X

Yalnızca eleştiri ve baskılardan kurtulmak için: Evlenmek şart mı?

Arkadaş çevremizde konuştuğumuz, ilişkilerimizde bazen sıkıntısını yaşadığımız, ailelerimizden dinlediğimiz, toplumdan psikolojik baskıyı yediğimiz bir konu var: Evlilik! Bu konuda bir iki cümle etmeyen bir ben kaldım sanırım. Eh madem bir süredir farklı farklı örnekler karşıma çıkıp duruyor, o zaman gözlemlerimi ve analizlerimi de yaptığıma göre artık yazıya dökme zamanım gelmiş demektir. Hazır mıyız?

Evlenme isteğimizin altındaki asıl sebebi biliyor muyuz?

Üç ay evveldi. Hayatımda hiç konuşacağımı bile düşünmediğim bir kişi benimle iletişime geçti. Çeşitli konulardan konuşurken bir anda konu evliliğe geldi. Kendisi 30’lu yaşlarında ve boşanmış bir kadın. Bana anlattıklarının bir kısmından hepimize örnek olması adına (tabii ki kendisinin haberi olarak) paylaşmak isterim.

Bundan iki-üç sene önce etrafımdaki herkes evleniyordu ve konuştuğumuz konular değişmeye başlamıştı. Bir anda anlıyorsun, aile kurmak gibi gerçekler var. Ben de o dönemde karşıma çıkan erkek arkadaşımla yeni tanışmışım, bununla evleneceğim dedim. Daha iyisi olmaz, zaten çıkmaz, dedim. Başlarda hoşlanıyorum falan ama yani bence evlendiğim gün bile çok mutlu değildim. Dışarıdan bakıldığında her şey güzel gözüküyordu belki de, düğün harika, resimler harika. Fakat aynı evin içine girince, bütün hayat enerjim düştü. Mutsuz bir insan oldum. Şimdi bambaşka bir insanla bambaşka şartlarda ilişki yaşıyorum ama eve koşarak gidiyorum. Evlilik, çocuk gibi konuları oluruna bıraktım. Cidden, insanlar birbirlerinin üzerinde gerçekten bir baskı oluşturuyorlar.

Onu dinlerken sizce ilk neyi duyduğum an dehşete düştüm? “Bence evlendiğim gün bile mutlu değildim.”

Sonra çok üzüldüm. Bize dayatılanlara, inandırılanlara… Gözle görülmeyen ama kalpte sıkışıklık yapan toplum baskılarına… Çok şükür ki muhtemelen ülkemizdeki en şanslı kadınlardan biriyim ben. Bu konuda üzerimde hiç baskı hissetmedim ama evet farkındayım da bu gerçeğin. Kadınların üzerinde aileleri, arkadaşları, akrabaları tarafından kesinlikle evlenmeli şeklinde anlayamadığım bir baskı kuruluyor. Ve sonuç ortada… Hayaller, beklentiler ve gerçekler… Yazık.

Ben bugün isim vermeden örnekler üzerinden ilerleyeceğim. Hepsi de yaşanmış; karşılaştığım, dinlediğim hikayeler kadınlardan. O kadar çok ki maalesef! Biz tabii sadece bir kaçını konuşacağız burada bugün.

Eskiden beri evliliğe kafaca uzak duran bir tanıdığım evleniyor. Daha doğrusu adımlar atıldı da o gün henüz gelmedi. Geçen gün konuştuk. Herkes dışarıda “Ah ne güzel evleniyor, mutlu, maşallah” gibi yorumlar yaparken içinde çok ciddi bir savaştaymış. Kız sıkışmış durumda. Hem evlilik fikri onu hala çok korkutuyor ve heyecanlandırmak yerine boğuyor hem de erkek arkadaşıyla güzel bir ilişkisi var. Ama bu boyutta kalsın istiyor. Sorumluluk almak, birine bağlı olmak, çocuk yapmak gibi kavramları şu an için hayatında hiç istemiyor. Sonsuz saygım var. Herkesin tercihi kendine. “E o zaman yapman gereken belli.” dedim. “Evet ayrılmam lazım ama onu görünce unutuyorum bu hissettiklerimi. Hem ayrılınca ya her şey kötü olursa? Pişman olursam? Başka düzgün birini bulamazsam? Yalnız kalırsam?!

Baskılar evliliğe bakışımızı büyük oranda etkiliyor.

Siz de benim gördüğümü görüyor musunuz? Korku ve endişenin nasıl da hayatını yönettiği bu cümlelerde avaz avaz bağırıyor değil mi? Peki korku ve endişe üzerine kurulan hayatlardan sizce hayır beklenir mi? Aslında çok yüksek bir yüzdeyle ne olacağı belli değil mi bu şekilde ilerlerse? Korkularımızın bizi nasıl da aşağı çektiğini ve nasıl hayatımızı sürükleme gücü olduğunu görüyor muyuz? Tabii o gücü vermeyi seçen de biziz. Kendi hayatımızda dimdik dursak, kendimize sahip çıksak ve ne olursa olsun her şeyi göze alıp kalbimizin doğrusunun peşinden gidecek cesareti seçsek her şey aşırı kolay olmasa da eminim çok daha huzurlu ve mutlu olacağız.

Buraya kadar ki toplum baskısı ve korkular konusunu anlayabilirim ama şu an bahsedeceğim konuyu anlamam mümkün değil: aile baskıları!

İşin bu kısmı benim çok anlayabildiğim bir durum değil. Olmayacak da. Benim annem, babam Allah’a sonsuz şükür ki yaşa takılan, bizi hemen baş göz etmeye çalışan, bizi yeter ki evlenelim diye başkalarına karşı susturan bir aile olmadı. Bir sürü insanı ağzım açık bir halde dinledikçe benim ailemin normal diye adlandırılması gerekirken, şans olarak değerlendirilebileceğini gördüm Türkiye’de. Bırakın annemin bana evlen demesini, bizim evde bu sözcük bu yaşıma kadar hiç kullanılmadı bile. Birinden mi ayrıldım? “Hayırlısı olsun kızım demek ki sana göre değilmiş boşver hiç üzülme. Allah sana göre olanları karşına çıkartacaktır merak etme. Hiçbir şeye geç kalmıyorsun, acelen de yok. Hayırlısı ne zamansa o zaman olacak.” der. Hiç aksi yönde bir söylemini duymadım bu yaşıma kadar. Hep benim yanımda, arkamda dimdik durmuştur. Onun kızıdır onun için her şeyden değerli olan, evli bir kadın olup olmaması değil.

Sonra arkadaşlarımı dinliyorum; dehşet içinde. Annesinin evlen evlen diye baskıları karşısında dayanamayıp nişanlananlar, tabii sonunda ayrılanlar ve bunun travmasını yaşayanlar, evlenmeyi hiç istememesine rağmen aile baskısıyla o yola girmeye kendini mecbur hissedenler, erkek arkadaşının yanında kendisini olduğu gibi ifade edememenin sıkıntısını çekerken evlenme ihtimalini kaçırmasın diye kızına aman sus, alttan al diye öğütler verenler.. Anlamıyorum! Bu konuyu asla anlamıyorum ve anlamayacağım. Nasıl bir anne baba kızının mutluluğundan önce evlenmesi gerektiğini düşünür? Nasıl kızının değerini aşağılara çekip bir erkeğin karşısında sırf kızıyla evlensin diye kızına alttan al öğüdü verir? Bunları duydukça deliriyorum! Nasıl bir bilinçsizlik, şuursuzluktur bu? Evlenince ne oluyor? Ne olacak? Ne bekliyor bu aileler? Anlayamıyorum! Sonra nasıl damatlarının kızına değer vermesini ve el üstünde tutmasını bekliyorlar? Daha sen vermemişsin kızına değer, kızına kendinin değerli olduğunu aşılayamamışsın! Nasıl el alemin adamının yapmasını bekliyorsun acaba?! 

Yani demem o ki, aslında çoğu zaman içe tam sinmeyen ve yapılması “gerekildiği” düşünüldüğü için yapılan evlilikler çok yapılmakta günümüzde. Peki neden? Evlenmek şart mı? Evlenmeye hedef, başarı, statü olarak bakılıyor hala 2017 Türkiye’sinde. Sanırım buradan başlamalı. İlk önce bu inançları değiştirmekten başlamalı konuya.

Evlenmeye hedef, başarı, statü olarak bakılıyor hala 2017 Türkiye’sinde.

İnanın ben de şunu yeni yeni fark ediyorum ki evliliğin içi şişiriliyor. Çok fazla anlam yükleniyor ve haddinden fazla önem veriliyor. Aynı güzellik kavramına yaptığımız gibi aslında. Öyle gözümüzde büyütüyoruz ki öyle hayatımızın en önemli olayıymışçasına yaklaşıyoruz ki duruma, içine öyle büyük anlamlar kata kata ilerliyoruz ki o yolda; sonuç fiyasko. Evlendikten sonra gelen benzer sorular: “Eee bu muydu?” Hiçbir şeyin değişmediği, hayatın değişmediği ancak evlendikten sonra fark ediliyor maalesef. İnsanlar büyük bir hayal kırıklıklarına uğruyorlar. Dolayısıyla buyurun size son yıllarda boşanma oranlarının artmasıyla ilgili sebeplerden bir tanesi.Boşanmak da ayrı dert. Büyük travmaya hoş geldiniz sanki çok ihtiyacımız varmış ve hiç yokmuş gibi. Aileler, evler, alışkanlıklar hepsi bir kenara dursun; o büyük anlamlar yüklenen evliliğinden sonra insan bomboş kalıyor sanıyor. Tüm enerjisini evliliğe vermiş ve kendisini kaybetmiş o sırada. Yalnız kalınca da kimdi, ne yapardı, nasıl yaşardı gibi ana cevapları tekrar hatırlaması gerekiyor. Pek tatlı bir süreç olmasa gerek.. Ama büyüttüğü kesin.

Ben diyorum ki evlenmek istiyorsak niçin evlenmek istediğimizi iyi analiz edelim. Aşırı noktalarda kaçıyorsak da onların da aynı şekilde sebeplerine bakalım. Dinginlik uçlarda değil, dengededir.

Kendimden örnek verecek olursam eğer bu niçinleri analiz etme konusuna; bir dönemim vardı hayatımda kimsenin olmadığı ama evlenmek isteğine takıldığım. Kendimi tuhaf buldum bu konuda ve şifa seansları aldığım Ezgi ile bir seans yapmak istedim. Normalde içimde pek olmayan ve bir anda tavan yapan bu evlilik merakı da nereden çıkmıştı şimdi? Severim kendimi analiz etmeyi, anlamayı. Bu yüzden kendisiyle çalışmayı seçen bir insan oldum bu hayatta. Çünkü ancak kendimi anladığımda kendime daha sakin yaklaşabiliyorum, dönüştürmek istediklerimi dönüştürüyorum. O seanstan şöyle bir sonuç çıktı: “Gamze senin asıl ihtiyacın olan kendinin yarattığı, sana ait olan bir alan. Şu ara evde çok sıkıştığın ve kendine alan açamadığını düşündüğün için ve evliliğin de kendi alanın olması anlamına geldiği için senin için; evlenmek istiyorsun bu kadar basit. Asıl olay evlenmek değil yani, senin o kavrama yüklediğin kendi alanına sahip olma durumu.” Ve ben o seansta aydınlandım! Eğer ki kendini eşelemeyen bir insan olsaydım, bildiğiniz gümbürtüye evlenecektim. İhtiyacım o olmamasına rağmen deli gibi evlenmek istediğimi sanıp karşıma gelen bana en uygun olduğunu düşündüğüm erkekle evlenecektim belki de. Uf! Hayat anlık arzularla nasıl yerlere gidebilir siz de benim gibi görüyor musunuz?

“Artık kendime ait bir alanım vardı!”

Ne yaptım? Hemen odama el attım. Annemin zamanında dekore ettiği odamı tamamen kendi zevkim ve isteklerim doğrultusunda değiştirdim. Ve ne oldu biliyor musunuz? Bendeki o evlilik arzusu tamamen söndü gitti. Artık bana ait, istediğim gibi olan bir alanım vardı!

İşte bu yüzden farkındalıklarımızı yükseltmeliyiz. Bu yüzden kendimize yaklaşmalıyız, anlamalıyız. Hayatımızı gerçekten istediğimiz şekilde yaşayabilmek adına bu çok önemli. Biz kendimizin gerçekten ne istediğini fark etmezsek, nasıl hayal ettiğimiz hayatları yaşayabiliriz ki?

Evlilik konusunun daha milyon tane sonu gelmeyecek boyutu var ama benim son zamanlarda yaptığım gözlemler, biriktirdiğim örnekler doğrultusunda bugün için toplum baskısından, sahip olduğumuz korkulardan ve bu korkuların hayatımızı sürükleyebileceği noktalardan, aile baskısından, evlilik kavramına yüklenen anlamdan bahsetmek istedim.

Son olarak şunu söylemek isterim: Eğer içinizde evlenmek gibi bir istek varsa yaşa, cinsiyete, zamana aldırmadan, korkularınızı iyi analiz ederek gerçekten niçin evlenmek istediğinizin derinlerine inin. Eğer cevap tamamen karşınızdaki kişiden ötürüyse ve sadece sevgi bazlı bir sebep ise tebrikler! Çok çok güzel bir noktadasınız! Umarım isteğiniz gerçekleşir ve mutluluğunuza mutluluk katar. Çünkü bence iyi bir evlilik gerçek bir sevgiye dayanmalı. Başka hiçbir yan sebebi de olmamalı. Fakat işin içerisinde korkular, endişeler, tereddütler, baskılar varsa lütfen ama lütfen durun. Ayrılın demiyorum asla karşınızdakiyle fakat evliliğin içine hemen dalmayın. İnanın ya boşanıyor oluyorsunuz ki bu bence büyük bir travma, ya da aslında içerisinde çok mutsuz olduğunuz bir evlilik sürdürüyorsunuz güven alanından çıkmaya cesaret edemediğiniz için ki bence bu çok daha büyük bir travma!

Bir de, evlenseniz de evlenmeseniz de, erkek arkadaşınız olsa da olmasa da asla ama asla; ne olursa olsun; hayatınıza, isteklerinize, tutkularınıza devam edin. Sizi mutlu eden şeyleri yapmayı asla bırakmayın. Sahiplenin kendi hayatınızı sıkı sıkı. Sevgi, aşk, fedakarlık maskeleri altında kendinizden uzaklaşmayı seçmeyin. Siz kendinizi doldurun ki kim giderse gitsin bomboş kalmayın. Kimsenin sizi kendinizden çalmasına izin vermeyin. Unutmayın ki kim olursa olsun hayatınızdaki en değerli şey sizsiniz! Bunu daima kendinize hatırlatmanız ve kalbinizde hissetmeniz dileğiyle..

 

İlginizi çekebilir: Beklenti kaynaklı hayal kırıklığının en güzel ilacı: Kendini sevmek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale