Yarattığımız robotların bize savaş açıp dünyayı ele geçireceğine dair korku dolu distopik eserler üretiledursun, bilim insanları harıl harıl yapay zeka konusunu araştırmaya devam ediyor. Son birkaç yılda yapılan çalışmalar gösteriyor ki artık yapay zekanın olurunu olmazını değil, insana ne kadar yaklaşacağını konuşuyoruz. En hararetli tartışma konularından biri ise elbette insanı insan yapan özelliğin, yani duyguların, insana özgü kalması gerekip gerekmediği…
Zihnin nitelikleri arasında hafıza, dikkat, mantık, içgörü, problem çözme ve iletişim kurma gibi yetenekler, bilinç dışı süreçler ve duygular yer alır. Peki zihni, beyinden ayrı düşünmek mümkün ve doğru mu? Amerikalı psikiyatrist Glen O. Gabbard’a göre hayır, değil. Gabbard, 2005 yılında yayınladığı bir makalede beyin ile zihin arasındaki ilişkiyi “zihnin, beynin aktivitesi olduğunu” söyleyerek açıklıyor. Buna göre beyin bir organ, bir konut; zihin ise bir düşünce ve bilinç halidir ve buna duygular da dahildir.
O halde, yapay zekada duygunun yeri var mı? Luiz Pessoa’nın bu ay Science & Society dergisinde yayınlanan makalesine göre, gerçekten insan gibi davranan robotların “işletim sistemlerinde” duygulara dair veriler de olması gerekiyor. Pessoa, otonom, yani kendi kendine bilgiyi işleyip sebep-sonuç ilişkisi kurabilen ve karar verebilen mekanizmaların bu değerlendirmelerine duyguyu da dahil etmek gerektiğini savunuyor.
Pessoa, duyguların önceliklendirme ve aksiyona geçme konularında robotlara hız kazandıracağını da düşünüyor. Yani yapay zekanın bir insan kadar hızlı düşünüp karar verebilmesini sağlamak için ona duygu gibi doğal ve güçlü bir itici güç eklenebilir. Bunlar aynı zamanda doğallığı ve gerçeğe yakın insan tepki, mimik ve jestlerini taklit etmekte de yardımcı olacak.
Duygusal ve bilişsel aktivitelerin sözde olduğu kadar kolaylıkla birbirinden ayrılamayacağını söyleyen Pessoa, “duygu işleri karmaşıklaştıran ve sonuca varmayı engelleyen bir etken gibi görünse de, beynin motivasyon ve algı ile ilgili alanları duygularla çok içli dışlıdır” diyor. Yani robot mimarisi de duyguların da yer alması son derece önemli. Üstelik duyguları sonradan eklenen bir telefon özelliği gibi değil, yapay zekanın bilişsel aktivitelerine yedirerek, bir parçası olacak şekilde yüklemek gerekiyor.
İlginizi çekebilir: René Descartes yapay zekanın kurucusu mudur?
Kaynaklar:
Deric’s Mindblog
Cell
Cognifit