1992 yılında 12 yaşında bir kız çocuğu Birleşmiş Milletler toplantısına katılarak, yüzlerce ülke elçisinin önünde, 9 yaşındayken arkadaşlarıyla birlikte kurduğu sivil toplum kuruluşu adına bir konuşma yaptı.
Yukarıdaki cümle size anlaşılmaz, ürkütücü ve imkansız geliyor olabilir. Onlarca insanın karşısına onları eleştirmek ve doğru bildiklerini savunmak için çıkmak her insanın, hele de bir çocuğun harcı değil diye düşünebilirsiniz. Ancak bu konuşma gerçekleşti: Severn Cullis-Suzuki adındaki kız, kendi imkanlarıyla hem daha önce hiçbir çocuğun davet edilmediği toplantıya katılmayı, hem de kendine bir oturum kapmayı başardı ve Dünya’nın endişe verici geleceği hakkında söylemek istediklerini söyledi. Üstelik, sonraki toplantılara çocukların davet edilmesinin de önünü açmış oldu.
Zaman zaman sesimizi yükseltmek ve düzene karşı çıkmak istediğimizde pek çok şey bizi durdurur. Kalabalık önünde konuşma korkusu, bir şeye ses çıkaran tek kişi olma ve göze batma çekincesi, işimizi, ilişkimizi kaybetme ya da arkadaşımızla arayı bozma endişesi bunlardan yalnızca birkaçı. Ancak, söylemediğimiz şeylerin bizi ve vicdanımızı kolay kolay rahat bırakmadığı ortada.
Söyleyecek bir şeyi olduğunu düşünen siz Uplifers okurları için, sesinizi yükseltmekten çekindiğiniz zaman hatırlayabileceğiniz birkaç öneri listeledik:
1. Konuşmaktan çekinmeniz, konuşmaya hazır olduğunuz anlamına gelebilir.
Yaş ilerleyip hayatla ilgili daha çok fikir sahibi oldukça, evrende bir noktacık oluşumuz daha çok göze çarpıyor. Dünyanın bizim ve hislerimizin etrafında dönmediğini fark etmek, “acaba bu konuda doğru mu düşünüyorum?” şüphesine kapılmamıza neden olabiliyor. Ancak büyüdükçe gelişen bir iç sesimiz var ve eğer bu iç ses bir şeyin yanlış olduğunu bas bas bağırıyorsa, onu duymazdan gelmek akıllıca olmaz. Henüz hazır olmadığınızı, sesinizi yükseltmeye yetkin olmadığınızı düşünmek de bir büyüme belirtisidir ve sandığınızın aksine, hazır olduğunuz anlamına gelebilir.
2. Çoğu çatışma iletişim bozukluğu ya da yoksunluğundan kaynaklanır.
Karşınızdakinin ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışmak ve çeşitli anlamlar yüklemek, gereksiz bir zaman kaybı olduğu kadar, sosyal çatışmaların da başlıca nedeni. Yüz yüze iletişim yerine e-posta ve mesaj gibi sanal yollarla iletişim kurmak dahi beden dili, tonlama gibi çok önemli faktörleri ortadan kaldırdığı için yanlış anlaşılmalara neden oluyor. Hal böyleyken, düşündüklerimizi dile getirmemek bir seçenek değil; yeter ki doğru zamanı, yeri ve üslubu bulalım.
3. Ses çıkarmak, destek bulmanın ilk adımıdır.
İçinizden geçenleri, yanlış gittiğini düşündüğünüz şeyleri dile getirmek, insanlardan destek toplamak için atılacak ilk adımdır. Şayet fikirlerinizi kendinize saklarsanız, sizinle aynı şekilde düşünen / hisseden insanları nasıl bulabilirsiniz ki?
4. Sözcükler sihirli olabilir.
Küçükken hayati önem taşıdığını düşündüğümüz şeyler büyüdükçe önemini yitirir. Asla unutmayacağımızı düşündüğümüz şeyleri unuturuz. Erkek arkadaşımızla ettiğimiz ve ardından saatlerce ağladığımız o kavga bize komik bile gelebilir. Ancak bize zor zamanımızda yardımcı olmuş insanları asla unutmayız. İşte bu yüzden de iletişim çok önemlidir. Sözcükler sihirli olabilir, bizi bulunduğumuz bataklıktan çıkarabilir. Zaman zaman bir şeye isyan etmek, sizinle birlikte isyan edecek birilerini de bulmanıza ve onların hayatınızda sağlam bir yer edinmesine yardımcı olabilir.
5. Kendimizi sessizliğe mahkum etmek bir nevi işkencedir.
“Durgun sular derin olur” düsturuna inanıp, sessiz kalırsanız daha ağırbaşlı, oturaklı ve bilge görüneceğinizi düşündüğünüz olmuştur. Oysa bilgelik kişinin içinden geldiğinin aksini yapmasında değil, kendisinin en iyi versiyonu olmasında saklı. Patavatsız, boşboğaz ya da kaba olmaktan bahsetmiyoruz. Fakat insanlara kendimizi kabul ettirmek, daha sevilesi biri olmak gibi nedenler adına susmak, kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülüklerden biri.
6. Sesinizi yükseltmek, “tepenize çıkılmasına” engel olur.
İnsanların çok farklı huyları ve birbirlerinin sinirini zıplatan türlü çeşit hareketleri olabilir. Size yanlış, düşüncesizce ya da kaba gelen bir davranış şekline karşı susmak, bu hareketlerin aynı şekilde devam etmesinin yolunu açar. Bir arkadaşınızın her şeyi fazla dramatize ettiğini mi düşünüyorsunuz? Bunu ona söylememek hem o davranışa maruz kalmaya devam etmenize, hem de onların hareketlerinin sonucunu göremedikleri için aynı şekilde devam etmelerine neden olur. Bu durumda en iyisi, uygun bir dille karşınızdakiyle yüzleşmektir.
İlginizi çekebilir: Doğru şekilde iletişim kurmanın yolu
Kaynaklar:
Marc & Angel
We Canada