X

Yalnızlığa, modern kahramanlara ve çocukluk korkularına dair 3 kısa film

Kısa filmler kuşağımızın dördüncü bölümündeyiz. Bu bölüm, diğer üç bölümden farklı olarak birbiri ile ilgisi olmayan disiplinleri içeriyor ve animasyonlar ile prodüksiyonlu kısalar yine bize çok şey anlatmak için bir araya geliyorlar.

Serra Yılmaz sevenler, Batman hayranı beyaz yakalılar, ninnilere özlem duyanlar, bu makaledeki üçleme tam size göre. Şimdiden iyi seyirler.

Songes d’une femme de ménage

Dilimize “Bir Temizlikçi Kadının Düşleri” olarak çevrilen 2007 yapımlı kısada Serra Yılmaz, Banu Akseki yönetmenliğinde başrol olarak karşımıza çıkıyor. Gündelik yaşamında da temizlikçiymiş gibi doğal bir oyunculuk sergileyen Serra Yılmaz “yalnızlık” duygusunun ciğerimize işlemesine neden oluyor. Yalnızlığın tavan yaptığı sahnede Yılmaz’ın okuduğu şu satırlar insanlığımızın ne kadar kırılgan olduğunu anlatır nitelikte.

“Bugün dengem yok oldu. kalbim yere savruldu, gönlüm tersine döndü, içimdeki sevgi söndü. Her gün elimde süpürge, bitmez tozun peşinde. Şu sonsuz boşluğa baktım, sarılacak gönül aradım.”

Batman of Shangai 

Batman of Shanghai, Cartoon Network için DC Nation tarafından anime edilmiş kısa film üçlemesidir. 3 bölümden oluşan bu seri, 1930’lu yıllarda Şangay’da kurulmuş olan Batman evrenini çok stilize bir biçimde hayal ederek yeniden inşaa etmiştir.

Birinci bölümde Cat Woman, ikinci bölümde Bane ve üçüncü bölümde Batman açısından izlediğimiz bir tek olay vardır.

Once There Was a King

Polonya’da söylenen bir ninniden ilham alınarak hazırlanan “Once There Was a King” stop-motion animasyonu, Tytus Majerski tarafından hazırlandı. Janina Porazińska tarafından yazılmış şiiri, seslendirdiği her şarkısını çok sevdiğim Maria Peszek’in tok sesinden dinliyoruz.

Küçük bir çocuğun kabusuna odaklanan Once There Was a King çocukluk korkularında geziniyor.

 

İlginizi çekebilir: Yalnızlığı, aşkı ve aile olmayı sorgulayan, kalbinizi tatlı tatlı sızlatacak 3 kısa film

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Serpil Şahin: Serpil Şahin, üniversite yıllarından beri medya işi ile ilgileniyor. Radyo ve TV ile başlayan yolculuk, İstanbul’a döndüğünde gazete ve dergi ile devam eder. Bir süre sonra dijital medyayı öğrenmeye karar verir ve 2006’dan bu yana dijital medya üzerinde çalışır. Dijital medyanın hem mutfağında, hem restoran bölümünde bulunan Serpil, 2013 yılında kendi ajansı Happygen’i kurar. Happygen’in kurulduğu dönemlerde ilk kitabı Aşk Yemeği Acılı Sever çıkar, şimdilerde 2.kitap için çalışmaları devam ediyor. Tam bir müzik aşığı olan kadın, anime ve mangaya karşı koyamıyor. “Hayatlarımızda tiyatro, masal, sinema ve sevgi bolca olsun.” dileğini her gün evrene yolluyor. Umarız o uzaylı bu güzel dilekleri yutmaz.
İlgili Makale