X

Yaktığınız köprüleri yeniden onarmanın 10 yolu

“Asla köprüleri yakma” hepimizin hayatında en az bir kez duyduğu bir tavsiye. Bu tavsiyeyi hem kariyer hayatınızda hem de kişisel yaşamınızda uygulamak ilişkilerin güçlü olması için mantıklı olabilir. Eğer bir kez köprüleri yaktıysanız sonuçları umduğunuzdan çok daha farklı olabilir.

İnternetin dünyadaki tüm insanları birbirine bağladığı teknoloji çağında, bitirilen bir ilişki sizin için yüzlerce potansiyel kapıyı kapatabilir. Bu ister bir akraba ister bir arkadaş olsun, hayat birisini sonsuza dek yok saymak için çok kısa.

Yine de hepimiz hata yaparız. Düşüncesizce davranmış ya da bir anda patlamış olabilirsiniz ama umudunuzu kesmeyin. İşte Uplifers olarak derlediğimiz yaktığınız köprüleri yeniden inşa etmenin 10 yolu:

1. Kabuk bağlamasına izin vermeyin

Köprü hala yanıyor ya da çok uzun zaman önce yanmış olabilir. Her iki şekilde de, bunu bir saniye daha bu şekilde kalmasına izin vermemelisiniz. Köprü henüz yanmaktaysa, hemen harekete geçin ve tamir için listedeki üçüncü maddeye atlayın. Eğer üzerinden bir süre, hatta yıllar geçmişse, bunu kolaylaştırmak için biraz çabalamanız gerekecek. Ama bunun er ya da geç gerçekleşmesi lazım çünkü ne kadar ertelerseniz ilişkinizi tamir etmesi de o kadar zorlaşacaktır.

2. Küçük adımlar atın

İyileşme sürecini başlatmanın ilk yolu küçük adımlar atmaktır; çok küçük adımlar. Hayatınızdan çıkardığınız birinin hayatına paldır küldür geri giremezsiniz ve onun bu konuda duyarlı olmasını bekleyemezsiniz. Sonuçta, buna aylardır kafa patlatıyor olabilirsiniz ama olanların kesinlikle geçmişte kaldığı da bir gerçek.  Facebook’ta birbirinizi arkadaşlık listenizden çıkardıysanız, buradan başlayın. Bir iş ilişkisiniz varsa, LinkedIn’i deneyin. Eğer etrafta birbirinizi görüyorsanız, aranız soğuk olsa bile, arkadaşça davranın. Henüz büyük jestler yapmak zorunda değilsiniz; sadece ilişkinizi düzeltmek için zemin hazırlayın.

3. İlk adımı siz atın

Ufak adımlarla işe başladıktan sonra elinizi taşın altına koyup iyileşme sürecini başlatan ilk siz olmalısınız. Diğer kişinin birkaç ipucuyla, ya da gülümseyerek size doğru harekete geçmesini bekleyemezsiniz. Onun davranışı kibriti çakan şey olsa bile, köprüleri siz yaktınız. Yani gururunuzu bir yana bırakın ve hedefe doğru ilerleyin.

4. Samimi olun

İlk hamleyi yaptığınızda, yanan köprüleri tamir etmek için % 100 kararlı olmalısınız. Bu durum ise samimiyet ile başlar. Eğer diğer kişiden bir şey istiyorsanız, örneğin şirketinde bir iş gibi, barışmak için gönülsüz girişimleriniz fazla aşikar olacaktır. Sadece çıkarınız için buna tahammül eden biri olarak onun karşısına çıkmak istemezsiniz. Eğer samimi değilseniz ya da yaranız hala açık olduğundan nasıl samimi olacağınızı bilmiyorsanız, bu kesinlikle doğru zaman değil demektir.

5. Hatalı olduğunuzu itiraf edin

İçinizden “ama ben hatalı değildim, bu kesinlikle onun suçuydu” diyor olabilirsiniz. Ama nedeni ne olursa olsun, köprüyü onarmak için çalışmanız çok önemli. Aranızdaki bağları güçlendirmek size kendinizi daha iyi hissettirir bu yüzden hatalı olduğunuzu kabul etmeye çekinmeyin. Hatalı olduğunuzu kabul ederek, diğer kişiye de konuyu kapatma imkanı verirsiniz. Bu onlara güç verip, daha yüksekte hissetmesini sağlar. Bu noktadan sonra, uzlaşma sağlamak çok daha kolaydır.

6. Gerçekten dinleyin

Eğer diyaloğu başlatacak kadar şanslıysanız hikayenin karşı taraf açısından halini de dinleme şansınız var demektir. Bu kendin bakış açınızı değiştirmeye açma zamanıdır. Arkadaşınızın sürtüşme olduğu zaman nasıl bir dönemden geçiyordu? Yaptığı şeyi acaba yanlış mı anladınız? İlk baştaki anlaşmazlık küçük bir şey miydi? Bazı şeylere aşırı tepki mi verdiniz? Dinlediğiniz zaman, o kişiye duyduğunuz şeyleri tekrarlayın. Uzlaşmanın en önemli parçalarından biri sesini duyurmuş ve anlaşılmış olduğunu bilmektir.

7. Lafta değil içten bir şekilde özür dileyin

Olay köprüleri yeniden inşa etmek olduğunda bir özür size epey bir yol kat ettirebilir. Basit gibi görünen bu iki kelime insanların söylemeye en çok zorlandığı şeylerden biridir. Hatalı olduğunuzu itiraf etmek önemli olabilir bunu özür dileyerek de desteklemeniz gerekir.

Diğer kişi, ilk başta bunu duymakta zorlansa da zamanla takdir edecektir. Örneğin “Şimdiye kadar sana söyleme fırsatım olmadı ama çok üzgünüm” diyerek başlayabilirsiniz. Bu sorumluluğu sizin omuzlarınıza koyar ve bazen karşı tarafa da kendini sorumlu hissettirebilir.

8. Bağışlanmayı dileyin

Bu diğer kişiyi güçlü bir pozisyona koymak için başka bir fırsat. Geçmiş günahlarınızla ilgili affedilmeyi dilemek ayıp bir şey değildir. İnatçı davranıp hala yanlış bir şey yapmadığınızı söylüyor olabilirsiniz, ama bu sizi herhangi bir yere getirmez. Onun yerine basit bir “Yaptıklarım için beni affedebilir misin?” cümlesi çok daha fazla işe yarayacaktır.

9. Kuralları bir yana bırakın

Yaşanan şeyin tekrarı olmaz. Bunu önlemenin en iyi yolu kuralları bir yana bırakmaktır. Olan biten hakkında daha fazla konuşmaktansa endişelerinizle ilgili konuşmak daha faydalı olacaktır. Yine de düzenli kontroller yapın ve her şeyin pürüzsüz ilerlediğinden emin olun. Küçük sorunları konuşurken olaylar alevlenip köprüler tekrar yanmaya başlayabilir, dikkat edin!

10. Hiç bir şeyin garanti olduğunu düşünmeyin

Yıllardır birbirinizi tanıyor olsanız bile, şimdi yeni ve kırılgan bir ilişkiniz var. Sizi ilişkinizi bitirme noktasına getiren aynı rutine geri dönmeniz düşünülemez. Eski alışkanlıklara geri gitmeyin. Daha önceden sorun olmayan şeylerle ilgili şaka yapıyor olabilirsiniz ancak (özellikle bu sürtüşmeye neden olan olayla ilgiliyse eğer) artık limiti aşmak olabilir. İş yerinde, o kişi sizden üstün olmuş olsa bile, onu arkadaşınız olarak görüyor olabilirsiniz. Şimdi bu engellere saygılı olman gerekir. Samimi, açık, ulaşılabilir çalışma ortamında ise profesyonel olmak en risksiz adım olacaktır.

Kaynak

Wise Bread

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale