X

Yapay zeka çağında kendimize güvenmek bazen neden daha zor?

AI’nin hızla gelişmesi, “Gerçekten yeterli miyim?” sorusunu akıllara getiriyor. Terfi aldığınızda, yeni bir göreve geldiğinizde ya da yeni teknolojilere uyum sağlamanız gerektiğinde, “Bu işi ben mi yapmalıyım yoksa bir AI mı daha iyi?” düşüncesi zihninizi kurcalıyorsa yalnız değilsiniz. Bu durum, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde Imposter sendromunun artmasına da sebep olabiliyor.

Manfred Kets de Vries  “The Dangers of Feeling Like a Fake” makalesinde, imposter sendromunu yani başarıları şansa bağlamak, yüksek beklentiler altında kendini yetersiz hissetmek ve hata yapmaktan korkmak gibi durumlarla yaşadığımız o hissin özellikle terfi dönemlerinde karşımıza nasıl bir engel olarak çıktığından bahsediyor. Özellikle, yeni sorumluluklar ve daha fazla görünürlük, bu duyguları artırabiliyor. Gelişen teknoloji de bu duyguları besliyor.

Öte yandan, her ne kadar genel bir konu olduğuna inansam da bu konunun kadınlar özelinde de etkileri var. Time dergisinde yayımlanan “Women in the AI Revolution” makalesi, özellikle kadınların teknoloji ve yapay zeka alanında yeterliliklerini sorgulama eğilimine dikkat çekiyor. Kadınlar, çoğu zaman başarılarının şans ya da destekleyici politikalar sayesinde olduğuna inanırken, bu durum onların yetkinliklerini sorgulamalarına neden olabiliyor. Böylece, AI çağında hem cinsiyet hem de teknolojik gelişmelerin yarattığı baskı, imposter sendromunu daha da derinleştiriyor.

Peki, bu kaygıyla nasıl başa çıkabiliriz? Sürekli öğrenme, mentorluk desteği ve teknolojiyle uyum içinde çalışma stratejileri, imposter sendromunu yenmede etkili olabilir, burada teknolojik partnerler edinmek ve bence tersine mentorluk alarak yakınlarınızdaki teknolojiye adapte gençlerden ilham almak tartışmasız çok faydalı. 

AI’nin yükselişiyle birlikte imposter sendromu daha belirgin hale gelirken, bugün niyetim yalnızca bir zorluktan bahsetmek değil; aynı zamanda kişisel ve profesyonel gelişim için bir hatırlatma. Bu sorular üzerine düşünmek ve onlarla yüzleşmek, AI ile işbirliğini artırmak için her gün yeni bir fırsat var önümüzde. Fırsatlarla barışık, verimli bir hafta diliyorum.

İlginizi çekebilir: Katalist olmak: Farklılıkları buluşturmak

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.
İlgili Makale