerinden kullanmaları gerekir.

İlginizi çekebilir: AHA ve BHA nedir?

Güneşten Korunma

Güneşten korunma sadece yara izlerini azaltmayacak, aynı zamanda yaraların yanmasına ve daha görünür olmalarına engel olacaktır. Yara dokusu güneş ışığına karşı hassastır ve kolayca yanabilir. Yara izi olanlar şunlara dikkat etmeliler:

  • Ameliyat veya yaralanma geçirenler yara izlerini en az 18 ay boyunca güçlü bir güneş kremi ile korumalıdırlar.
  • Krem dışarı çıkmadan 1 saat önce uygulanmalıdır.
  • Şapka takmak yüz bölgesini korumakta yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Gündüz koruyun, gece onarın: Cilt bakımında mutlaka bilmeniz gereken ipuçları

Makyaj

Tıbbi makyaj yara izlerinin görünümünün azaltılmasına yardımcı olacaktır. Yara izini ortadan kaldırmaz ancak onun sebep olduğu psikolojik etkiyi azaltabilir. Cildiye uzmanı şu şartları sağlayacak bir tıbbi makyaj önerecektir:

  • yara izinin görünümünü azaltan
  • lezyonu arttırmayan
  • kişinin cilt tonuna ve hassasiyetine uyan
  • diğer reçeteli ürünler ile etkileşime girmeyen
  • cildin belli bölgelerine uygun olan
  • kullanımı kolay olan

Ayrıca bu ürünlerin doğru kullanımı için bir eğitim de verilebilir.

Baskı Terapisi

Elastik bandajlar, basınçlı çoraplar ve diğer kıyafetler de yara üzerine baskı yaparak yara izini azaltabilirler. Ancak bu durum rahatsız edici olabilir ve kişinin bir fark görmesi için bunları 6-12 ay boyunca kullanması gerekebilir.

Diğer Çözümler

Yara izlerini geçirdiği söylenen pek çok başka çözüm var ancak bunların verimliliğine dair kanıtlar yok. Bunların bazıları şöyle:

  • Aloe vera: Bazı çalışmalara göre aloe vera cildin nemli kalmasını sağlayabilir ve yaranın iyileşmesine yardımcı olabilir ancak yara izlerini geçirdiğine dair herhangi bir kanıt yok.
  • Bal: Bilim insanları bazı kanıtlarda balın yaranın iyileşmesine yardımcı olduğunu görmüş durumdalar ancak yara izi oluşumunu önleme konusunda bir etkisinin olduğu düşünülmüyor.
  • Bitkisel yağlar: Bir çalışmaya göre safran, zeytin ve bazı diğer bitkisel yağların bir karışımının keloid olmayan yara izleri konusunda yardımcı olduğu belirtiliyor ancak bu konuda daha fazla araştırma gerekiyor.
  • E vitamini: Pek çok insan E vitamini kullanır ancak araştırmalara göre yara izi konusunda herhangi bir fark yaratmıyor.
  • C vitamini: Bu antioksidan kolajen üretiminde rol oynar ama yara izleri konusunda yardımcı olup olmadığı bilinmiyor.

Bu bileşenler cildi yumuşatabilir ve sakinleştirebilirler ve kullanımları muhtemelen güvenlidir. Ancak yara izlerinin azaltımı konusunda yardımcı olup olmadıkları bilinmiyor.

Önleme

Eski yara izini geçirmek çok zor olabilir ancak yara izini iyileşme süreci içerisinde önlemek çok daha kolaydır. Genel öneriler şöyle:

  • Bölgeyi temiz tutmak: Hafif bir sabun ve su, çoğu küçük kesik ve sıyrığa iyi gelir. Bölgeyi her gün en az bir defa temizleyin.
  • Kurumasına izin vermemek: Çalışmalara göre nemli ortam yara dokusu oluşumu ihtimalini azaltıyor.
  • Dikişleri önerilen şekilde aldırmak: Dikişlerin çok geç alınması veya çok erken alınmaları yara iyileşme sürecini bozar. Bu nedenle doktorunuzun önerilerini takip etmelisiniz.
  • Vazelin kullanmak: Vazelin cildi nemli tutar ve kabuk oluşumuna engel olur.

İlginizi çekebilir: 8 doğal çözümle cilt lekeleri nasıl geçer?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale