dummy

Yalnızlık kader değildir: Yalnızlıktan kurtulmanız için 5 öneri

Yalnızlık kader değildir: Yalnızlıktan kurtulmanız için 5 öneri

İnsan olmanın en zorlayıcı taraflarından biri yalnız doğup yalnız öleceğimiz gerçeğidir. Bu varoluşsal yalnızlık duygusunun azalması için, hayatımıza anlam katacak yakın ilişkiler kurma çabasına gireriz. Her ne kadar yalnızlık toplumda genelde fiziksel olarak tek başına olma durumu olarak ifade edilse de, literatürde bu kavram genelde “bireyin yaşamakta olduğu sosyal ilişkiler ile yaşamak istediği ilişkiler arasında görülen farktan ve çelişkiden dolayı ortaya çıkan, rahatsız edici, psikolojik bir durum” (Peplau ve Perlman, 1982) şeklinde tanımlanmaktadır. Bu nedenle yalnızlık, basit olarak, fiziksel bir yalın olma durumundan doğan bir duygu değildir. Kişi, diğerleri ile beraber olduğu zaman da yalnızlığı yaşayabilir. Dolayısıyla yalnızlık duygusunun temelini, yaşanan sosyal ilişkilerin yetersizliği ve bu ilişkilerden alınan doyum düzeyinin düşük oluşu teşkil etmektedir denebilir. (Buluş, 1997).

dummydummy

Weiss Duygusal ve Sosyal Soyutlanma adlı teorisinde yalnızlığın ortaya çıkmasında, altı tip ilişkiden bir veya birkaçının yetersiz olmasının etkili olduğunu öne sürmüştür. (Vincenzi ve Grabosky, 1989)

Bunlar:

1. Bağlılık: Kişinin kendini emniyet ve güven içinde hissedebileceği ilişkiler.
2. Sosyal entegrasyon: Çevredekilerle bir sosyal ilişkiler ağı oluşturmak.
3. Yaşama fırsatı: Kişinin diğerlerinin iyiliği, sağlığı için kendini sorumlu hissettiği ilişkiler.
4. Değer verme: Bireyin yeteneklerinin, becerilerinin fark edildiği, önemsendiği ilişkiler.
5. Güvenilir uyuşma: Bireyin yardım alabileceği ilişkiler.
6. Rehberlik: Bireyin tavsiye, destek alabileceği ilişkiler.

Evet yalnızlık hissi illa kişinin fiziksel olarak tek başına olma durumuyla ilgili değildir. Kişi eşi ya da arkadaşı tarafından anlaşılmadığını ya da yeterince değer görmediğini düşündüğü bir ilişkide de kendini yalnız hissedebilir. Örneğin Peplau ve Perlman’ın (1982) “insan kalabalık içinde kendisini yalnız hissedebileceği gibi, tek başına iken yalnızlık hissetmeyebilir” şeklindeki yalnızlıkla ilişkili kuramsal açıklamaları hala önemini korumaktadır. Bazen de kişi yalnız olmak zorunda olmadığı halde kendini gönüllü bir yalnızlığın içine hapsedebilir. Bu tip durumlarda kişi kendi benliği hakkında negatif düşüncelere sahiptir ve kimsenin kendisine yaklaşmasına izin vermiyordur. Kendi egosuna çekilen birey kendisini dış çevreden yalıtmakta ve kendini merkeze taşıyarak ideal bir içsel durum yaratmaktadır (Gençtan, 1998: 98). İdeal içsel durum yaratmaya duyulan bu yoğun arzu, yalnızlık olarak ortaya çıkmaktadır.

Peki içinizdeki yalnızlık hissini azaltmak için neler yapabilirsiniz?

  • Neden yalnız hissettiğinizi anlamaya çalışın: İlk önce yalnızlık hissinizin nedenlerini tanımlayın. Sizinkisi, insanların size yaklaşmasından korktuğunuz için kendi kendinize yarattığınız gönüllü bir yalnızlık mı, yoksa etrafınızda kendinize uygun insanların olmadığını düşündüğünüz için mi yalnız hissediyorsunuz?
  • Hayatınıza anlam katın: Yalnızlık hissinizin sebebi her ne olursa olsun hayatınıza anlam katacak aktivitelerle uğraşmak size iyi gelecektir. Örneğin bunun için, bir kuruluşta gönüllü olarak çalışabilirsiniz.
  • Arkadaşlık anlayışınızı gözden geçirin: Belki de yalnızlık duygunuzun ardında yatan neden, arkadaşlarınızdan ya da ilişkinizden fazla beklentiler içinde olmanızdır. Biz artık çocuk değiliz. Arkadaşlarımız da her an bizlerle ilgilenmek zorunda olan anne, babalarımız değil. Bu yüzden de arkadaşlarımızdan beklentilerimiz gerçekçi olmalı. Eğer kendinizi arkadaşlarınızın yanında yalnız hissetmenizin nedeni sizin fazla talepkar oluşunuz değil de, onların size ilgisiz davranışlarıysa belki de mevcut arkadaşlık ilişkilerinizi yeniden değerlendirmenin zamanı gelmiştir.
  • Yeni arkadaşlar edinin: Yeni insanlarla tanışmak için, ilgi duyduğunuz bir konunun kursuna yazılabilirsiniz. Böylece sizinle aynı ilgi alanlarına sahip insanlarla tanışma şansına da sahip olabilirsiniz. Yine yeni arkadaşlık ilişkileri kurmak için bir spor salonuna katılarak spor yapmaya başlayabilirsiniz. Araştırmalar spor yapmanın yakın ilişki kurma imkanı yarattığını gösteriyor.
  • Destek almaktan çekinmeyin: Eğer yalnızlık duygusuyla kendi kendinize başa çıkamayacağınızı düşünüyorsanız bir psikologtan yardım almayı ihmal etmeyin. Özellikle gönüllü yalnızlık durumlarında, insanların size yakın olmasından neden bu kadar çekindiğinizi anlamanızda yarar var.

Son olarak yalnızlık hissinin kader olmadığını öğrenin. Yeterince sosyal olduğunuz, yakınlık korkunuzun farkına vardığınız ve mevcut ilişkilerinizi daha derinlikli hale getirdiğiniz takdirde bu histen uzaklaşmanızın mümkün olduğunu unutmayın.

Bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 2019 yılını “Kendini Sevme” yılı ilan ettim. Kendini sevmekle ilgili psikoloji egzersizlerini #kendinisevmeyılı hashtagi ile paylaştığım Instagram hesabım @ranakutvanrsolaker@gmail.com 

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:

Buluş, Mustafa (1997). Üniversite Öğrencilerinde Yalnızlık, PAÜ. Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı.3, ss.82-90.
GENÇTAN, E., (1998). Kim bilir?, İstanbul: Metis Yayınları.
Peplau. L.A. and D. Perlman. “Loneliness: A Sourcebook of Current Theory; Research and Therapy”. New York: Wiley-Interscience, 1982.
Vincenzi, H and F. Grabosky. “Measuring the Emotional /Social Aspect of Loneliness and Isolation”. Loneliness: Theory, Research and Applications, California. 1989.

İlginizi çekebilir: Metta meditasyonu: Kendinize ve başkalarına nazik olun

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp