Yanlış duygu diye bir şey yok, onları kabul etmekten çekinmeyin
Duygularımızı kabul etmek her zaman kolay bir şey değil. Bunu zorlaştıran en önemli unsur da bazı duyguların kendisinden kaynaklanır; suçluluk ve utanç gibi… Bazen bazı duygularımızdan ötürü suçluluk veya utanç hissettiğimizde, duygularımızı ifade edemeyebiliriz. Oysa duygu konusunda yanlış veya uygunsuz diye bir kavram olmadığını, o duyguyu hissetmemizin de bir nedeni olduğunu kabul edersek, duygularımızı doğru ifade edebilmemizin temelini sağlamış oluruz.
Doğru ya da yanlış duygu yoktur. Duygu sadece hissedilir ve hissettiğiniz bir şeyin doğruluğu değerlendirilemez. Duygu sonucunda yapılan davranışlar değerlendirilebilir. Duyguların değerlendirilmesi ise hiçbir zaman objektif bir değerlendirme olmaz.
Duygularımız kişilik özelliği de değildir. “Bu benim kişiliğim, o nedenle diğerleri buna göre davransın” şeklinde düşünmek hissettiğimiz duyguyu kişilik kılıfına sokarak duygu ve davranışlarımızın sorumluluğundan kurtulma çabasından başka bir şey değildir. Böyle yaparak davranışlarımızın bir seçim veya tercih olduğunu reddetmiş oluruz. Bu da davranışları, sanki kontrolümüz dışında gerçekleşen olgular olarak görmek ve aldığımız kararların sorumluluğunu üstlenmemek anlamına gelir.
Kişinin kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmemesi, özellikle yakın ilişkilerde ciddi sorunlar yaratıyor. Kimse kardeşinin, annesinin, babasının, sevgilisinin, eşinin veya en yakın arkadaşının yaptığı davranışların sorumluluğunu anlamasını istemez.