X

Nefes, soğuk, irade: Wim Hof Metod eğitmeni Doruk Taraktaş ile keyifli bir röportaj

Sanıyoruz “Buz Adam Wim Hof”u duymayan yoktur. 64 yaşındaki Wim Hof, “Buz Adam” lakabını, donma seviyesindeki düşük sıcaklıklara dayanma konusundaki olağanüstü yeteneğinden (buzun altında yüzmesi, karda çıplak ayakla koşması ve soğuk suda uzun süreler geçirmesi) alıyor. Kendisi ayrıca Guiness Rekorlar kitabına tam 26 kez adını yazdırmış biri. Şimdilerde tüm dünyaya nam salmasının sebebi ise geliştirdiği “Wim Hof Metodu“. Bu teknik en özet haliyle enerjiyi ve odaklanma yeteneğini arttırmayı, bağışıklık sistemini güçlendirmeyi ve stres seviyelerini düşürmeyi amaçlıyor… Wim Hof metoduyla ilgili anlatılacak çok fazla şey var. Ancak biz lafı uzatmadan, Türkiye’de hepimize Wim Hof Metodu’nu deneyimleme şansı tanıyan Wim Hof Metod eğitmeni Doruk Taraktaş ile yaptığımız keyifli röportaja geçelim istiyoruz. Gelin, bu etkileyici metodu Doruk Bey’den dinleyelim…

1. Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, 1980 Ankara doğumluyum. Ankara’nın bol yeşilli zamanlarında, sokaklarda oyun oynayarak büyüdüm (özellikle belirtiyorum). Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi’nden mezun olduktan sonra beyaz yaka olarak iş hayatıma başladım. 20 yıl boyunca FMCG sektöründe satış operasyonlarında yönetici olarak çalıştıktan sonra, 2023 yılı ile itibari ile 2021 yılında başladığım Wim Hof Metod eğitmenliğime tam zamanlı olarak geçiş yaptım.

2. Sizi Wim Hof metoduyla tanıştıran neydi?

WHM ile şans eseri YouTube’da dolaşırken karşılaştım. Metodun yaratıcısı Hollandalı Wim Hof’u yıllar önce “Super Humans” belgeselinde görmüştüm ancak karlar üstünde mayo ile oturan bir adam bana o zamanlar deli ya da doğanın bir harikası olarak gelmişti ve hiç ilgilenmemiştim. Bunda soğuktan hiç hoşlanmamamın ve “sıcak insanı” olmamın da etkisi vardır ya da böyle olduğuma inanmış olmamın…

3. Bize eğitmenlik sürecinizden bahseder misiniz?

Nefes ve ilk soğuk duşumdan çıktığım an hissettiğim şey beni çok etkiledi ve o an içime “Bunu tanıdığım, tanımadığım herkesle paylaşmalıyım” duygusu geldi. Metodla ilgili henüz hiçbir şey bilmiyor olmama rağmen o an eğitmen olmaya karar vermiştim. Nasıl olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. 🙂

1 yıl sonunda eğitmenliğe kayıt olmak istedim ama öncesinde 5 günlük bir yurtdışı kampına katıldım. Hiç eğitim görmeden eğitmen olmak iyi bir fikir değil diye düşündüm. Slovakya’da karların ve buzlu göllerin içinde, Low Tatras Dağına (2060 mt) mayoyla -10 derecede tırmanış deneyimimden sonra eğitmenlik için çok yolum olduğuna karar verdim ve 1 yıl daha hazırlanmak istedim. Wim Hof Metod eğitmenliği için bolca deneyim ve derin bir içselleştirme gerekli olduğunu anladım. İkinci yılımın sonunda akademiye kayıt oldum. Bir yıl süren hazırlık ve eğitim süreci sonrası Level 1 eğitmenliğimi Polonya’da tamamladım, 2021 yılı Ekim ayında eğitmenlik sertifikamı aldıktan bir yıl sonra Level 2 eğitimimi de Polonya’da tamamlayarak ikinci seviye eğitmen oldum.

2023 yılında Karpacs Polonya’da 300 katılımcı ile gerçekleştirilen ve bugüne kadar yapılan en büyük Wim Hof Metodu kış kampına eğitmen olarak davet edilen 24 eğitmenden biri oldum.

Wim Hof Metod eğitmenliğini büyük bir aşkla yapmaya devam ediyorum.

4. Sizin ilk deneyiminiz nasıldı?

YouTube da Wim’i tekrar görsem de videolarına bakmadım çünkü ben “Soğuk hiç sevmezdim”. Ancak başka insanların metodu deneyimleme ve metod hakkında inanılmaz yorumlar yaptıkları, hayatlarının nasıl değiştiğiyle ilgili videolar ilgimi çekti ve konuyu araştırmaya başladım. İzlediğim her video, her kişi, soğuğa karşı toleranslarının artmasından, bağışıklık sistemlerinin ne kadar güçlendiğinden ve strese karşı ciddi bir kontrol kazandıklarından, kronik stres sonucu oluşan depresyon, anksiyete ve hatta otoimmün rahatsızlıklarını kontrol altına aldıklarından bahsediyorlardı. 1 aylık detaylı bir araştırmadan sonra (İnternette ne kadar kaynak varsa hepsini izleyip okudum diyebilirim) bir Cumartesi sabahı Wim Hof Metod’un 3 çalışmasından 1’i olan Wim Hof Nefes tekniğini denemeye karar verdim. Nefes sonrası olanları anlatmam zor ama inanılmaz bir enerji ve zihinsel sakinlik, huzur geldi diyebilirim.

1 hafta Wim Hof nefesini düzenli çalıştıktan sonra, metodu tam denemeye karar verdim. Nefes, Soğuk ve İrade/Meditasyon. Metodu denedikten sonra neler olduğunu, neler hissettiğimi birazdan detaylı anlatacağım. Şimdi biraz metodu anlatmak isterim ki, neler hissettiğim daha iyi anlaşılsın.

5. Bilmeyenler için Wim Hof metodundan kısaca bahsedebilir misiniz?

Wim Hof Metod Hollandalı Wim Hof tarafından oluşturulmuş, “nefes, soğuk suya maruz kalma ve irade/fokus/meditasyon” çalışmalarının bir araya geldiği bir metod (Ayrı ayrı hepsi var ancak 3 çalışma bir araya gelince Wim Hof nefesiyle beraber inanın bambaşka bir şey ortaya çıkıyor). Metodun bu kadar ünlü olmasının 2 nedeni var.

Birincisi vadettiği her şeyin ve daha fazlasının ilk günden itibaren oluyor olması. İkincisi ise bilimi arkasına almış olması.

2007 yılından beri metodla ilgili yapılan 12 tane bilimsel çalışma var. Nefes, soğuk ve irade çalışmaları sonucunda bağışıklık sistemimizden dolaşım sistemimize, kronik stres (tüm hastalıkların ana nedeni) kontrolünden otoimmün rahatsızlıklara, bağışıklık sistemini düzenleyip güçlendirmesine, zihin yapımızın “Ben yapamam”dan “Yapabilirim”e geçmesi ve kendi yarattığı korkulardan arınmasına, hayatı tekrar yaşıyorum hissiyatına kadar geniş bir yelpazede zihin ve bedende ne gibi gelişmeler yapıyor belgelerle ortaya kondu ve konmaya devam ediyor.

https://www.wimhofmethod.com/science

6. Wim Hof metodunu uygulamak sizde ve hayatınızda neleri değiştirdi?

İşte burası çok önemli. Çünkü her şey değişti. Hayatımda bir şeyler değişmedi, ben değiştim, ben değişince hayatı algılama ve yaşama şeklim değişti.

“Ben”in değişmesi nedir peki? “Ben şöyleyim, ben böyleyimler”, “Ben onu sevmem, bunu yapamamlar” ne kadar gerçek?

Bunu kendinize sormanızı istiyorum. Bu düşünce yapısıyla özgür müyüz? Yoksa bize öğretilen kalıplar içinde bir hapishanede mi yaşıyoruz hayatı?

Metodu uygulamaya başladığım ilk günden itibaren fizyolojik olarak çok daha sağlıklı olduğumu hissetmeye başladım ancak esas değişim stres, korku ve zorlukları algılama, düşünme ve bunlar içindeki davranış biçimimde oldu.

Çocukluğumda ağaçların tepesinde oyun oynarken hissettiğim o güç, özgürlük, mutluluk ve hayat enerjisini tekrar hatırladım ve bunu neden unuttuğumu sorgulamaya başladım. Bunu bize unutturan neydi?

Buraya detaylı döneceğim.

Metodu şöyle uyguluyoruz; sabah kalkınca 10 dakika Wim Hof nefesi, 5 dk esneme egzersizleri, sonra kısa bir soğuk duş; ancak hepsi niyet etmiş, karar vermiş bir zihin yapısıyla.

Peki nasıl oluyor da stresi algılama biçimimiz değişiyor?

Soğuk duşun önüne geldiğimizde “Ben” dediğimiz şey derinlerden “Sakın yapma” diye bağırıyor ve bizi konfor alanımızda tutmak için türlü bahaneler hatta yalanlar söylüyor.

“İşe geç kalacaksın, soğuk suya girersen hasta olursun, korkuyorum, neden ki? Ne gerek var ki? İstemiyorum, ben soğuk sevmem, soğuk bedeni değil sıcak bedenine sahibim vb…”

Bu tepki sadece soğuğa verdiğimiz tepki değil, bu tepki hayatta bizi strese sokacak her duruma karşı verdiğimiz tepki.

Aynı hayattaki gibi, bizi strese sokacak bir duruma karşı da aynı şeyleri söylüyor “Ben”.

Bazen aksayan bir işe karşı, bazen yeni bir projeye başlarken, bazen yoğun bir dönemde, bazen toplantıda, bazen kendi iç dünyamızda, bazen trafikte…

Peki bu stresten kaçamıyor ve sürekli olarak strese maruz kalıyorsak (çünkü stres hep var olacak) kronik stres bizi nasıl etkiliyor?

Sabah alarmla beraber, “iş, toplantı, gelecek ve geçmiş kaygıları, oldular, olmadılar”…

Bizi hayatta tutmak için gelişen stres mekanizması sürekli olarak aktif kaldığı için tepkisel davranışlarla hayatı yaşıyoruz, ilişkilerimiz (kendimizle ve başkalarıyla) bozuluyor, iyileşme moduna geçemediğimiz için hastalıklar başlıyor, kimimizde egzama, kimimizde şeker, kimimizde dolaşım problemleri, kronik enflamasyon, otoimmün rahatsızlıklar ve liste uzayıp gidiyor… Hepsi stres altında ezilen zihin ve bedenin işlevini yerine getirememesinden.

Peki bu gibi stres durumlarında ne yapıyor insan? Ya kaçıyoruz ya mazeretlerle vazgeçiyor ya da stres altında ezilip hasta oluyoruz.

Özet olarak, stresi kontrol altına alamayınca, kronik stres makineyi bozmaya başlıyor.

Peki metod strese karşı ne yapıyor?

Metodun birinci çalışması Wim Hof nefesi ile zihin ve bedenimiz harika bir hale geliyor. Yaptığı inanılmaz şeyleri sayfalarca anlatırım o yüzden harika diyerek geçiyorum (yapılan bilimsel çalışmalarla anti enflamatuvar etkisi, bağışıklık sistemini düzenleyip güçlendirdiği kanıtlandı).

Her gün nefesle odağımıza geldikten sonra ikinci çalışma olan soğuk suyu bir gereç olarak kullanıyoruz. Neye karşı? Yapmayı istemediğimiz, bizi strese sokan durumlara karşı güçlenmek için.

Metodun üçüncü çalışması “irade” ile suya yani strese küçücük bir adım atıyoruz, zihin “Yapma” dese de nefesimizle kontrolde kalıyoruz.

Nerede? Stresin içinde. Tepkisel davranıp kaçmak yerine stresin, konforsuzun içinde konforda, kontrolde kalmayı egzersiz ediyoruz.

Her gün soğukla bu çalışmayı yapınca hayatı ve stresi algılama ve yönetme biçiminiz değişmeye başlıyor. (Hormonal stres beynin içindeki gri maddeyi her gün karşılaşılan bu stres durumuna göre yeniden forme etmeye başlıyor. Beyninizin yapısı değişmeye başlıyor, yeni nöron bağları kuruluyor ve artık hayatı ve stresi farklı algılamaya ve işlemeye başlıyorsunuz).

Örnek verelim, hiç beklemediğin kötü bir mail geliyor işle ilgili, asabınız bozuluyor, sinirleniyor ve strese giriyorsunuz. Bu sinir stresle o maile cevap yazıyorsunuz? O mail’i bir düşünün, hepimiz o mailleri aldık ve cevap yazdık. Nasıl? Stresin kontrolünde, strese verdiğimiz öğrenilmiş tepkilerle…

Sinirle, korkuyla, kaygıyla…

Şimdi bir de şöyle hayal edelim; aynı kötü mail gene geldi. Zihnimiz aynı stresi tekrar yarattı ancak her sabah kendimizi soğuk stresine kendi irademizle maruz bırakıp o stresin içinde kontrolde kalmayı egzersiz ettiğimiz için yeni karşılaştığımız stres karşısında da zihnimiz ve bedenimiz kontrolü ele nasıl alacağını çok iyi biliyor. Dolayısıyla tepkisel bir davranış yerine kontrolde ve uygun bir davranış sergileyebiliyoruz. Düşünce ve duygu durumumuzu stresin içinde kontrol edebiliyoruz.

Gün içinde binlerce stres kaynağıyla karşılaştığımızı düşünürsek bence harika bir süper güç stresin konforsuzun içinde dengede, konforda kalmak.

7. Soğuk bize psikolojik ve fiziksel olarak ne yapıyor?

Sadece soğuk demeyelim, Wim Hof Metod’un üç çalışmasının her biri (nefes, soğuk, irade), birbirinin gücünü arttıran pozitif bir döngü yaratıyor, dolayısıyla genel olarak faydalarını anlatmak isterim.

Göze çarpan ilk etkisi artık soğuk denizlere, karlı nehirlere buzlu şelalelere girebiliyorsunuz.

Soğuk ve üşümekle ilgili olan durum değişiyor. Ancak bu buz dağının sadece görünen tarafı. Altında ise; bağışıklık sisteminiz çok güçleniyor ve düzene giriyor. Bedendeki kronik enflamasyon ciddi şekilde azalıyor, otoimmün rahatsızlıklar kontrol altına alınıyor (Science linkinde yapılan bilimsel çalışmaları bulabilirsiniz), şeker düşüyor, dolaşım ve lenfatik sistem daha iyi çalışıyor, metabolizma hızı artıyor, ciddi yağ yakımı oluyor, kahverengi yağ (en faydalısı) artıyor dopamin, endorfin ve nor adrenalin hormonları bolca salgılanıyor. Beden efektif bir şekilde çalışmaya başlayınca zihin de (düşünce sitemi hormonlarla bağlı) iyi çalışmaya başlıyor. Bunlar başlıca fiziksel faydaları.

Ama esas fayda, stresi kontrol altına almakla başlıyor. Zihin daha önce “Ben yapamam, istemiyorum vb.” dediği veya diyeceği durumlara karşı ÖZGÜRLEŞİYOR. Korkularınızda özgürleşiyorsunuz. Özgürlük gelince ve stres kontrol altına alınınca ise zihinsel ve bedensel (aslına tek bir şey) AKIŞ başlıyor.

Stres yaratan durumlar veya zihnimizde yarattığımız stres yaratan düşüncelerden özgürleştiğinizi hayal edin, o korkuların artık sizi etkilemediğini…

8. Katılımcılar, eğitimlerinizden ne beklemeli? Wim Hof metodu bize ne gibi faydalar vadediyor?

Sanırım yukarıda biraz anlattım ancak katılımcılarımız bilsinler ki sadece soğuğa karşı bir güçlenme olmayacak. Genelde “Ben çok üşürüm artık bıktım üşümek istemiyorum” diye geliyorlar eğitime.

Bu buz dağının görünen küçük kısmı.

Wim Hof Metod eğitiminden itibaren; özgürlük, korkuların içine ve içinde adım atma ilerleme becerisi, kendinle bağ kurma, kendinle kurunca çevrenle bağ kurma, jilet gibi bir zihin, güçlü ve çok sağlıklı bir beden, hayatının kontrolü tekrar elinde hissiyatı, stres ve konforsuzluk içinde konforda kalma becerileri edinecekler.

9. “Ben soğuk suya giremem” diyenlere öneriniz nedir?

Hemen soğuk suya girmeleri!

Gelişim alanımız korkularımızdan geçiyor, dolayısıyla zihinsel ve bedensel olarak gelişmek için hayatı korku ve stresten özgür yaşamak için bir karar vermelerini, bir niyette bulunmalarını isterim.

Zihin ne derse beden onu takip edeceğinden “Yapabilirim, zor, korkutucu ama bu güce sahibim” zihin yapısında olmalarını tavsiye ediyorum.

Soğuk su deyince öyle 10 dk’lar, baştan aşağı sular falan yok, merak etmesin kimse.

Yogaya gittiğimiz ilk gün bedenimizi sonuna kadar zorluyor muyuz? Ya da spor salonunda ilk gün 100 kg ağırlıkla mı başlıyoruz? Küçük adımlarla başlıyor, disiplinle devam ederek esnekliğimizi ve ağırlıkları arttırıyoruz.

Soğuk su çalışmasında da aynı bu şekilde ilerleyeceğiz. Önce niyet edin, “Ben bu işi yaparım…”, sonra her sabah sadece 30 saniye bacaklar ve kollar olarak başlayın. Çok küçük bir adım atın.

Bunu da yapmak istemeyeceksiniz ancak konu da bu zaten, seni rahatsız eden durumun içinde iradenle adım atıp orada kontrolde kalmak. Yarın bir daha, yarın bir daha ve yarın bir daha derken zihin kontrolde kalmayı öğrenmeye başlayacak. Soğuk sudan dönüşte ödül var merak etmeyin.

Soğuk suda salgılanan dopamin ve endorfin hormonları nedeniyle dağları fethetmiş gibi hissedeceksiniz ve yarın bir daha suya girmek isteyeceksiniz. Hatta sudan çıktığınız an “Keşke biraz daha dursaydım” diyorsunuz.

Metodu özetlemeye, anlatmaya çalışıyorum ancak inanın kelimelerin yetmediği hissiyatlar var burada.

Dün “Ben asla yapamam” derken bugün “Nerede buz gibi denize girebilirim” düşünce yapısına geçiyorsunuz. Bu düşünce yapısını hayatın her alanına uygulamaya başlayınca “Hayatımın kontrolü artık bende” duygusu ile tüm zorluklara rağmen akış içinde hayatı yaşamaktan bahsediyorum ve evet sadece sabahları 20 dk Wim Hof Metod ile bu oluyor. İnanın sandığınızdan çok daha büyük bir güce sahibiz, bu gücü unuttuk tekrar uyandırmamız gerek. Bunu uyandıracak hoca ise soğuk su. Kendinizi hocaya teslim edin, bırakın…

10. Sizi ve eğitimlerinizi nereden takip edebiliriz? En yakın eğitim tarihlerinizi öğrenebilir miyiz?

Instagram’da @doruk_taraktas sayfamdan takip edebilirsiniz. Eğitim tarihleri ve bilgileri oradan paylaşıyorum. Doruktaraktas.com adresi de Temmuz ayı itibariyle açılıyor. Bu sitede metodu detaylıca anlatacağım. Youtube kanalı da sanırım Temmuz’da başlamış olacak.

Eğitimleri 1 günlük temel eğitim, hafta sonu kampları, bireysel ve grup özel dersleri, kurumsal eğitimler (yönetim kadrosu) olarak yapıyorum.

Son olarak, öğrenilmiş korkulardan ve buna bağlı olarak stresten özgürleşmek, tekrar “mutlu, sağlıklı ve güçlü” olmak Wim Hof Metod’la bizim elimizde, sandığımızdan çok daha büyük bir güce ve potansiyele sahibiz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale