X

Yapay zeka ile gerçek korkularımızı yenebilir miyiz?

Cambridge, Japonya ve Amerika’daki bilim insanlarının ortak çalıştıkları proje, yapay zeka ve beyin görüntülemesi yardımıyla korkuların beyinden silinebileceğini gösteriyor. Peki yapay zeka dediğimiz öğrenen bilgisayarlar aracılığıyla bu korkularımızı yenmemiz nasıl mümkün olacak?

Tam çalışmasını anlamadan sürekli çalıştırdığımız vücudumuzdaki tek organ olan beyin, hala aydınlatılmayı bekleyen pek çok gizem ile dolu. Korkunun beyinde nasıl oluştuğu ise bu gizemlerden sadece biri. Oluşma mekanizması hala tam olarak çözülmese de hayatta kalmanın en temel işlevlerinden biri olduğu bilinmektedir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda; korkudan sorumlu beyin bölgesi, beynin en derin katmanında bulunan küçük badem şeklindeki amigdala olarak gösterilmişti.

Fakat 2013’te Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmada; amigdalanın işlevini yitirdiği durumlarda dahi korku duygusunda herhangi bir değişme olmadığı gösteriliyor. Beyninin bu bölgesi hasarlı olan bir hastaya yapılan ilk çalışmada, dehşet verici korku filmleri ve nefret ettiğini dile getirdiği örümcek ve yılan videoları hastaya izlettiriliyor. Hasta, en ufak bir korku belirtisi göstermediği gibi, beyninin amigdala bölgesinde de bir aktiviteye rastlanmıyor. Bunun üzerine bilim insanları beynin en karmaşık işlemlerinden olan korkunun nasıl oluştuğunu bulmak için çeşitli yöntemler uygulamaya başlıyorlar.

İlgili yazı: ‘Fobiler’: Neden korkuyoruz?

Araştırmacılar, ‘Decoded Neurofeedback’ adlı yöntemde korku esnasında aktifleşen beyin bölgelerini tespit edip, bu korku hafızasına ilişkin karmaşık örüntüleri bulmayı amaçlıyor.

Korku hafızasını okumaya ve ayrıştırmaya çalışan ‘Decoded Neurofeedback’, bu yöntemlerden biri. Bu yöntemde amaç; görüntüleme yöntemiyle korku esnasında aktifleşen beyin bölgelerini tespit edip, bu korku hafızasına ilişkin karmaşık örüntüleri bulmak. Daha sonra yapay zeka yardımıyla bu örüntülerin bilgisayara öğretilmesi sağlanıyor ve hedefe yönelik ödül sistemi ile bu korkuyla ilişkili hafızalar beyinden silinmeye çalışılıyor.

Bu amaçla araştırmacılar, 17 sağlıklı katılımcıyı ilk olarak Pavlov’cu korku koşullanmasına maruz bırakıyorlar. Bilgisayardan gösterdikleri ev ve yüz fotoğrafları gibi nötral görüntüler sırasında katılımcılara zararlı olmayan ama rahatsızlık hissi uyandıran elektrik şoku veriliyor. Böylece beyinlerinde belirli bir görüntüye karşılık gelen korku hafızası oluşturuyorlar. Bu korku hafızasına ilişkin örüntüler çıkarıldıktan sonra deneyin ikinci aşamasına geçiliyor ve kişinin farkına varmadan oluşan korku hafızası siliniyor.

Çalışmanın yürütücüsü, Kyoto Enformasyon ve Yapay Sinir Ağları bölümünden Dr. Ai Koizumi; yaptıkları çalışmayı şu şekilde açıklıyor:

“Hafızanın daha önce acı verici bir şok ile ilişkilendirilen bölümünü yeniden programlayıp, olumlu duygularla ilişkilendirmeye çalışıyoruz.”

Peki bu yeniden programlama nasıl oluyor?

Yapay zeka yardımı ile, kişinin dinlenme anında bile beyninde korku hafızasına ilişkin örüntüler bulunuyor. Daha sonra hedef odaklı ödüllendirme ile bu çözümlenen –decoded– örüntüler silinmeye çalışılıyor. Bu silme işlemi için araştırmacılar ufak miktarlarda para ödülü kullanıyorlar; fakat katılımcılar bu parayı ne için aldıklarını bilmiyorlar. Aldıkları ödülün beyin aktiviteleri ile ilişkili olduğu söylenmesine karşın bu ilişkinin varlığı açıklanmıyor.

Katılımcılara ödül aktivitesi karşılığında bilgisayarda yaptırılan iş, her bir deneğin daha önce elektrik şokla oluşturulan beyin aktivitesi ile aynı yolları kullanıyor. Bu şekilde yavaşça yeni oluşan olumlu hafızanın eskiden kalan olumsuz hafıza üzerine yazdırılması hedefleniyor. 3 gün süren bu çalışma sonucunda; katılımcıların korku hafızalarına ilişkin beyin bölgelerinin aktifleşmediği gibi, korkunun en temel göstergelerinden olan deri-terleme cevabının da görülmediği fark ediliyor. Aynı zamanda katılımcıların deneyden önce ve sonra amigdala etkinlikleri de inceleniyor ve korku sırasında aktifleştiği gözlenen amigdalanın bu etkinliği de 3 gün sonunda siliniyor.

Bu çalışmada kullanılan yapay zeka ile korku hafızasına ilişkin yolların bulunması yöntemini araştırmacılar, güçlü fobileri veya travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerde de kullanmayı planlıyorlar. Daha yoğun korkularda silme işleminin süresi daha uzayacak olsa da insanlar ilaç tedavisinin yan etkilerinden kurtulabilecekler.

Sinem Serap: Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği'ni bitirdiğimde beynin artık hayatımın vazgeçilmez bir parçası olacağını biliyordum. Çocuklukta başlayan beyin-zihin ilgim sonunda akademik ortama taşındı ve şu anda doktora çalışması şeklinde devam ediyor. Beyinden sonra en büyük tutkum olan su altı, beni serbest dalış denemelerine, oradan meditasyona ve oradan da yogaya götürdü. Yaklaşık 1 sene önce yoga eğitmeni sertifikamı alsam da bu yolda hala öğrenci kalmaya devam ediyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale