Düşünceleriniz, bir amaçla bağdaşmadığı sürece hiçbir şey elde edilemez. Değiştirmek istediğiniz yaşam tarzınız ise hedefiniz için adım atmalısınız. Ben hayatın genel kuralını şu şekilde ifade ediyorum: “Hareket etmezsen, zihnindeki tohumlar yeşili ve maviyi görmeden toprağın altında çürür.” Bu söylediğim sadece beslenme konusunda değil, hayatın tamamı için geçerli olabilir.
Bugün yaza fit girme telaşında, sıklıkla duyulan “yağ” konusunu irdelemek istiyorum. Yağ kelimesi sizin için ne ifade ediyor? Ben çevremde kısa bir anket yaptığımda, çoğu insanın yakındığı ve vücudunda en çok kurtulmak istedikleri bölgeleri sinsi bir düşman olarak tanımladıklarıyla karşılaştım.
“Yağ”ın tıbbi literatürdeki tanımı; genel olarak suda erimeyen eter, kloroform, benzen ve aseton gibi organik çözücülerde eriyebilen biyomoleküller olarak yer alıyor. Tabii ki, vücudumuz için gerekli temel besin maddelerinin de başında geliyor. Organizmayı ısı, ışık, elektrik ve fiziksel şoklardan koruyan, ve enerji deposu olan bir yapıdan bahsediyoruz. Buna ek olarak, bazı vitamin ve hormonların yapısında görev alarak önemli bir işlevi yerine getiriyor. A, D, E, K vitaminlerinin emilimi ile beyin ve sinir dokularında kritik görevlere de sahip olduklarını söyleyebilirim.
Peki, bu kadar önemli görevleri olan bir besin maddesine karşı nasıl bu kadar kin beslenebilir?
Yemek yediğiniz zaman vücudunuz karbonhidrat, yağ ve proteini yapı taşlarına ayırıyor. Böylece ya hemen ya da daha sonra kullanabileceğiniz bir enerji açığa çıkıyor. İşte kullanmadığınız enerjinin %80’lik kısmı bel, kalça ve basen bölgelerinizde depolanıyor. Fakat daha tehlikeli olan bir depolama bölgesi, iç organlarınızın çevresindeki yağlanma oluyor. Çünkü kalp-damar hastalıkları, diyabet ve kanser gibi birçok hastalık riski bu nedenden ötürü ortaya çıkıyor.
Bedeninizi korumak ve ona iyilik yapmanız için yaşam tarzınızı değiştirerek işe başlayabilirsiniz. Motivasyonunuzu artıracak tüyolar ve yağ yakımını hızlandıracak besinleri sevgili Uplifers okuyucularım için sıralıyorum.
Kabuklu yemişler
Açlık hissini yatıştırıp, kas oluşumunu destekler. Kahvaltınızı 7-8 çiğ badem ya da 2 tam cevizle taçlandırmayı deneyin. Obezite, kas kaybı, kırışıklık oluşumu ve kalp- damar hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.
Baklagiller
Kas oluşumunu destekler, yağ yakımını hızlandırır ve sindirim sistemini düzene sokar. Obezite, kolon kanseri ve kalp-damar hastalıkları ile mücadele eder. Baklagilleri pişirirken vitamin ve mineral kaybetmemek için, ıslatma suyunu atın ama haşlama suyunu atmayın.
Yağsız beyaz etler
Kas miktarını artırır ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tok kalma sürecini uzatırlar. Obezite, diyabet ve çeşitli hastalıklara karşı savaşırlar. Izgara, haşlama ve fırında tüketmenizi ve yanında bol yeşillik tüketmenizi öneririm.
Yulaf
Kan şekerinin dengelenmesi sağlar, kolesterolü düşürür. Bol lifli yapısı sayesinde sindirim sistemini düzene sokar. Kalp-damar hastalıkları, obezite, diyabet ve kolon kanserini önlemede etkilidir. Farklı bir yulaf ezmesi denemek isteyenler; 2 yemek kaşığı yulaf ezmesini 1 yemek kaşığı süt ekle ve 5 dakika bekletin. Daha sonra lor peyniri ve yumurta ekleyin. Bu karışımı baharatlarla süsleyin ve omlet olarak pişirip servis edin.
Fıstık ezmesi
Testosteron ve kas oluşumunu ciddi miktarda artırır. Yağın yakılmasını hızlandırır. Obezite, kas kaybı, kırışıklık oluşumunu ve kalp-damar hastalıklarının oluşumunu engeller. Cinsel hayatına hareket getirir.
Kas yapımını artırmak isteyenler; yarım muzun üzerine bir tatlı kaşığı fıstık ezmesi sürüp yerseniz daha etkili bir beslenme sağlarsınız.
Çilek ve böğürtlen familyası
Kalbi korur, görme duygusunu geliştirir, hafızayı güçlendirir. Açlık duygusunu bastırır, vücudun denge ve koordinasyonunu sağlar. Antioksidanlardan zengindir. Kalp-damar hastalıkları, kanser ve obeziteye karşı etkilidir. 1 kase organik yoğurt içerisine, 3 yemek kaşığı sevdiğiniz böğürtlen familyası ve 2 kare ham çikolata ekleyerek kendinizi sağlıklı şımartabilirsiniz.
Ara öğün
Ara öğün tüketmek; vitamin ve mineral alımını artırır. Tokluk hissini artırarak ana öğünde gereksiz kalori alımını engeller ve zihninizi daha aktif hale getirir. Tabii ki ara öğünlerde doğru seçim yapmak önemlidir. Abur cubur ara öğün değil, bel çevrenize eklenen yağ dokusudur.
Su
Su dengedir ve vücudun 2/3’ü suda oluşur. Vücudunuz günde yaklaşık olarak 2-2,5 litre idrar, deri, solunum ve bağırsak yoluyla su kaybeder. Kaybettiği suyu yerine koymak yaşamsal öneme sahiptir. Susuzluk ve açlık beynin aynı bölgesinden kontrol edilir. Bir şeyler yemeden önce susayıp susamadığınızı kontrol edin.
Uyku
En kaliteli uyku zaman dilimi, 23:00 ile 04:00 arasıdır. Kortizol hormonu düzensiz uykudan etkilenir ve aşırı salınımı vücutta yağlanmaya neden olur. Kortizol üretimi, beynin aydınlık ve karanlık algısına bağlı olarak beyne iletilir. Bu nedenle uyku düzeniniz bozulduğunda, kortizol hormonunun salınımı artar ve buna bağlı olarak yağ depolanması artar. Beyne yemeyi durdurması gerektiği sinyalini gönderen leptin hormonudur. Beyne açlık sinyali gönderen ise, ghrelin hormonudur. Gece uyumadığınızda ghrelin hormonu daha fazla salgılanırken, leptin hormonu daha az salgılanır.
Hareket
Bahaneleri bir kenara bırakın ve sporu hayatınıza yerleştirin. Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz değil mi? Sabah normalde kalktığınız saatten 1 saat önce kalkmayı deneyin ve yürüyüşe gidin. Orta tempolu bir yürüyüş her zaman idealdir. İsterseniz pilates, yoga ve dansı da tercih edebilirsiniz. Yoga hareketlerini yaparken gözlerini kapatman daha etkili olabilir. Gözlerinin sunduğu sinirsel destekten mahrum kalan beyin ve kaslar birbiriyle iletişim kurmak için daha fazla çalışmak zorunda kalırlar. Kaslarınızı daha çok çalıştırırken, bonus olarak koordinasyon mekanizmanızı da geliştirirsiniz.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.