Yalnızlık, kimilerince negatif anlamıyla düşünülen bir kavram. Bazılarımız yalnız kalmaktan hiç keyif almıyorken, kimimiz de vaktini tek başına geçirmekten hoşnut olabiliyor. Kendine yetebilme hissinin bağımsızlığı, diğer bireylerle olan sağlıklı ilişkileri daha da güzelleştirebiliyor. Kendini iyi tanıma fırsatı bulan kişi, ne istediğini daha iyi biliyor ve bu sayede sosyal ilişkilerindeki farkındalığı da artıyor. Olgunlaşma yolunda atılan bu adımla, özgürlük ve huzur hissi varlığını göstermeye başlıyor.
Genellikle toplumca pek kabul görmese ya da olumsuz bir durum olarak algılansa da yalnızlık, derin ve içsel bir huzurun kaynağı olabilir. Sürekli başkaları ile görüşme, onlara laf anlatma derdi olmadan yaşamak, kişinin üzerindeki baskıyı hafifletebilir ve derin bir nefes alma, dinlenme alanı açabilir. Ayrıca, kişinin kendini çok daha iyi anlamasını, duygularını, düşüncelerini çözmesine de yardımcı olabilir. Kişisel gelişim yolculuğunda, yalnızlık önemli bir paydaş olabilir. Peki, korkmayı bırakıp yalnızlığın tadını çıkarmaya başladığımızda neler olur?
Enerjimiz tazelenir
Genellikle insanların etrafında olduğumuzda, bulunduğunuz mekan yoğun bir enerjiyle dolu olur. Herkesin düşünceleri, duyguları, akıllarından geçenler ve yansıttıkları enerji bir araya geldiğinde pek çok düşünceyle zihinlerimizi doldurabilir. Bu sürekli iletişim hali de duygularımızı etkiler ve enerjimizin düşmesine neden olabilir, yalnızlık o tazelenme hissini bize geri kazandırabilir.
İç dünyamıza doğru yolculuğa çıkabiliriz
Hızlı bir tempoda geçen hayatımız, kendi başımıza kalabildiğimizde biraz da olsa yavaşlayabilir ve daha sakin, daha telaşsız davranabiliriz. Kendimize odaklanabilir, kendimizle yalnız kaldığımızda neler yapabileceğimizi keşfedebiliriz.
Duygularımızla daha güçlü bağ kurabiliriz
Kalabalık ortamlarda diğer bireylerin duygularına olan hassasiyetinizi kendi duygu ve düşüncelerinize gösteriyor musunuz? Muhtemelen pek çoğumuz da durum böyle… Ancak, yalnız kaldığımızda kendimize daha fazla odaklanabileceğimiz için duygularımızla daha güçlü bağlar kurabilecek, kendimizi daha iyi tanıyabileceğiz.
Gerçekten keyif aldığımız şeylere zaman ayırabiliriz
Sürekli olarak diğer insanlarla birlikteyseniz, grup zihniyetiyle düşünmeniz gerekebilir ve herkesi memnun etmek adına fedakarlıklar yapmak durumunda kalabilirsiniz. Emin olun, yalnız değilsiniz… Orta noktada buluşmaya çalışmak bir erdem olsa da bazen huzurumuzu kaçırabilir ve kendimizi kötü hissetmemize neden olabilir. Ancak, yalnız kaldığımızda sadece kendi istediğimiz ve keyif aldığımız şeyleri yapacak alanı açabiliriz.
Üretkenliğimiz artabilir
Sevdiklerimizle bir arada olmak çoğu zaman keyifli olsa da bazen yorucu sohbetler, zihin sağlığımızı etkileyebilir ve motivasyonumuzu, üretkenliğimizi azaltabilir. Zaman zaman yalnız kaldığımızda ise yaratıcı yönümüzü besleyebilir, bu sayede üretkenliğimizi artırabiliriz.
İlişkilerimizden daha fazla keyif alabiliriz
Ne demişler çok muhabbet, tez ayrılık getirir… Elbette ki sevdiklerimizle birlikte zaman geçirmenin bize iyi gelen yanları olduğu aşikar ancak çok sık başkalarıyla olup, kendimizle hiç baş başa kalamadığımızda ilişkilerimizin değerini anlayacak alanı kendimize açamayabiliriz. Bu nedenle bazen en güzeli, sadece kendimizle kalmak ve özlemeye/özlenmeye de izin vermektir.
Eğer, yine de yalnız kalmaktan çekiniyor, kendinizi dinlemek için cesaretinizi toplayamıyorsanız, iç huzurunuzu artırmak ve kendinizle barış ortamı yaratmak için yoga, meditasyon, nefes egzersizleri, mindfulness gibi pratiklerden faydalanabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Budist öğretmen Pema Chödrön ile yalnızlıkta huzur bulma sanatı