X

Yalanın 50 tonu ya da öyle bir şey

Yalanın da 50 tonu var mı dersiniz? Neden olmasın ki?

Düşünün bir; mavinin yani gökyüzünün ya da denizlerin, okyanusların renginin 50 tonu madem var, madem grinin, yani kapalı havanın renginin, belki de melankolinin renginin 50 tonu oluyor, o zaman hayatın içinden olan, insanı tüm canlılardan ayıran belki de en önemli özelliklerimizden birinin, yani yalanın neden 50 tonu olmasın ki?

Yalanın 50 tonu, aslında yalanın 50 çeşidi olarak da tanımlanabilir diye düşünüyorum, siz ne dersiniz?

Çok çeşitlidir çünkü yalanlar. İyisi de vardır, kötüsü de. Bile bile söyleneni de vardır yalanın, fark etmeden söylediklerimiz de. Bildiğimiz halde karşımızdakini üzmemek adına söylemediklerimiz de yalanın bir çeşididir bana göre, bilmeden atıp tuttuklarımız da. Abartı da bir yalandır birçok insana göre, içimizde tutup herkesten gizlediklerimiz de. Daha binlerce çeşit bulabiliriz yalan ile ilgili, ancak tek bir ortak nokta söyleyebiliriz her biri için; kırıcıdır yalan. Biz desek de seni üzmemek adına söylemiştim diye, aslında en acı gerçek bile daha hafiftir yalandan, daha az yakar insanın canını. Ne kadar yaksa da, zamanla geçer acısı. Ama yalanda öyle mi?

O şüphe, o kuşku hep kurcalar insanın kafasını. Hep bir yalan arar her sözün arkasında. Kimisinin güveni yerle bir olup bir daha asla güvenemezken insanlara, kimisi her seferinde düşer o ağa, bile bile ya da istemeden…

Ben söylemedim mi peki hiç yalan? Olur mu! İnsanım ben de, elbet söyledim, hem de defalarca. Bazen yalanın en saf haliydi beyazdı söylediğim yalanlar, bazen ilerlettim işi beji bile geçtim. Daha da koyu renkler oldu tabii olmaz mı hiç. Kırdım da sevdiklerimi, bazen bile bile… Ama hep üzülerek, içim bir cız ederek.

İnanır mısınız bazen de içerisinde buldum kendimi büyük bir yalanın. Söylemesi oldukça zor olan o yalanlar her seferinde yenisini doğurdu, ben deyim yumurta siz deyin matruşka misali…

Hepimizin vardır böyle hikayeleri, nasıl olmasın ki? Ama bir gün gelir ki söylenen yalanlar paramparça eder ya kalbinizi, işte o zaman bile asla vazgeçmeyin insanlardan, asla veda etmeyin insanlara olan güveninize bir köşe başında. Siz yalnızca yalanı öğrendiğiniz anda her şeye rağmen güçlü durabilmeyi görev edinin kendinize. Ve empati kurun onlarla. Hem o insanlarla hem de yalanlarıyla. Ve güveni değil de yalanı çıkartın hayatınızdan. Unutmayın ki en kötü gerçek, en güzel yalandan iyidir…

Geçen haftaki yazımı okumuş muydunuz? Okumayanlar için hemen söyleyeyim, tam da şu cümleyi kurmuştum sizlere:

‘Farklı konularda yazılar yazmaya karar verdiğimi belirtmek isterim.’

Evet tam da böyle söylemişim. Ne oldu da fikrim değişti dersiniz? İçimden geldi, bugün bu konu heyecanlandırdı beni. Affınıza sığınayım sözümü tutamadım belki, ama konu ne olursa olsun ben hep buralarda olacağım. Öyle ya da böyle….

Bazen duygularımı anlatan yazılarımla, bazen tavsiye film, müzik ve kitap listelerimle, bazen doğayı paylaşacağım yazılarımla, bazen ise bambaşka bir konuyla… Gizem hep burada sizinle. Ne zaman isterseniz benimle iletişime geçebileceğinizi de, yazılarımla ilgili düşünceleriniz üzerine konuşabileceğimizi de bu vesileyle bir kez daha dile getireyim o halde…

Ve haftaya buluşana kadar tatlılıklarla geçireceğiniz günler dileyerek bitireyim bugünkü yazımı da…

Sağlıklı ve huzurlu günlerde buluşmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Aklımın ‘hayır’ dediği hiçbir şeye ‘evet’ dememeyi öğrendiğim günAklımın ‘

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale