Ev işleri, çocuk bakımı, yemek hazırlığı, doğum günü partileri, hafta sonu kursları, gece emzirmesi, alt değiştirme derken, annelerin işlerinin ‘asla’ bitmediğini söyleyebiliriz. Sevgili babalar üstlerine alınmasınlar ama annelik kendine has birçok zorluğu da şüphesiz ki beraberinde getiriyor. Ve anneler aslında ne kadar iyi iş çıkarsalar da kendilerini bir türlü yeterli hissedemedikleri için sık sık mutsuzlukla karşılaşabiliyorlar.
“Anneliğin yarısı vicdan azabıdır” söylemini duymuş ya da bir anne olarak hissediyor olabilirsiniz. “Acaba çocuklarla yeterince vakit geçirebildim mi, arkadaşlarımla buluşmak yerine evde çocuğumla mı kalsaydım, işimle ilgilenirken evimi ihmal mi ediyorum…” gibi sorular zihninizi kurcalıyorsa o hissettiğiniz, içinizi sızlatan vicdan azabıyla iyi bir anne olup olmadığınızı sorgularken mutluluğunuzu yitiriyor ya da sosyal medyadaki paylaşımlardan etkilenerek bir anne olarak başkaları kadar başarılı işler ortaya çıkarmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz…
Ama boşuna içinizi karartmayın; çünkü iyi bir annesiniz. Çocuklarınızın sağlığını önemserken, onlarla kaliteli zaman geçirirken, ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, evinizdeki düzeni devam ettirmeye ve her şeye yetişmeye uğraşırken fazlasıyla iyi işler ortaya çıkarıyorsunuz. Eksik kalan şey ise muhtemelen kendi mutluluğunuz…
Siz kendinizi iyi hissetmediğinizde, mutlu olmadığınızda, emin olun ki çocuklarınız da bunu sezer ve siz ne kadar kendinizi anneliğinize adadığınızı düşünüyor olsanız da kendi ihtiyaçlarınıza da aynı anda adamadığınız için sıkça stresle, endişeyle, tükenmişlikle karşılaşabilirsiniz… Haliyle iyi bir anne olmaya çalışırken iyi olsanız dahi mutsuz bir anneye dönüşebilirsiniz. Eğer tüm bu bahsettiklerimiz sizin için de çok tanıdık duygularsa, ihtiyacınız olan mutlu bir anneliğin püf noktalarını keşfetmek olabilir.
Kıyaslama yapmayın
“Başkası sizden daha iyi değil.” Her evin dinamiği, her çocuğun karakteri ve her annenin tarzı farklıdır. Bu nedenle kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak boş yere karamsar düşüncelere kapılmayın. Sosyal medyada denk geldiğiniz videolarda sanki her şeyin üstesinden bir parmak şıklatmasıyla kalkmayı başaran annelerin çoğu zaman bir ilüzyon içerisinde olduğunu unutmayın. Herkesin sahip olduğu imkanlar farklı; belki o ‘mükemmel’ gördüğünüz başka bir annenin sizin sahip olmadığınız kolaylaştırıcı araçları ya da yardım eden yakınları vardır; bilemezsiniz. O yüzden siz sadece kendinize odaklanın, diğer annelerin neyi nasıl yaptıklarına, dışarıdan nasıl göründüklerine aldırış etmeyin. Çocuğunuz başkasının nasıl bir anne olduğuna bakmaz, sizinle kıyaslama yapmaz. Çocuklar yalnızca anne-babalarının yanında olmak, sevgilerini hissetmek isterler. Eğer siz ‘oradaysanız’, başkasının ne yaptığı inanın ki hiç önemli değil.
Destek isteyin
“Yalnız değilsiniz!” Bu cümleyi sık sık kendinize hatırlatın. Destek istemek, sizin güçsüz olduğunuzu göstermez. Eşinizden, annenizden, arkadaşınızdan ya da bir profesyonelden yardım alın; hangi konuda zorlandığınızı düşünüyorsanız işlerinizi kolaylaştıracak, üzerinizdeki baskıyı hafifletecek, stresinizi azaltacak birine danışın. Her şeyi tek başınıza yapmak zorunda değilsiniz. Kendinize fazla yüklenmeyin; enerjinizi çocuklarınızla, sevdiklerinizle ya da kendinizle baş başa geçireceğiniz zamanlara saklayın.
Kendinizden beklentilerinizi düşürün
Aynı anda hem çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek, hem evinizi derli toplu tutmak, hem her öğün sağlıklı yemekler pişirmek, hem kendinize iyi bakmak, hem arkadaşlarınıza zaman ayırmak, hem de çalışıyorsanız işinizde iyi olmak zorunda değilsiniz. Sakin olun; yapılacaklar listenizi biraz hafifletin. Her şeyi tek başınıza halletmek zorunda olmadığınız gibi hepsini tek seferde de yapmanız gerekmiyor. Bırakın ev birkaç gün dağınık kalsın, ütüler bitmesin, akşam yemeği yetişmesin. Siz kendinizi iyi hissetmedikten, mutlu olmadıktan, çocuklarınızla koştur koştur yarı var yarı yok anlar yaşadıktan sonra ev bal dök yala olsa ne fark eder…
Hayır demeyi öğrenin
Zaman, şüphesiz ki herkes için çok önemli ama özellikle anneler için fazlasıyla kritik. Tahmin edebiliyoruz ki yapmanız gereken onlarca iş var… Ama bir yandan da kimseyi kırmak ya da yanlış anlaşılmamak için aslında yapmak istemediğiniz birçok şeye evet diyorsunuz. Öyleyse, kendinize hayır demek için izin verin ve bırakın kim sizi nasıl anlıyorsa öyle anlasın. Çocuklarınızla zaman geçirecekseniz arkadaşınızın kahve teklifini geri çevirebilirsiniz ya da bir plan yaptıysanız ama eşiniz onun yerine çocuklarla sizin ilgilenmenizi istediyse evet demek zorunda değilsiniz. Kendinize veya yapmak istediklerinize alan açmak için hayır demeyi öğrenmeli ve bu konuda kendinizi suçlu hissetmemelisiniz.
Kendinize zaman ayırın
Anne olsanız da anneliğinizden bağımsız bir benliğiniz olduğunu da unutmayın. Sizin de kendinize zaman ayırmaya ihtiyacınız var; üstelik belki de her zamankinden daha fazla. Öz bakımınıza, bedensel ve zihinsel ihtiyaçlarınıza kulak vermeli, kendinizi dinlemeye zaman harcamalısınız. Uğraştığınız onca iş arasında karşılaştığınız stresi yönetebilmek için meditasyona, yogaya ya da nefes egzersizlerine şans verin; zihninizi boşaltmaya ve dinlendirmeye vakit ayırın. Keyifli, uzun banyolar yapın, yürüyüşlere çıkın, cilt bakımı uygulayın, müzik dinleyin, uyuyun ya da tek başınıza sadece oturun ve hiçbir şey yapmayın. Kendi ihtiyaçlarınızı önemsemenin bencillik olmadığını ve çocuklarınıza yetmek için önce kendinize yetmeniz gerektiğini; bu nedenle de başkalarının ihtiyaçlarına koşmadan önce kendi ihtiyaçlarınızı gidermeniz gerektiğini unutmayın. Bedensel, zihinsel ya da ruhsal neye ihtiyaç duyuyorsanız hayatınıza çekin. Merak etmeyin, tüm bunlar sizi bencil ve kötü bir anne yapmaz; yalnızca mutlu bir anne olmanıza yardımcı olur.
Herkesi, her şeyi dinlemeyin
Annelik deneyimi olan herkesin söyleyecek pek çok şeyi olabilir; özellikle de yaşları sizden büyükse. Ve çoğu zaman iyi niyetli konuşmalar olsa da bu tür diyaloglar kırıcı ifadeler içerebilir. O yüzden siz çevrenizden destek alsanız ya da sözlerine kulak verseniz de her zaman her şeyi dinlememeniz gerektiğini kendinize hatırlatmalısınız. Çünkü kim ne derse desin sizin yaşadıklarınız size özel; sizin çocuklarınız farklı, aile yaşantınız farklı, tarzınız, beklentileriniz farklı… O yüzden söylenilenlerle uyuşmak zorunda değilsiniz ya da başkalarının beklentilerine anneliğinizi uydurmak. Boş verin, çoğu zaman dinleseniz dahi fazla içselleştirmemeye çalışın; özellikle olumsuz yargıları…
Her şeyin sizinle ilgili olmadığını kabul edin
Annelerin yaygın özelliklerinden biri de çocuklarının yaptıkları ya da evde olup biten her şeyden kendilerini sorumlu tutmaları olabilir… Uygunsuz davranışlar sergileyen çocukların ya da dağınık bir ev ortamının sorumlusu anneler değildir. Kendinize boş yere yüklenmeyin. Özellikle çocuk gelişimi söz konusu olduğunda birçok gelişim aşaması olduğunu hatırlayın. Çocuklar büyürken çeşitli evrelerden geçerler ve her bir evre zorlayıcı süreçleri içerebilir. Belki daha inatçı ya da sabırsız olabilirler; kaba davranabilirler, her şeye hayır deyip tüm evi alt üst edebilirler…
Ama inanın bunların her birinden siz sorumlu değilsiniz. O yüzden büyümenin bir süreç olduğunu kabullenin ve yalnızca çocuklarınızla sevgi dolu bir ortamda güzel zamanlar geçirmeye odaklanın. Kendinizi boş yere suçlayarak mutluluğunuza engel olmayın.
İlginizi çekebilir: Yeni anne olmuş birini desteklemek için ne yapabilirsiniz?