X

Yalnız gençleri ansızın hayatınıza dahil eden bir oyun: AnSızıN

Bazı oyunlar hayatınıza birden girer ve sizi vuruverir. Tiyatro Bereze’nin iki yıl önce ilk kez sahnelenen oyunu AnSızıN’ı geçen yıl iki kız arkadaşımla gidip izlediğimde ağlamaktan oyun çıkışı çağırdıkları sahneye çıkamamış ve dekorla asla ilişki kurmak istememiştim. Çünkü öyküyü gerçek sanmıştım. Oyunun oyuncusu Elif Temuçin “Hayır, biz yazdık.” diye ikna etti de öyle kurtuldum gözyaşlarımdan ve Elif’le uzun bir röportaj yapabildim oyunla ilgili. İki yıl sonra araya giren upuzun pandemi döneminin ardından oyun tekrar sahnelenmeye başlayınca koşa koşa giderek tekrar izledim. Bu kez hikayenin gerçek olmadığını bilerek ve başka bir gerçeklikten bakarak.

Her şeyden önce Elif Temuçin o kadar kendi gibi, doğal ve gerçekçi bir oyun sergiliyor ki oyunun gerçek sanılması şaşırtıcı değil… Ki bu kez de seyirciler arasında ağlayanları gördüm. Ama yanlarına gidip Elif’in bana yaptığı gibi “Korkmayın onlar yazmışlar.” demedim. Çünkü sanırım biraz da gerçek gibi algılanmasını istedim. Her şey bir yana on altı-on yedi yaşında mutlulukla çok da tanışmamış ve tanışabileceğine dair umutları olmayan gençlerin hayatlarımıza ansızın girmesini istedim.

Bu çocuklar varlar ve bize bir şeyler söylemek istiyorlar. Ya da özellikle bize söylemek istemiyor olsalar bile, bizim onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Biz evlerimizde, kendi konforumuzda devinirken neler oluyor? Duymamız gerekenler var belki de…

Evet, bir yerlerde bir şeyler oluyor. Bir yerlerde gençler kim bilir neden ama tabii ki birçok elle tutulur nedenden dolayı yalnız hissediyor ve yalnızlıklarını gideremiyor.

Elif, oyunuyla bu yalnızlığa ışık tutarak, o yalnızlığı gidermek adına sanat yoluyla bir toplumsal duyarlılık adımı atıyor aslında. Haliyle, aldığı Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü’ne çok da şaşırmamalı. Toplumsal Duyarlılık Projelerinin elzem olduğu bu günlerde sanatın da buna kıyısından köşesinden bir yerden ve kendi özgünlüğünden ödün vermeden hizmet etmesi ne derece mühim bir düşünsenize!

Sırf bu sebeple bile sezon içinde mutlaka gidip izlenilmesi gereken bir oyun AnSızıN. Bırakın hayatlarınıza bir anda girsin ve tiyatroyu da bu derece özlemişken seyirci ile interaktif şekilde iletişim kuruşuyla neşenizi yerine getirsin. Herkesin Spotify’da en son dinlediği şarkıyı açtığı o oyun dışı ama oyundan an gibi… Bir bakın bakalım yanınızda oturan genç, yaşlı, erkek veya kadın seyirci ne dinlemeyi seviyor. Başkalarına bakmayı, yakından ve tanımayı isteyerek bakmayı hatırlamayı özlemişizdir belki de… Olamaz mı?

Müzik buna en iyi araç olduğu için de olsa gerek, oyunda müzik İpek’e (Elif Temuçin’in oynadığı karakter) eşlik eden ikinci karakter. Müzikleri Kerem Erverdi asla rol çalmadan yapıyor ve oyunu tek kişilik olmadan çıkarıyor. Ama rol çalmayan tavrıyla da asla rahatsızlık vermiyor ve resmen gizli bir ikinci karakter yaratmış oluyor. Bu yaratıda rejinin de (yönetmen koltuğunda Erkan Uyanıksoy, dramaturg koltuğunda ise Firuze Engin var) parmağı vardır diye düşünüyorum. Ancak rejinin atladığı şey oyun biterken ve müzik de ansızın durduğunda ikinci karakterimizin sahneyi ani şekilde terk etmesi. Belki orada ufak bir es verse, o esin getirdiği sessizlikte de biraz dolanabilir ve hikayenin hüznünü daha iyi hazmedebiliriz. Oyuna dair tek eleştirim bu sanırım, ama onu da Kerem Erverdi’nin aceleciliğin değil, hikayenin çarpıcılığından etkilenme ve kaçma isteği olasılığına bağlıyorum.

Özetle, AnSızıN hayatınıza ansızın girecek ve kolay kolay çıkmayacak oyunlardan biri, muhakkak kendinize bir iyilik yapın ve yakalayın. Şimdiden iyi seyirler!

Kısaca oyunun özeti: 16 yaşındaki İpek’in aklında birçok konuda sorular var: Hayaller, Spotify, yaşam, ölüm, kuantum, doğa, ayna, mantı ve uzay boşluğu… Anlar, yüzler ve hikayelere doğru bir yolculuk… İyi de İpek ne giyecek?

İlginizi çekebilir: Müzik bizi nasıl iyileştirir: Sadece bir sanat dalı olarak değil, fiziksel yararları ile de müzik

Günsu Özkarar: 1987 Ankara doğumluyum. 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldum. Ardından İsviçre’de Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansım sırasında Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Christopher Warren­Green, Bruno Weil, Daniel Klajner, Jos van Immerseel, Kai Baumann gibi orkestra şefleriyle Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verme deneyimi edindim. Tatjana Masurenko, Michael Kugel, Ruşen Güneş, Çetin Aydar, Danel Quartet, Marco Misciagna, Michel Michalakakos, Apple Hill Quartet, Siegfried Führlinger gibi hocaların ustalık sınıflarına katıldım. The World Youth Orchestra, The World Orchestra, Greek Turkish Youth Orchestra, Bilkent Youth Symphony Orchestra, Bilkent Youth Virtuosos, Jungenc Philharmonic Orchestra, AIMA Festival Orkestrası gibi ensemble/ orkestralarda ve Young Euro Classic, Schloss/Beuggen International Music Fest, Schlern International Music Fest, Bayreuth Youth Talented Artists ́s Music Fest, The Turco-British Association Bach Günleri, Datça Uluslararası Müzik Akademisi, T.R.N.C. Malta Dostluk Günleri, Klasik Keyifler Oda Müziği Festivali, Uluslararası Istanbul Müzik Festivali, Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali, AIMA Ayvalık Müzik Festivali ve Cervo International Music Fest gibi etkinlik ve festival konserlerinde yer aldım. İstanbul’a taşındıktan sonra CRR, AIMA Orkestrası, Orkestra Sion’da çalıştım. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Doçent Beste Tıknaz Modiri ile Sanatta Yeterlilik çalışmalarımı tamamlayarak, Okan Üniversitesi’nde öğretim görevliliğine başladım. Bitirme tezim “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri” kitap olarak yayınlandı. Trio Pax, Trio Tını gruplarının yanı sıra Okan Üniversitesi Orkestrası’nda üç yıl öğretim görevlisi olarak çalıştım. Psikoloji ve edebiyat her zaman ilgi alanım oldu. Çeşitli yaratıcı yazarlık kursları ile birlikte psikanaliz de gördüm ve bu sürecin ardından farklı dergilerde yazılarım yayınladı. Şimdi Milliyet Sanat, SanatAtak dergilerinde düzenli yazmaktayım ve Mayıs'ta İkinci Adam Yayınları’ndan çıkacak Küflü Virgül isimli ilk öykü kitabımı beklemekteyim.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale