X

‘Yandım bittim sendromu’: Tükenmişlik sendromu ile nasıl mücadele ederiz?

Yazılarımda genel olarak anı keyifli ve dolu yaşayabilme, bireysel farkındalığı artırabilme ya da gelecekle ilgili bir plan yaparken kontrolü elimize alabilme temalarına yer veriyorum. Maalesef 6 Şubat’tan bu yana yaşadığımız kederli dönem nedeniyle ben de olumlu duygularıma çok tutunabilmiş değilim. Belki hepimize faydası olur diye bu ay tükenmişlik (burnout) sendromundan bahsedeceğim. Gülse Birsel’in kaleme aldığı dizide yer alan Burhan Altıntop karakterinin de deyimiyle “yandım bittim sendromu”.

Bu konuyu seçmemin bir başka nedeni ise 2019 yılında bu durumu neredeyse yaşamış ve bu yazımda sizinle de paylaşacağım bazı önlemlerle kendimi bu durumdan kurtarabilmiş biri olarak son dönemde yine benzer tehditlerle yüz yüze gelmiş olmam.

Daha önce Stres Her Zaman Kötü Değildir: Optimum stres seviyesini bulun başlıklı yazımda Yerkes-Dodson eğrisinden bahsetmiştim. O eğride üzerimizdeki baskı seviyesinin artması ile tükenmişlik sendromunun oluşabileceğini ve performansımızın dramatik şekilde düşebileceğini görmüştük.

Burnout terimi ilk kez Amerikalı bir psikolog olan Herbert Freudenberger tarafından bilimsel bir makalede kullanılmış daha sonra Christina Maslach tarafından duygusal tükenme, benliğini kaybetme, kendine yabancılaşma ve iş hayatındaki başarılarıyla ilgili duygusuzlaşma olarak tanımlanmıştır. 2019 yılında da Dünya Sağlık Örgütü, tükenmişliği bir sendrom olarak literatüre almış ve tükenmişliğin tanımını “kişinin kronik iş stresi nedeniyle tükenmiş hissetmesi, yaptığı işten zihinsel olarak uzaklaşması, işi ile ilgi olumsuz ya da alaycı duygularının artması, profesyonel etkinliğinin azalması” olarak yapmıştır. Henüz bir sağlık sorunu ya da zihinsel bozukluk olarak sınıflandırılmamıştır.

Tükenmişlik sendromu, duygusal olarak çaba gerektiren durumlara uzun süre boyunca maruz kalma sonucunda fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamda tükenme durumuyla oluşur. Sendromu yaşayan kişi kendini genelde yorgun ve her şeyden bıkmış hisseder. Bu bıkmışlık hali çoğunlukla kişinin kendini adamış olduğu bir durumun, yaşam biçiminin, işinin ya da ilişkisinin beklenen karşılığı (ödülü) vermemesi nedeniyle gerçekleşir. Tutkulu ve kendini adayan kişinin, hayatının anlamı yaptığı ya da kimliğinin bir parçası haline getirdiği bir işi ya da kariyeri konusunda yaşadığı derin bir hayal kırıklığı ile ortaya çıkabilir.

Tükenmişlik sendromu yaşayan kişi genel olarak sabah uyanıp işe başlamakta zorlanır, uyumasına rağmen yorgun hissedebilir, işte ya da iş dışında sağlıklı ilişki kurmakta zorlanabilir. Kendini insanlardan izole edilmiş hissedebilir. Bulunduğu ortamı sürekli olarak eleştirir. İş ilişkilerinde duygusallıktan kaçınır ve karşısındakilerin de duygularını önemsememeye başlar ve bunun sonucunda empati yeteneği zayıflar. İş değiştirme fikrine yönelebilir ancak duygusal olarak böyle bir aksiyona geçmekte de zorlanır. Kendini değersiz ve çaresiz hisseder. Genel olarak morali düşüktür ve olayların içindeki olumlu tarafı görmeyi başaramaz. Önce işle sonra da hayatla başa çıkamayacağını düşünür.

Tükenmişlik sendromunu nasıl engelleyebiliriz?

Her yıl en az 2 hafta blok olarak izin alın ve rutin ortamınızdan uzaklaşın: Aslında çalışanlar için bu bir yasal zorunluluk ancak zorunluluk dışında da bu iki hafta, iş nedeniyle yaşadığınız stresin azalması, vücudunuzun ve beyninizin sıfırlanması ve kendini yenilemesi için gereken bir süre. 2 haftalık izin sonrasında düşüncelerinizin daha netleştiğini ve hafızanızın güçlendiğini gözlemleyebilirsiniz. 

Etrafınızda sizi seven insanların söylediklerine kulak asın: Bazen kendinize hak ettiğiniz özeni göstermekte zorlanabilirsiniz. Bu durumda, etrafınızda size önem veren kişilerin uyarılarını dinlemeniz ve onlardan destek istemeniz gerektiğini hatırlayın. Kendine şefkat göstermekte zorlananlar için bir başka yöntem ise “En sevdiğiniz kişiyi böyle görseydiniz ne yapmak isterdiniz?” diye düşünün ve kendinize o düşüncenizdeki şefkati gösterin.

Limitlerinizi belirleyin: Güne başlama ve günü bitirme saatlerinizi kontrol altına alın, kendinize söz verdiğiniz çalışma saatlerini aşmayın. Bir başka limit ise yapabileceklerinizi sınırlamak. Her şeyi yapabiliyor olmanız, her şeyi yapmanız gerektiğini belirlemez. Özellikle kendini adamış insanların karşılaştığı en büyük tehdit, “Bir iş yapılması gerekiyorsa BEN yaparım.” düşüncesi olabiliyor. “Ben yapmazsam bu işi kimse yapmaz.”, “Buradaki gerçek sorunu bir tek ben anlıyorum.”, “Hızlı bir şekilde yapıp aradan çıkarabilirim.” gibi düşünceler önceliği olmayan ya da sorumluluk kapsamında olmayan işleri kişinin üzerine almasına neden olabilir. Kısa vadede bu, sorun yaratmazken uzun vadede, uzun çalışma süreleri ya da kronik stres nedeniyle tükenmişlik sendromunu kaçınılmazdır hale getirebilir.

Kariyer planı yaparken bir hayatınız olduğunu unutmayın: Gününüzün çoğunu yaptığınız işe harcıyor gibi gözükseniz de evde de sizi bekleyen yığınla iş olduğunu, ilgilenmek zorunda olduğunuz insanlar olduğunu, minimumda yapmanız gereken kişisel bakım faaliyetleri olduğunu, bunun yanında da hayattan keyif almak için yapacağınız farklı uğraşlar olacağını göz önüne alarak bir kariyer planı yapmanız gerekiyor. Bunu yaparken son bahsettiğim kişisel uğraşlar, enerji depolarınızı doldurmak için çok önemli. Dolayısıyla hobileriniz günlük rutinlerinizin arasında yer almalı. Bunlardan iş nedeniyle uzun süreli feragat etmek işteki performansınıza da olumsuz bir şekilde yansıyacaktır.

Her gün günü iple çekeceğiniz bir şey bulun: Böyle söyleyince kendiniz için çok büyük bir umut yaratın demiyorum. Bir işi bitirmek, bir arkadaşla sohbet etmek, birine bir konu anlatmak; yani günü anlamlandırmak için bir şey belirleyin.

Gününüzü iyi planlayın: Aynı günün başında ya da bir önceki günün sonunda, bir gün içerisinde neler yapacağınızı ve hangi konuları öncelikli olarak sonlandıracağınızı belirleyin. Bunu yaparken “neyi yapmak istediğinize” değil de “gerçekten neyin yapılabilir olduğuna” konsantre olun. Mutlaka molalarınız için zaman ayırın. Mümkünse öğle yemeğini masa başında, bir başka işi bitirmeye çalışırken yemeyin.

Hayat zorlu ve her geçen gün daha da stresli. Hayatı tüm dış faktörlere rağmen keyifli hale getirmek ve zihinsel sağlığımızı korumak bizim elimizde. Sağlıklı beslenmek, iyi bir uyku düzeni, egzersiz, ekran karşısında daha az zaman geçirmek, insanlarla fiziksel olarak ilişki kurmak, duygularınızı konuşabilmek, keyif aldığınız şeyleri yapmak, başkalarına önem vermek ve yardım istemek hayat kalitenizi artıracak, zihinsel, duygusal ve bedensel enerji depolarınızı dolduracak, basit gibi gözüken ama aslında kurulması zor rutinler. Bu rutinleri olabildiğince oturtup onlara tutunmak, tükenmişlik sendromu dahil birçok zorluğu oluşmadan engelleyecek temel adımlardan. 

Eğer tükenmişlik sendromu yaşadığınızı ve yukarıdakileri uygulayamayacağınızı ya da uygularken zorlanacağınızı düşünüyorsanız mutlaka bir profesyonelden yardım alın.

İlginizi çekebilir: The Authority Gap: Bilinçsiz önyargılarımızın farkına varmak ve değişimin parçası olmak mümkün

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale