dummy

Ya evdeki tek çevreci sizseniz: Kalabalık bir hanede sıfır atıkçı olmak

Çevre kirliliği konusunda toplum bilinci, geçmiş yıllara göre oldukça artmış durumda. Artık büyük şirketler ve hükümetler de ellerini taşın altına koyup çevreci adımlar atmaya başladı. Durum böyle olunca, bizler de gezegenimizde olup bitenler hakkında daha fazla şey öğrenmeye başladık. Durumun daha kötüye gitmemesi adına belki tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkardık, belki tüketim alışkanlıklarımızı değiştirdik, belki de yaşadığımız yeri daha sürdürülebilir hale getirmek için düzenlemeler yaptık.

dummydummy

Kendi alışkanlıklarımızı, kendi tüketim tercihlerimizi ve kendi yaşam alanlarımızı değiştirmek çok da zor bir mesele değil; sonuçta karar sadece bize kalıyor. Ancak ya yalnız yaşamıyorsak? Ya evdeki tek çevreci sizseniz?

Pek çoğumuz evlerimizde anne, babamızla, eşimizle, çocuklarımızla veya ev arkadaşlarımızla birlikte yaşıyoruz. Konu yaşam alanımızı değiştirmeye geldiğinde söz hakkı sadece bizim olmuyor. Evdeki herkes sizinle aynı görüşte, sizin gibi hayatında çevre dostu değişiklikler yapmaya istekli ve gönüllü olmayabilir. Bu durumda, evden çıkan çöpü nasıl sıfırlarız, nasıl sıfır atık yaşayabiliriz?

Kimseyi zorlamayın, kimseye dayatmayın

Akılda tutulması gereken en önemli konu bu; hiç kimse çevreci olmak zorunda değil. Her birey, kendi hayatını nasıl yaşayacağını ve düzenini nasıl şekillendireceğini seçme özgürlüğüne sahiptir. Bu nedenle asla hiç kimseyi plastik tüketiyor diye, çocuk işçi çalıştıran mağazalardan kıyafet alıp giyiyor diye, geri dönüşüm için çabalamıyor diye eleştirmemelisiniz. Yeterince bilgi sahibi olmayabilirler, belki çevre konularının abartıldığını düşünüyorlardır, belki de uğraşmak zor geliyordur. Hiç bilmediğimiz tamamen kişisel sebepleri de olabilir. İnsanların kendi yaşam tercihlerine saygı göstermelisiniz.

Böyle bir durumda yapabileceğiniz iki şey var. Birincisi, örnek olmak. Diğerlerine ne yapacaklarını söylemek ve işlerine karışmak yerine, sizin neler yaptığınızı gösterin. Böylece onlara örnek olup ilham verebilirsiniz. İkincisi ise bilginizi ve tutkunuzu diğerleri ile paylaşmak. Okuduğunuz çevre haberlerini, kitaplardan ve belgesellerden öğrendiklerinizi yaşadığınız insanlarla paylaşın. Bu belgeselleri birlikte izleyin. Doğal dengenin bozulma sebeplerini ve bunları nasıl engelleyebileceğimizi anlatın. Çevre dostu bir hayat sürmenin sizin için ne kadar önemli olduğundan bahsedin. Böylece onların da sizin kendi hayatınız için verdiğiniz kararlara saygı duymasını sağlarsınız ve onları da bilinçlendirmiş olursunuz. Belki de aile üyelerinizi ya da arkadaşlarınızı da tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye ikna etmiş olursunuz, kim bilir?

Gerekeni yapmak öncelikle size düşüyor

Evi paylaştığınız insanlar evde sürdürülebilir değişiklikler yapılmasına onay verse bile, bu konuda bir şeyler yapmaya istekli olmayabilirler. Onlara, size yardım etmedikleri için kızmak yerine tüm sorumluluğu üzerinize alın. Arıtma sistemi kurulacaksa firma ile siz iletişime geçin, kompost kovasının bakımını siz üstlenin, deterjan yapılacak zeytinyağı sabunları siz rendeleyin.

Diğerlerinden ise sadece organik atıkları genel çöpe atmamalarını, temizlik için evde yapılan temizlik ürünlerini kullanmalarını ve buna benzer küçük, zahmetsiz adımları uygulamalarını rica edebilirsiniz. Bu hem onların hayatını kolaylaştırır, hem de size istediğiniz değişiklikleri yapma imkânı verir.

Zaman tanıyın

Siz atıksız yaşama bir günde mi adapte oldunuz? Yıllarca edindiğimiz alışkanlıkları bir anda değiştirmek çok zordur. Sizin kadar istekli olmayan hane üyeleri için daha da zor olacaktır. Bu nedenle küçük adımlarla ilerleyin. Tek bir değişiklikle başlayın; alışveriş için bez çantalar edinerek mesela. Sonraki ay arıtma kurulur ve eve plastik şişede su almayı bırakırsınız, sonraki ay kompost kovası edinirsiniz, sonrasında evdeki meyve atıklarından sirke kurar, ardından o sirke ile temizlik için el yapımı karışımlar hazırlarsınız. Zamanla, bu değişiklikler olağan hale geldikçe, giderler azaldıkça, atıksız yaşamanın faydaları gözle görünür olmaya başladıkça diğerleri de bunları severek ve isteyerek yapmaya başlayacaklardır.

Ev alışverişlerine dâhil olun

Evde otorite sizde ise atıksız bir alışveriş planlamak zor olmayacaktır, ancak anne, babasıyla yaşayan bir genç iseniz sözünüzü geçirmekte zorlanabilirsiniz. Bu durumda kilit nokta, tatlı söz ile aileyi ikna etmekten geçiyor.

Özellikle tek kullanımlık plastikleri çok kullanan bir aileniz varsa, ev içi ihtiyaç alışverişlerine azıcık (!) müdahale etmenizde bir sakınca yoktur. Evde buzdolabı poşeti mi bitti? “Anneciğim, buzdolabı poşeti yerine balmumu kumaş ve pamuklu keseler alsak ya? Sık sık yenisini almak zorunda kalmayız. Hem biliyor musun yiyecekleri çok daha uzun süre taze tutuyormuş…” diyebilirsiniz. Pipet mi alınacak? “Metal pipetlerden alsak ya? Herkesinki farklı bir renk olsun, yıkar yıkar kullanırız” diye önerebilirsiniz. Böyle küçük fikirler vererek eve sürdürülebilir eşyalar alınmasını ve tek kullanımlık alternatiflerine duyulan ihtiyacın azalmasını sağlayabilirsiniz.

Sürdürülebilir hediyeler alın

Aile üyelerinin ya da ev arkadaşlarınızın sürdürülebilir yaşama adapte olmasını kolaylaştıracak, güzel bir kahve termosu ya da su şişesi gibi hediyeler ile onları mutlu edebilirsiniz. Pipet kullanmayı seven kardeşinize metal, akrilik ya da buğday sapından üretilmiş pipetler hediye edebilirsiniz. İleri dönüşüm ile bu armağanları kendiniz de yapabilirsiniz; atık kumaşlardan saç bandanası veya cüzdan gibi eşyalar üretebilir ve sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.

Hiç kimseyi bir şeyler yapmaya zorlamadan, kendiniz için yaptıklarınızla başkalarına ilham olmanız mümkün. Sevdiklerinizi bilinçlendirip onların da çevre için küçük adımlar atmalarını sağlayabilirsiniz. Alışkanlıklarında köklü bir değişim yapmasalar da, sadece plastik şişe kullanmayı bırakmaları bile çevre için büyük bir fark yaratır. Evde yaşayanları bu değişiklikleri yapmaya ikna edemezseniz, üzülmeyin. Dünyada bir şeylerin değişmesini istiyorsak değişime kendimizden başlamalıyız. Bireysel olarak yaptıklarımızla bile gezegenimize çok büyük bir iyilik yapıyoruz.

İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 4: Atıksız alışveriş önerileri

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Yapay Zekânın Mutfaktaki Sırrı: Kusursuz Pişirme Siemens iQ700’de Gizli

Mutfak sadece yemek pişirdiğiniz bir yer değil; sabah kahvaltısına sıcak börekler hazırlarken güne başladığınız, akşam sevdiklerinizle sohbet ederken fırından mis gibi kokuların yayıldığı, evinin en sıcak köşesi. Akıllı teknolojiler ve yapay zekâ sayesinde, artık o köşe çok daha akıllı. Siemens’in iQ700 Fırını, sıradan bir pişirme deneyimini size özel bir sanata dönüştürüyor. Fırına koyduğunuz kek her seferinde mükemmel kabarır, et istediğiniz oranda pişer, sebzeler rengini ve vitaminini kaybetmeden tabağınızı süsler. Siemens iQ700, tüm bu süreci sizin yerinize izliyor, her detayı sizin için mükemmelleştiriyor. Artık mutfakta yalnız değilsiniz; yanınızda sizi anlayan akıllı bir “yardımcı şef” var.



Kamera kontrollü mükemmellik: Yemeğinizi “tanıyan” zekâ

Siemens iQ700 fırını farklı kılan en çarpıcı özellik, sıradan bir pişirme deneyimini akıllı bir mutfak asistanına dönüştüren yapay zekâ destekli kamera teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde, fırın artık sadece ısı veren bir cihaz değil; sizinle birlikte düşünen, sizi anlayan bir mutfak şefi gibi çalışıyor.

Fırına bir kek koyduğunuzda, Siemens iQ700 hemen tanıyor. Çünkü 100 farklı yemeği tanıma özelliği sayesinde kekten rostoya, pizzadan böreğe kadar onlarca tarifi analiz edebiliyor. Her birini kendi pişirme ayarına göre değerlendiriyor ve o yemeğe en uygun ayarları kendisi seçiyor.



Üstelik en ince ayarları otomatik yapması sayesinde sıcaklık, pişirme süresi ve pişirme modu gibi detayları sizin için ayarlar. Siemens iQ700, her yemeğe özel ideal koşulları kendi belirliyor. Siz sadece malzemeleri hazırlıyorsunuz; gerisini o hallediyor.



Ve en büyüleyici kısmı: Kamera kontrollü pişirme ve otomatik kapanma (cookControl Pro) sayesinde, yemeğinizin kızarma derecesini veya iç sıcaklığını izleyerek, tam kıvama ulaştığında pişirmeyi otomatik olarak sonlandırıyor. Böylece yemeğin az ya da çok pişmesi endişesi tamamen ortadan kalkar.

Pişirme sanatını destekleyen akıllı sensörler

Yapay zekâ, iQ700 fırınlarda yalnızca kamerayla sınırlı değil; her yemeğe kusursuz kıvamı kazandırmak için geliştirilen sofistike sensörlerle deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. Çünkü Siemens iQ700, pişirme sürecini sizin kadar ciddiye alıyor.

roastingSensor Plus, üç farklı noktadan ısıyı ölçen gelişmiş bir termometreyle etin, tavuğun ya da balığın iç sıcaklığını anbean takip ediyor. Siemens iQ700 ile fırının kapağını hiç açmadan, etin sıcaklığından pişip pişmediğini kendi belirliyor. Sonuç, dışı çıtır ama içi sulu bir lezzet… Şeflerin elinden çıkmış gibi, her seferinde aynı kusursuzlukta pişen lezzetleri artık evinizde deneyimleyebilirsiniz.

Tatlıdan tuzluya her hamur işinde aynı titizlik geçerli. bakingSensor Plus, fırın içindeki nemi ve sıcaklığı analiz ederek kek, poğaça ya da ekmeklerinizin ne zaman mükemmel kabarıklığa ulaştığını tespit ediyor. Böylece kekiniz her defasında istediğiniz gibi kabarır, içi yumuşak kalır.

Her detayında profesyonel bir şefin özeni, her dokunuşunda kusursuz bir pişirme dengesi… Siemens iQ700, sadece pişirme sürecini değil, mutfakta yarattığınız deneyimi de yeniden tanımlıyor.



Hayatı kolaylaştıran ekstra özellikler

Siemens iQ700, sadece kusursuz pişirme sonuçlarıyla değil, modern yaşamın hızına uyum sağlayan akıllı çözümleriyle de fark yaratıyor. iQ700, sizin için mutfakta geçen zamanı kolaylaştırmayı da biliyor.

FullSteam Plus özelliği sayesinde buhar ve 120°C ısı kombinasyonuyla yemekleri %50’ye kadar daha hızlı pişirirken, vitaminleri ve lezzeti koruyor. Dışı çıtır, içi sulu balıklar ya da sebzeler hazırlamak artık sadece birkaç dakikanızı alıyor. Üstelik tüm bunları yaparken besinlerin doğallığını koruyor; yani sağlıklı ve lezzetli sofralar, zamandan ödün vermeden mümkün hale geliyor.

Siemens Home Connect uygulamasıyla Siemens iQ700 fırınınız dışarıda olsanız bile sizinle her yerde. Telefonunuzdan uygulamayı açın, yemeğinizi uzaktan pişirmeye başlayın, sıcaklığı ayarlayabilir hatta iç kameradan yemeğinizin ne durumda olduğunu izleyebilirsiniz. Eve geldiğinizde yeni pişmiş yemek kokusuyla karşılanmak artık yalnızca konfor değil, Siemens iQ700 ile modern yaşamın akıllı kolaylığı.

Hijyen konusunda en rahatlatıcı detay ise activeClean® (Pirolitik Temizlik). Siemens iQ700, iç yüzeyinde biriken yağ ve kalıntıları yüksek sıcaklıkta küle dönüştürerek kendini tamamen temizliyor. Sizin yapmanız gereken, fırın soğuduktan sonra bir bezle hafifçe silmek. Artık temizlik için vakit harcamanıza gerek yok; çünkü iQ700, size zamandan fazlasını kazandırıyor.

Siemens iQ700, modern yaşam temposunu anlayan, sizin yerinize düşünen bir mutfak deneyimi sunuyor. Hız, hijyen ve lezzet… Hepsi tek tuşla elinizin altında.

Mutfakta yeni bir yetenek

Siemens iQ700 Fırın, sadece bir ev aleti değil; mutfak yeteneğinizi parlatmanıza yardımcı olan, en zorlu tariflerde bile yanınızda olan akıllı bir asistan. 

Unutmayın, her mükemmel sofranın ardında doğru bir seçim vardır. Ve bu seçimi Siemens iQ700 ile yapabilirsiniz. Sonuçta Siemens, teknolojinin keyfini bilenlere. Siemens’in iQ700 ve daha birçok ürününü keşfetmek için tıklayın.Siemens iQ700





İlgili Makale
whatsapp