X

Yalnızca iyi değil aynı zamanda mutlu bir anne olmak isteyenlere tavsiyeler

Ev işleri, çocuk bakımı, yemek hazırlığı, doğum günü partileri, hafta sonu kursları, gece emzirmesi, alt değiştirme derken, annelerin işlerinin ‘asla’ bitmediğini söyleyebiliriz. Sevgili babalar üstlerine alınmasınlar ama annelik kendine has birçok zorluğu da şüphesiz ki beraberinde getiriyor. Ve anneler aslında ne kadar iyi iş çıkarsalar da kendilerini bir türlü yeterli hissedemedikleri için sık sık mutsuzlukla karşılaşabiliyorlar.

“Anneliğin yarısı vicdan azabıdır” söylemini duymuş ya da bir anne olarak hissediyor olabilirsiniz. “Acaba çocuklarla yeterince vakit geçirebildim mi, arkadaşlarımla buluşmak yerine evde çocuğumla mı kalsaydım, işimle ilgilenirken evimi ihmal mi ediyorum…” gibi sorular zihninizi kurcalıyorsa o hissettiğiniz, içinizi sızlatan vicdan azabıyla iyi bir anne olup olmadığınızı sorgularken mutluluğunuzu yitiriyor ya da sosyal medyadaki paylaşımlardan etkilenerek bir anne olarak başkaları kadar başarılı işler ortaya çıkarmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz…

Ama boşuna içinizi karartmayın; çünkü iyi bir annesiniz. Çocuklarınızın sağlığını önemserken, onlarla kaliteli zaman geçirirken, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, evinizdeki düzeni devam ettirmeye ve her şeye yetişmeye uğraşırken fazlasıyla iyi işler ortaya çıkarıyorsunuz. Eksik kalan şey ise muhtemelen kendi mutluluğunuz…

Siz kendinizi iyi hissetmediğinizde, mutlu olmadığınızda, emin olun ki çocuklarınız da bunu sezer ve siz ne kadar kendinizi anneliğinize adadığınızı düşünüyor olsanız da kendi ihtiyaçlarınıza da aynı anda adamadığınız için sıkça stresle, endişeyle, tükenmişlikle karşılaşabilirsiniz… Haliyle iyi bir anne olmaya çalışırken iyi olsanız dahi mutsuz bir anneye dönüşebilirsiniz. Eğer tüm bu bahsettiklerimiz sizin için de çok tanıdık duygularsa, ihtiyacınız olan mutlu bir anneliğin püf noktalarını keşfetmek olabilir.

Kıyaslama yapmayın

“Başkası sizden daha iyi değil.” Her evin dinamiği, her çocuğun karakteri ve her annenin tarzı farklıdır. Bu nedenle kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak boş yere karamsar düşüncelere kapılmayın. Sosyal medyada denk geldiğiniz videolarda sanki her şeyin üstesinden bir parmak şıklatmasıyla kalkmayı başaran annelerin çoğu zaman bir ilüzyon içerisinde olduğunu unutmayın. Herkesin sahip olduğu imkanlar farklı; belki o ‘mükemmel’ gördüğünüz başka bir annenin sizin sahip olmadığınız kolaylaştırıcı araçları ya da yardım eden yakınları vardır; bilemezsiniz. O yüzden siz sadece kendinize odaklanın, diğer annelerin neyi nasıl yaptıklarına, dışarıdan nasıl göründüklerine aldırış etmeyin. Çocuğunuz başkasının nasıl bir anne olduğuna bakmaz, sizinle kıyaslama yapmaz. Çocuklar yalnızca anne-babalarının yanında olmak, sevgilerini hissetmek isterler. Eğer siz ‘oradaysanız’, başkasının ne yaptığı inanın ki hiç önemli değil.

Destek isteyin

“Yalnız değilsiniz!” Bu cümleyi sık sık kendinize hatırlatın. Destek istemek, sizin güçsüz olduğunuzu göstermez. Eşinizden, annenizden, arkadaşınızdan ya da bir profesyonelden yardım alın; hangi konuda zorlandığınızı düşünüyorsanız işlerinizi kolaylaştıracak, üzerinizdeki baskıyı hafifletecek, stresinizi azaltacak birine danışın. Her şeyi tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz. Kendinize fazla yüklenmeyin; enerjinizi çocuklarınızla, sevdiklerinizle ya da kendinizle baş başa geçireceğiniz zamanlara saklayın.

Kendinizden beklentilerinizi düşürün

Aynı anda hem çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek, hem evinizi derli toplu tutmak, hem her öğün sağlıklı yemekler pişirmek, hem kendinize iyi bakmak, hem arkadaşlarınıza zaman ayırmak, hem de çalışıyorsanız işinizde iyi olmak zorunda değilsiniz. Sakin olun; yapılacaklar listenizi biraz hafifletin. Her şeyi tek başınıza halletmek zorunda olmadığınız gibi hepsini tek seferde de yapmanız gerekmiyor. Bırakın ev birkaç gün dağınık kalsın, ütüler bitmesin, akşam yemeği yetişmesin. Siz kendinizi iyi hissetmedikten, mutlu olmadıktan, çocuklarınızla koştur koştur yarı var yarı yok anlar yaşadıktan sonra ev bal dök yala olsa ne fark eder…

Hayır demeyi öğrenin

Zaman, şüphesiz ki herkes için çok önemli ama özellikle anneler için fazlasıyla kritik. Tahmin edebiliyoruz ki yapmanız gereken onlarca iş var… Ama bir yandan da kimseyi kırmak ya da yanlış anlaşılmamak için aslında yapmak istemediğiniz birçok şeye evet diyorsunuz. Öyleyse, kendinize hayır demek için izin verin ve bırakın kim sizi nasıl anlıyorsa öyle anlasın. Çocuklarınızla zaman geçirecekseniz arkadaşınızın kahve teklifini geri çevirebilirsiniz ya da bir plan yaptıysanız ama eşiniz onun yerine çocuklarla sizin ilgilenmenizi istediyse evet demek zorunda değilsiniz. Kendinize veya yapmak istediklerinize alan açmak için hayır demeyi öğrenmeli ve bu konuda kendinizi suçlu hissetmemelisiniz.

Kendinize zaman ayırın

Anne olsanız da anneliğinizden bağımsız bir benliğiniz olduğunu da unutmayın. Sizin de kendinize zaman ayırmaya ihtiyacınız var; üstelik belki de her zamankinden daha fazla. Öz bakımınıza, bedensel ve zihinsel ihtiyaçlarınıza kulak vermeli, kendinizi dinlemeye zaman harcamalısınız. Uğraştığınız onca iş arasında karşılaştığınız stresi yönetebilmek için meditasyona, yogaya ya da nefes egzersizlerine şans verin; zihninizi boşaltmaya ve dinlendirmeye vakit ayırın. Keyifli, uzun banyolar yapın, yürüyüşlere çıkın, cilt bakımı uygulayın, müzik dinleyin, uyuyun ya da tek başınıza sadece oturun ve hiçbir şey yapmayın. Kendi ihtiyaçlarınızı önemsemenin bencillik olmadığını ve çocuklarınıza yetmek için önce kendinize yetmeniz gerektiğini; bu nedenle de başkalarının ihtiyaçlarına koşmadan önce kendi ihtiyaçlarınızı gidermeniz gerektiğini unutmayın. Bedensel, zihinsel ya da ruhsal neye ihtiyaç duyuyorsanız hayatınıza çekin. Merak etmeyin, tüm bunlar sizi bencil ve kötü bir anne yapmaz; yalnızca mutlu bir anne olmanıza yardımcı olur.

Herkesi, her şeyi dinlemeyin

Annelik deneyimi olan herkesin söyleyecek pek çok şeyi olabilir; özellikle de yaşları sizden büyükse. Ve çoğu zaman iyi niyetli konuşmalar olsa da bu tür diyaloglar kırıcı ifadeler içerebilir. O yüzden siz çevrenizden destek alsanız ya da sözlerine kulak verseniz de her zaman her şeyi dinlememeniz gerektiğini kendinize hatırlatmalısınız. Çünkü kim ne derse desin sizin yaşadıklarınız size özel; sizin çocuklarınız farklı, aile yaşantınız farklı, tarzınız, beklentileriniz farklı… O yüzden söylenilenlerle uyuşmak zorunda değilsiniz ya da başkalarının beklentilerine anneliğinizi uydurmak. Boş verin, çoğu zaman dinleseniz dahi fazla içselleştirmemeye çalışın; özellikle olumsuz yargıları…

Her şeyin sizinle ilgili olmadığını kabul edin

Annelerin yaygın özelliklerinden biri de çocuklarının yaptıkları ya da evde olup biten her şeyden kendilerini sorumlu tutmaları olabilir… Uygunsuz davranışlar sergileyen çocukların ya da dağınık bir ev ortamının sorumlusu anneler değildir. Kendinize boş yere yüklenmeyin. Özellikle çocuk gelişimi söz konusu olduğunda birçok gelişim aşaması olduğunu hatırlayın. Çocuklar büyürken çeşitli evrelerden geçerler ve her bir evre zorlayıcı süreçleri içerebilir. Belki daha inatçı ya da sabırsız olabilirler; kaba davranabilirler, her şeye hayır deyip tüm evi alt üst edebilirler…

Ama inanın bunların her birinden siz sorumlu değilsiniz. O yüzden büyümenin bir süreç olduğunu kabullenin ve yalnızca çocuklarınızla sevgi dolu bir ortamda güzel zamanlar geçirmeye odaklanın. Kendinizi boş yere suçlayarak mutluluğunuza engel olmayın.

İlginizi çekebilir: Yeni anne olmuş birini desteklemek için ne yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale